blank
Mustafa AKAY tarafından
25 Temmuz, 2023 11:53 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:11
A+ A-

UYANDIRMAZSAN UYANACAK DEĞİL

Beş on yıldır bir padişahlık öykünmesi aldı başını gidiyor. Padişahlığın erdemini anlatan anlatana... Elbette, padişahlığın erdemi anlatılırken, beyin altında Osmanlı'ya dönüş işaretleri de veriliyor. Osmanlı Ocakları, Selim Osmanlı, Diriliş Dernekleri, Türkiye'nin yönünü bugünden düne döndürmeye çalışıyorlar. İsimlerini yazmasını bilmeyenler, Osmanlı'nın muhteşemliğini anlatıp duruyorlar. Bunların içinde, genç genç çocukların olması ise gerçekten üzüntü verici.  Yalan yanlış tarihi bilgiler bu çocukların beynine şırınga edilmiş, ediliyor. Osmanlı hayali ile beyinleri yıkanan bu çocukların elbette hedeflerinde Atatürk ve cumhuriyet var. Tam anlamıyla Atatürk düşmanı olarak ortalığa sürülüyorlar. Zaman zaman bu gençlerle konuşma ortamında bulunuyoruz. Cumhuriyetin, bir anda insanları cahil durumda bıraktığı tezi bu çocuklara bir argüman olarak sunulmuş. Onlar da buna dayanarak neredeyse İŞİD kafasıyla Türk'e, Atatürk'e, Cumhuriyete düşman olarak bilendikçe bileniyorlar. Elbette, bu çocuklar durup dururken, bu noktaya gelmediler. Atatürk'ten nefret eden, Cumhuriyete kin bileyen yöneticilerin varlığı bu iklimi hazırladı.   Üç kıtaya yayılarak 620 yıl hüküm süren Osmanlıyı Atatürk ve arkadaşlarının yıktığını ileri sürüyorlar. Osmanlı devam etseymiş, Türkiye bu kadar küçülmezmiş vb.  gibi tantanalarla derin bir hayal içine düşürülmüşler. Neredeyse,  bilmedikleri  SEVR 'i Lozan'a tercih eder durumdalar. Kısacası, işimiz çok zor. Ama, zoru başarmak önemlidir. Büyük ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, Kızılırmak Kıyıları şiirinde vurguladığı " Gün doğar tarla kuşları uçuşurlar/ Ağır bir aydınlık bildiğin şafak değil/ Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna/ Uyandırmazsan/ Uyanacak değil" Bu bir gerçek ve halen geçerliliğini sürdürüyor. Aydınlara, gazetecilere, yazarlara, yurtseverlere büyük görev düşüyor. Bıkmadan, usanmadan anlatmak gerekiyor. Yoksa, bu kafalarla Türkiye, hızla uygarlıktan uzaklaşıp, orta çağ karanlığına gömülmeye mahkum hale gelecektir. Padişahlığı öve öve göklere çıkaran gençlere "Deli İbrahim" ismini biliyor musunuz diye sorunca yanıt alamıyoruz. Deli İbrahim'in de bir padişah olduğunu anlatınca tepkileri biraz olumluya dönüyor. Majestelerinin Atatürk'e, İnönü'ye saldırması bu gençleri etkilerken, uyuşuk uyuşuk duran bazı kesimleri de hareketlendiriyor. Toplumda, Atatürk sevgisi yeniden filizleniyor. Direk Atatürk'e laf atamayanlar yeniden bir uyanışın kıvılcımını da ateşliyor. Yani,  etkili olmak isterlerken, yeni bir tepkinin oluşmasının zeminini hazırlıyorlar. Kısacası, ne yaparlarsa yapsınlar toplum Atatürk'e karşı yapılan saldırıları kabullenmiyor ve Atatürk'e yeniden sımsıkı sarılır duruma geliyor. Bir de tatlı su solcuları ile Aydıncıklar  bunu anlayıp, görevlerini yapsalar sorun daha kısa sürede çözülecektir. Maroken koltuklarda oturup, gerçeği bildiklerini, gördüklerini sanan sözde aydınlar, artık "gerçeği görmenin değil/içine girip değiştirebilmenin hüner olduğunu" anlamalıdırlar.