Genel seçimlerle iktidarını güçlenirden iktidar, yerel seçimleri de garantiye aldığını düşünerek, çalışan ve emeklilerin sıkıntılarını görmezden gelmesini, seçmen affetmedi… Sosyal hayata desteklerini dengeli yapmayan iktidar, çalışma hayatının sorunlarını çözmek yerine, erteleyerek daha da kötüleşmesine yol açtı.. Çalışma hayatına yapılan dengesiz ücret artışlarının seçim döneminde yapılması, sonuca siyaseten fayda sağlarken, piyasadaki tüm dengeleri de alt-üst etmiş oldu.. Çalışma hayatında bozulan dengenin düzeltilmesi yerine, çalışan-emekli ayrımı gibi, ücret artışlarından tüm kesimlerin faydalandırılması yerine, ücret artışlarının sektörlerin yaptığı fahiş zamların çok altında kalmasıyla, en büyük darbeyi de emekli kesimi görmüştü.. Temel siyaset ve ekonomi politikalarından uzaklaşan iktidarın, seçim kazanma amacıyla uygladığı sosyo-ekonomik politikalar, çalışma hayatını ve emeklileri görmezden gelince, emekliler geç de olsa iktidara ilk uyarısını sandıkta yaptı… Son yirmi yılın Türkiye siyasetine damgasını vuran iktidara ilk seçim yenilgisini de, sorunlarına çözüm bulmayan emekliler verdi.. Uygulanan seçim odaklı sosyo-ekonomik programlarla bozulan ekonomik dengenin, emeklilerin feryatlarına kısa zamanda çözüm bulunamayacağını göstermekte.. İktidarın yaptığı açıklamalar da, çalışma hayatının özellikle emeklilerin taleplerine kısa sürede cevap veremeyeceği yönünde... Her ne kadar şahlanış dönemi olarak açıklansa da, ikinci yüzyılın, Türkiye için olumlu göstergelerle başlamadığı aşikar.. Enflasyon, fahiş fiyat artışları, faiz, döviz gibi rakamsal değerleri baskılayarak, denge kurulmak yerine kriz makası daha da açılmakta.. Ücret artışları yerinde sayarken, her alandaki, her sektördeki günübirlik fiyat artışlarına önlem alamayan ekonomi yönetiminin aciz kalarak susması, halkı isyan ettirdi… Halk, yıllardır uyumakta olan gücünü kullandı ve önce olmayan ana muhalefeti, desteğiyle güçlendirerek, iktidara desteğini kesti.. Geçtiğimiz ay sonunda yapılan yerel seçimlerde halk ittifakı, kimsenin beklemediği tepkiyle, Cumhur ittifakına güveninin kalmadığını sandıkta söyledi… Cumhur İttifakı ortakları, Erdoğan ve Bahçeli’nin devamlı hedef tahtasında tuttuğu CHP’yi de, her alanda kriz ile boğuşan Türkiye’nin, siyasi çözüm aktörü olduğunu işaret etti.. Asıl, vekillere, yani seçmen, seçtiklerine gerekli ikazını yaptı.. Seçmenin desteğini alan ana muhalefet, iktidarı sistem için değil, halkın, vatandaşın refahı için çalışmaya zorlamalı… Aksi takdirde halktan aldığı ana muhalefet görevini iade ederek, halktan iktidarı talep etmeli.. Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…