Gelişmiş ülkelerde kooperatifçilik bir amaçtır. Bu amaç, o ülkelerin gelişmiş olmalarında büyük katkı sağlamıştır. Bizde ise siyaset her alanda olduğu gibi bu kuruma da maydanoz olmuştur. Ülkenin kalkınması, insanların gönence kavuşması anlamında amaç olarak görüleceğine siyasette bir yer edinmenin aracı olarak ele alınmıştır. Kooperatifleşmenin ülkemizde revaçta olduğu dönemlerde kalkınmanın hızlandığı da görülür. Kooperatifçilik ülkemize devasa kuruluşlar da kazandırmıştır. Bunlardan bir tanesi Ziraat Bankası'dır. Bir nevi kooperatif olan Memleket Sandıklarının bir ürünüdür Ziraat Bankası. Her ne kadar bugün Varlık Fonu'na devredilmiş ve başka alanlara yönelmiş ise de Türk çiftçisinin kalkınmasında önemli bir yere sahiptir. Batılı ülkeler o dönemlerde kalkınmalarını kooperatifleşme ile sağlarken biz yine yaya kalmanın aptallığını yaşıyorduk. Şükür ki, Mustafa Kemal Atatürk geldi bu işe de el attı. Kooperatifleşmenin ne denli önemli olduğunu anlatmaya çalıştı ve bu örgütlenmenin önünü açtı. Daha sonraki süreçlerde tu kaka edilen Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri de büyük Atatürk'ün Türk halkına bir armağanıdır. Atatürk'ten sonra kooperatifleşmeye önem veren isim ise Bülent Ecevit'tir. Bülent Ecevit, batının kalkınmasını incelemiş ve kooperatiflerin önemini kavramıştır. 1970'li yıllarda kooperatifçiliğin alabildiğine hızlanmasında büyük payı vardır Ecevit'in... İskandinav ülkelerindeki kooperatif hareketinin Türkiye'de yaşam bulması için çaba göstermiştir. Elbette, ülkemizdeki kooperatifçiliğin yaygınlaşmasında 1960 Anayasasında kooperatifçiliğe yapılan vurgu da önem taşır. Batıda kooperatifçilik bir amaçtır. Biz de ise zaman içerisinde vurgun vurmanın, siyasi rant sağlamanın aracı haline gelmiştir. Rahmetli Mahmut Türkmenoğlu'nun İzmir'de yaşama geçirmeye çalıştığı kooperatifçiliğin ruhu yitirilmiştir. Çirkin siyasetçi el attığı her alanı berbat ettiği gibi bu alanı da siyasi amaçları için kullanarak kurutmuştur. Ülkemizde konut kooperatifçiliğinin bir zamanlar revaçta olması bu sivil örgütlenmenin gücünü gösterme bakımından etkisini de ortaya koyar. Yardımlaşma, dayanışmanın vücut bulduğu, temiz kalabilen yönetim anlayışları başarıyı sağlamıştır. Türkiye'nin kalkınmasının motoru halen kooperatifleşmededir. Türkiye, kooperatifleşmeyi sağladığı ölçüde kalkınacaktır. Özellikle tarım alanında kooperatifleşme köylünün gücünü artıracaktır. Ne yazık ki, günümüzde kooperatifleşmeye yeterince önem verilmemektedir. Atatürk gibi, Ecevit gibi bu alana el atacak siyasi önderlere ihtiyacımız vardır şimdi. Yerel dinamikler de bu alana el atmalıdır.