blank
Fikret Gökçe tarafından
24 Ağustos, 2023 15:27 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:10
A+ A-

YERLİ VE MİLLİ BU UÇAKLARI YÜZ YIL ÖNCE BİZ YAPIYORDUK (3. BÖLÜM)

Yazı dizimizin bu bölümünde TOMTAŞ’ı ve bu tesis kapandıktan sonra açılan Kayseri Uçak Fabrikası’nı anlatmaya çalışacağız. Ama yazımıza önce iki güzel gelişmeyle başlamak istiyoruz. Havacılık konusunda güncel gelişmeleri konu alan bu haberler yüz yıl sonra da olsa, bizi umutlandırıyor ve sevindiriyor. 14 Haziran 2023 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde uçak ve helikopter parçaları üretmek için yaklaşık 205 milyon liralık bir yatırımla Tomtaş Havacılık ve Teknoloji A.Ş. nin Kayseri’de yeniden faaliyete başlayacağı duyuruluyordu. Haberin devamında, yıllık 420 bin kg. üretim kapasitesine sahip olacak Tomtaş Havacılık Sanayiinin yarım kalan macerası yaklaşık 1 asır sonra küllerinden doğacak. 10 milyon 207 bin 500 Dolarlık makine ve teçhizat ithal edilecek ve bu tesiste uçak gövdesi, kanatları, kapıları, kumanda yüzeyleri, iniş takımları gibi ana montaj parçaları, pervaneler, helikopter rotorları ve motor parçaları üretilecek deniyordu. blank   TEİ VE PROF. AKŞİT İkinci gelişmeyi konu alan aşağıda yer alan satırlarda ise, örnek bir kişiyi ve yaptığı çok önemli çalışmaları anlatmak istiyorum. 2 Kasım 2020’de yapılan olağanüstü genel kurulda Kardemir’in yeni yönetim kurulu belirlenmiş, başkanlığa ve genel müdürlüğe aynı zamanda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı olan Alparslan BAYRAKTAR (yeni kabinede bakan oldu) getirilmişti. Türkiye'nin en önemli sanayi kuruluşlarından biri olan ve Demir-Çelik sektöründe lider konumunda bulunan KARDEMİR Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilen Prof. Dr. Mahmut Faruk AKŞİT mevcut projeleri ve görevi nedeniyle şirkete yeterli zamanı ayıramayacağını belirterek bu görevi kabul etmemişti. Bu davranış son yıllarda pek rastlanan bir olay değildi. Zira AKP İktidarında yeterli bilgi ve liyakata sahip olup olmadığına bakılmaksızın yapılan yüzlerce atama ve görevlendirmede böyle bir durum yaşanmamış, hiç kimse birden fazla maaş almayı ve ballı-börekli makamları reddetmemişti. 1967 Denizli doğumlu olan Prof. AKŞİT Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliğini bitirdikten sonra ABD'ye giderek Newyork Eyaleti'nde Rensselaer Polytechnik Institute'de akademik çalışmalarını tamamladı ve önce doçent, 2015 yılında profesör oldu. General Electric şirketinin Ar-Ge merkezinde 10 yıl görev yaptı. NATO dahil bir çok kuruluşun davetini kabul etmeyerek 2001 yılında Türkiye'ye döndü. Gebze Yüksek  Teknoloji Enstitüsünde Enerji Sistemleri Bölüm Başkanı iken 500 kw.lık yerli ilk rüzgar türbininin yapımını gerçekleştirdi. 2003'den itibaren Sabancı Üniversitesi Mekatronik Bölümünde görev yaptı. 2013 yılında ise, TEİ Motor Sanayi A.Ş. Genel Müdürlüğüne atandı. TUSAŞ bünyesindeki, Eskişehir merkezli ve Bin 500 dolayındaki mühendis ve teknik elemanıyla TEİ,  2017 yılında başlattığı helikopter motoru yapım çalışmasını başarıyla tamamladı. Ürettikleri ilk yerli jet motoru TEİ TS 1400, GÖKBEY helikopterine takıldı ve başarıyla uçuruldu. Airbus ve Boeing başta  olmak üzere  dünyanın sayılı uçak firmalarına kritik yedek parçalar üreten TEİ, bu motoru ATAK helikopterine de uyguluyor. Jet motorlarının yanma odalarında oluşan yaklaşık 3500 santigrat derece sıcaklığa dayanan nikel ve wanadyum alaşımlı kristal kanatçıkların imalini yüzlerce kez deneyerek başaran TEİ, İHA'ların ve Roketsan'ın ürettiği füzelerin motorları yanı sıra Skorsky helikopterlerine lisanslı motor da yapıyor. Milgem savaş gemileri ile yakın bir gelecekte uçması planlanan ve KAAN adı verilen  Milli Muharip Uçağımızın motorları üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ABD ve müttefiklerinin uyguladıkları ambargo nedeniyle büyük sorunlarla karşı karşıya kalan ülkemiz bu sorunları aşmak için Aselsan, Havelsan, Roketsan, TUSAŞ ve TAİ gibi son derece stratejik kuruluşlarla büyük bir atak gerçekleştirdi. "Kendi Uçağını Kendin Yap" kampanyasıyla hız kazanan bu atılımın önemli bir sonucu olan TEİ, havacılık ve uçak sanayiinde ülkemizi dünya ölçeğinde iddialı bir duruma getiriyor. Genç yaşlarında uçma zevkini tadan eski bir havacı olarak, bu gelişmelerle birlikte Büyük Önderimiz ATATÜRĶ'ün "İstikbal Göklerdedir" hedefinin yüz yıl sonra da olsa yeniden önemsenmesini sevinçle karşıladığımı burada belirtmek isterim. Yazı dizimizin üçüncü bölümüne başlarken bu açıklamayı yapmayı görev sayarak ve TEİ ile taşıdığı büyük sorumluluğa kilitlenmiş, çıkar düşünmeden  başka bir görev kabul etmeyen ciddi tavrı nedeniyle Sayın Prof. Dr. AKŞİT'i alkışlıyorum. blank TOMTAŞ UÇAK FABRİKASI Yazı dizimizin 2. bölümünde yer alan bir paragrafta TOMTAŞ'ın kuruluşundan söz etmiş ve Alman Junkers Flugzeug Werke Aktiengesellschaft şirketi ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 7 Eylül 1925 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla kuruluşu gerçekleşen bu Anonim Şirkete 3 milyon 361 lira kuruluş sermayesi tahsis edildiğini anlatmıştık. Türk Havacılığının gelişmesi için atılan bu adımdan sonra, Kayseri'de uçak üretecek olan fabrikadan ayrı olarak uçakların bakımını yapacak bir fabrikanın da Eskişehir'de kurulması kararlaştırılır. Şirketin yönetim kurulu başkanlığına Demokrat Parti iktidarında TBMM Başkanı olan Refik KORALTAN getirilir. Yönetim Kurulu Türk ve Almanlardan oluşuyor, bir kısmı milletvekili olan Türk yöneticilerin havacılık konusunda bilgi ve deneyimleri bulunmuyordu. Bu yüzden yapılan toplantılarda söz ve karar sahibi hep Almanlar oluyordu. İlk iş olarak önce Kayseri'de on bir hangarın yapımına başlandı. Bir yıl içinde altısının yapımı tamamlanan hangarlara Almanya'nın Hamburg Limanından gemilerle İskenderun'a getirilen tezgah, makine ve diğer teçhizat güçlükle Kayseri'ye ulaştırılarak bu hangarlarda monte edilmeye başlandı. Gereken elektrik enerjisi, getirilen 100 ve 200 kw. lık iki dizel motordan sağlandı. Fabrikayı çalıştıracak elemanlar olan Alman 5 mühendis ve 120 ustanın yanı sıra, kalifiye işçi yetiştirilmesi amacıyla çırak okulu açıldı ve bir miktar personel eğitim için Almanya'ya gönderildi. Alanında dünyanın en büyük tesisi olarak kabul edilen TOMTAŞ, Milli Savunma Bakanı Recep PEKER tarafından 6 Ekim 1926 günü törenle açıldı. 1927 yılından itibaren başlayan çalışmalarla Türk Hava Kuvvetleri'nin Junkers A-20, F-13 ve G-23 uçaklarının bakım, onarım ve revizyonları yapılmış ayrıca test uçuşları baş tecrübe pilotu Vecihi HÜRKUŞ tarafından yapılan 30 adet Ju A-20 uçağı komutanlığa teslim edilmişti. blank Madeni gövdeli bu uçaklar yüksek performansa ve üstün özelliklere sahipti. O yıllarda Doğu Anadoluda başlayan isyanların bastırılmasında  önemli görevler yaptılar. Özellikle yüksek dağlardan oluşan bu bölgemizde inebilecekleri düz bir alan bulunmaması nedeniyle yakıt ikmali yapmadan üslerine dönebiliyorlardı. Kısa bir süre sonra fabrikada huzursuzluk başladı. Yönetimdeki  Türk temsilcilerin havacılık konusunda yetersizliği bütün kararların Almanlar tarafından alınmasına yol açıyor, bu da sorun yaratıyordu. Ayrıca Almanların daha yüksek ücret alması çalışanlar arasında ayrımcılığa ve huzursuzluğa neden oluyordu. Bir de, devlete hazır uçak satmaya çalışan yabancı şirketlerin temsilcileri yetkilileri zorluyor, kara propaganda yaparak bu büyük projeyi baltalıyordu. Vecihi HÜRKUŞ'un yazdığına göre bunların başında Yılmazlar ve Cudiler adındaki ithalat şirketleri  geliyordu. Kurulduğu yıllarda  dünyanın en büyük uçak fabrikalarından biri olan TOMTAŞ, bu sorunların yanı sıra yeni siparişler de alamaması nedeniyle büyük krizler içine girdi. Ayrıca Almanlarla oluşan anlaşmazlık sonucu 28 Haziran 1928 tarihinde faaliyetine son verildi. İki yıl sonra, Mayıs 1930'da TOMTAŞ'tan geriye kalan tesislerde işletmeye açılan Kayseri Tayyare Fabrikası'nda yeniden uçak üretimi başladı.