80 yıldır, bıkmadınız bu vaat siyasetinden. Vaat siyasetinin ancak cahil toplumlarda getirisi olabilir. Bu siyaset biçimindeki ısrar nedir? Siyasetçilerimiz milleti cahil mi görüyor? Ondan mıdır bu ısrar?! Milletin ferasetine güvenmeyen siyasete soyunmasın! Bu millet asla cahil değil. Ne seçimler gördü, ne vaatler duydu! Boş vaatlere karnı tok! Dikkat ederseniz, millet her vaat'e atlamıyor. Önce analiz ediyor. Gerçekleşme olasılığı nedir? Hazinede karşılığı var mı? Vaat'te bulunan lider sözünün eri mi?... Bunlara bakıyor. Tabii ki, her seçim ayrı bir heyecan, eğlenceli de... Bizde seçimlerin olmazsa olmazıdır vaatler. Fakat artık yeter. Çok partili sisteme geçtiğimiz 1946 dan günümüze 77 yıldır kabak tadı verdi bu vaatler. Yaratıcı olun biraz. Farklı şeyler söyleyin. Bırakın para pul dağıtmayı. Siz ortam yaratın, iş alanları açın. Millet kendisi kazanır parayı! Demokrasi tarihimizde, geçmişten bugüne hayatımıza giren siyasilerin birçoğu bizi gülümseten anılar da bıraktı hafızalarımızda. Özellikle, seçim dönemlerinde havada uçuşan vaatleri, hedefleri, kampanyaları her zaman ilgiyle izledik. Bir çoğuna da güldük geçtik. Siyasilerin, oy uğruna verdikleri uçuk sözleri seçimin ardından unuttuklarını iyi biliyoruz.. Bakın geçmiş seçimlerde hangi lider ne vaatte bulunmuş; Kendine has uslubu ile Türk siyasi hayatına damgasını vuran Süleyman Demirel seçim vaatlerinde de tartışmasız bir numara idi binanaleyh!. Yasaklar sonrası yeniden siyasete döndüğü 1991 seçimlerinde "Kim ne veriyorsa beş lira fazlasını vereceğim" sözü ile noktayı koymuştu. Yoksa mezattaki açık artırma gibi arkası gelmiyordu. Demirel, ekonomiyi 500 günde düzlüğe çıkarma sözü de vermişti. Sonuç malum, ekonomimiz o gün bugündür onca iktidara rağmen bir türlü düze çıkamadı. Cem Uzan'ın "Vallahi Mazot 1 Lira olacak" diye ettiği yemin de siyasi tarihimize geçen vaadlerden biri oldu. Her işsize 350 (o gün için iyi para) TL maaş vaat eden Cem Uzan, konser eşliğinde halka döner-ekmek dağıtarak 2002 seçiminde Genç Parti'ye yüzde 7 oy kazandırmıştı. Döner ekmeği yiyen halkımız, borçlu kalmamak için karşılığını oy olarak vermişti. 2007 seçiminde ise barajı aşabilmek için inanılmaz vaatlerde bulunmasına ve İbrahim Tatlıses'i aday göstermesine rağmen Uzan'ın Genç Partisi büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı. Süleyman Demirel'in ekonomi kurmayı olarak siyasete adım atan Tansu Çiller'in vaatleri de Demirel'i aratmadı. DYP-SHP hükümetinde ekonomiden sorumlu devlet bakanı olan bacımız, herkese biri ev, biri araba olmak üzere iki anahtar vaat etmiş, her mahallede yüz trilyoner olacak demişti. Her köylüye traktör sözü de vermişti. Demirel sonrasında, Başbakanlık koltuğuna oturdu ama verdiği sözleri yerine getirmedi. Necmettin Erbakan ise vaat yarışında rakiplerinden geri kalmadı. Taksim Meydanı'na Cami yapma sözü veren Erbakan seçmene 5 bin tank üreteceğiz deyip, her İle bir havaalanı ve hızlı tren vaat etmişti. Refahyol iktidarında Başbakan olan Erbakan, işçi memur ve emekli maaşlarına süper zamlar yaptı. Ancak 28 Şubatta gerçekleştirilen darbe sebebiyle vaatlerini yerine getiremeden iktidardan indirildi. Cumhuriyet Halk Partisi 2002 seçimlerine üniversiteye giriş sınavlarını kaldırma ve 1 milyon işsize iş sözü ile girmişti. İktidar olamayınca doğal olarak hiçbirini yerine getiremedi. Kemal Kılıçdaroğlu ise vaat yarışında Deniz Baykal'ı da geçti. Yoksul ailelere 600 TL maaş bağlayacağını söyleyen Kılıçdaroğlu'nun "Parayı nerden bulacaksın?" sorusuna verdiği "Benim adım Kemal, ben bulurum" cevabı ise kimseyi tatmin etmedi. Parası olmayana bedelsiz askerlik ve askerlik süresini 6 aya indirme sözleri de kamuoyunda şaşkınlıkla karşılanmıştı. Ancak, hakkını teslim etmek gerek. Emekli bayram ikramiyeleri örneğinde olduğu gibi, söylediği bazı şeyler iktidarı etkiledi ve gerçek oldu! MHP lideri Devlet Bahçeli ise 1999 seçimlerinde "Apo'yu idam edeceğiz"demişti. Sandıktan ikinci parti olarak çıkan MHP hükümet ortağı olmasına rağmen bu sözünü yerine getiremedi. "Kesinlikle dokunulmazlıkları kaldıracağız. Trafik sorununa özellikle büyük şehirlerdeki ve en öncelikli İstanbul'daki trafik sorununa kesin çözüm bulacağız. Çalışanı ihya edeceğiz.yaşam standartlarını yükselteceğiz." Bu sözler kime aitti? Onu da siz tahmin edin. Vaat siyaseti bana göre milleti aptal yerine koymaktır. Milletin aklıyla alay etmektir. Liderler yada vekil adayları; halka projelerini anlaşılır bir dille anlatsalar, Tarımsal üretimi, hayvancılığı, nasıl canlandıracaklarını... Eğitimde hangi reformları gerçekleştireceklerini.. İşsizliği nasıl azaltacaklarını.... Sağlık sisteminde hangi iyileştirmeleri yapacaklarını... Dış politikada, savunma sanayiinde nasıl bir yol izleyeceklerini... Ucuz vaatlerle, milleti aptal yerine koymak yerine, ayakları yere basan, aklın ve bilimin ürünü projelerini ortaya koysalar daha iyi olmaz mı? "Dışarıdan 300 milyon dolar taze para getireceğim!" 1 trilyon dolarda getirsen bu beni heyecanlandırmıyor. Tam aksine ürkütüyor! Halkta bir karşılığı olduğunu da zannetmiyorum! Bunun yerine; "Tarımda, hayvancılıkta, sanayide üretim seferberliği başlatacağım. İhracatımız ithalatımızın önüne gececek.Cari açığı yok edececeğiz. Bütçemizin fazla vermesini sağlayacağız. Kuvvetler ayrılığını, hukukun üstünlüğünü hakim kılacağız" dese daha çok heyecan yaratır. Bu danışmanların da kime çalıştığı belli değil!! Millet vekili adaylarına da bakıyorum. Çoğunun aday oldukları şehirle ilgili bir projesi yok. Esnaf ziyaretleri, köy ziyaretleri, çarşı pazar gezmeleri, iftar yemekleri. Arada da medyada boy göstermek. Seçim çalışmaları bunlardan ibaret. Kendi bölgemdeki adayları, olabildiğince takip etmeye çalışıyorum. Henüz projelerini anlatanı görmedim. Bazı adaylar projeleri olduğunu söylüyor. Fakat, henüz bu projelerin neler olduğunu duymadık. Yaşadığım kentin en büyük sorunu hava kirliliği. Özellikle bu konuda projesi olan bir vekil adayımız var mı? Çok merak ediyorum. Bırakın artık, çocuk kandırır gibi para, pul dağıtmayı. Projelerinizi anlatın kardeşim! Aptal değiliz anlarız. Notumuzu da ona göre veririz.