Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
23 Aralık, 2014 11:17 |Güncelleme: 05.10.2024 08:13

TÜRK SUBAYI KİMDİR?

A+ A-

‘’Türk Subayı; vatan ve vazife uğruna hayatını seve, seve feda eyleyeceğine dair, milletinin en kutsal emanetleri üzerine yemin etmiş ve gerektiğinde ya istiklal, ya ölüm diyerek, bu yeminini gözünü kırpmadan yerine getirmiş; ‘Yüce Türk Milletinin’ bir ferdidir…’’ Böyle bir yazıyı kaleme almamın nedeni: Son dönemde yaşanan olumsuzluklar içerisinde, yapılan genellemeler ile türlü sıkıntılara maruz kalan, yazılı ve görsel medyadan hiç de hak etmedikleri eleştiriler alan ‘subay’ kavramının ne demek olduğunu anlatarak; Bu şerefli mesleğe öğrencilik hayatım da dâhil olmak üzere; 32 yılımı veren emekli bir subay, bir Kıbrıs Gazisi olarak, yüreğimde kopan fırtınalardan taşan duygularımı yazıya dökmektir. O duyguyu ilk kez 12 yaşımdayken yaşamıştım! O anda hissedilenler, anlatılamaz sadece yaşanması gerek. Öğrenci de olsan, o şerefli üniformayı ilk giydiğin o gün anlarsın ne olduğunu, neyi, nasıl hissettiğini? Artık sen kalbinle, beyninle, bedeninle ve tüm mukaddesatınla bu aziz vatana ve milletine aitsindir. Senin hamurun, her karışı aziz şehitlerimizin kanları ile sulanmış olan vatan toprakları ile özdeşleşmiştir. Artık sen, üzerinde taşıdığın o şerefli üniformanın içerisinde geçireceğin her anın; vatanına ve milletine ait olduğunu öğrenirsin. Ve sen, ‘Türk Ulusunun’ yüce menfaatleri için görev almanın onurunu, gururunu taşıyan ve onun varlığına, kendi varlığını feda etmeyi göze almış bir kişi olursun. İşte bu hamurunla sana şekil verirler. O kutsal gün geldiğinde de; Al Sancağının ve milletinin huzurunda; bir elini silahının ve bayrağının üzerine, diğerini ise arkadaşlığın en önemli simgesi olan, silah arkadaşının omzuna koyar, yemin edersin. Subay çıktığın o gün, kuşandığın kılıcının şakırtısı; Oğuz boylarından gelen nal seslerine eşlik eder. Omzuna takılan ilk yıldız, Al Bayrağımızdan, evrenin sonsuzluğundan sana emanet edilen ilk rütbedir, milletimin şerefini temsil eder. Senin namus ve şerefine emanet edilen Ay Yıldızlı Sancağımızı, çelik pençeli bileğinle kavradığın o günün sonrasında başlar asıl görevin. Vatan bellediğin bu kutsal toprakların her zerresidir, senin görev yerin. Edirne’den, Ardahan’a… Samsun’dan, Anamur’a… Görevin yeri ve niteliği hiç önemli değildir senin için. Gün gelir, bir dağ köyünde, günü gelir bir bozkırın içindesindir. Kimi zaman sadece subay olman da yetmez, bazen öğretmenlik, bazen de babalık edersin çevrene, çevrende senden çaresizce umut bekleyenlere. Kimi zaman okul yaptırır, kimi zaman yol açar, kimi zamansa suyu olmayan o toprakların umudu olursun, akan bir çeşmenin suyu için. Kimi zaman da depremlerin, yangınların, sel felaketlerinin cankurtaranı olursun; vatanın ve milletin için verdiğin hizmetin ile. Ama en nihayet sen de bir insansın, senin de duyguların, umutların, hayallerin vardır. Seninde mutlu olmak, aile kurmak hakkındır. Eğer zamanını bulabilirsen! Bir gün tüm bu hayallerin gerçek olur. Günü gelir baba da olursun. Eşin, çocukların ve sen... Anan, baban ve yakınların… İşte budur ailen diye bilinirsin hep. Doğrudur ama senin asıl ailen vatanındır, milletinin sana emanet ettiği evlatları, Mehmetçiklerindir. Yıllarını bu değerler manzumesi için harcarsın. Yaşamının gecesi, gündüzüne karışır. Yazı, kışı, yağmuru, çamuru, karı, yakıcı güneşiyle geçer ömrünün her günü... Hep üzerine titrersin, sana emanet edilen kınalı kuzular, geldikleri gibi sapasağlam dönsünler ana kucağına, baba ocağına diyerek. Onlar senin çocuklarından daha önemlidirler. Bayram sabahlarını ilk onlarla kutlarsın, onların mutlu olmaları için çaba harcarsın. Davullar, zurnalar eşliğinde yolcu edersin, gurur dolu gözlerinle izleyerek onları, kışla kapısından ilk girdikleri gün gibi. Çünkü onlar, peygamber ocağı dediğimiz kışlalarımızın mensupları, vatan topraklarımızın şerefli bekçileri ve temsilcisidirler. Gün gelir, aynı karavanaya birlikte kaşık sallar, günü gelir aynı secdeye baş koyar, dualarınla onlara öncülük edersin. Günü gelir vatan ve vazife uğruna önlerine düşersin. Nasıl ki, istiklalimiz uğruna Çanakkale’de, Sakarya’da, İzmir’de tarihimize, bu özellikleriyle şan ve şeref kattıysa senden önceki subaylar; Sen de; tıpkı onlar gibi yakın tarihimizde, ‘Kore’de’ ve’ Kıbrıs’ta’ tarihimize şan ve şeref katan, ülkemizin bölünmez bütünlüğü uğruna ‘Güneydoğuda’, gerektiğinde gözünü kırpmadan şahadet mertebesine erişensin. Bosna’da, Kosova’da, Afganistan’da, Lübnan’da barışın sembolü; yurtta sulh, cihanda sulh diyerek sana yol gösteren; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerisin. Sen, bu kutsal vatan topraklarımızın hudut boylarında; milletimizin birlik ve beraberliğini, namus ve şerefini koruyacağına dair yemin eden, Mehmetçiklerimizi büyük bir fedakârlıkla yetiştiren, onları eğiten ve gerektiğinde hiç tereddütsüz onlarla birlikte vatan ve vazife uğruna ölüme gidensin. Bilirim seninde yüreğin yanık, için biraz da olsa kırgın şimdi. Son dönemde yazılanlar, kimi söylemler içini çok acıtmış da olabilir. Ama değişen ne var ki? Yine ettiğin yeminin sadakatiyle görevini yapan, gerektiğinde Mehmetçiklerinle, vatan ve vazife uğruna milletinin emrinde görev alacak yine sensin. Kimi köşe kalemşorlarının, bilinen ‘tarafgirli’ yazarların yazılarına ve yaptıkları insafsız eleştirilere aldırış etme. Yasaların içerisinde devam eden kimi davalardan da etkilenme. Hele, hele bazı anlamsız, içi boş siyasi söylemlere aldırış dahi etme. Günü geldiğinde suçsuzluğun sesi, kanunun sesi ile eşleştiğinde; ‘’ Silivri semalarından yayılan Harbiye Marşını’’ söyleyenlerin ne demek istediğini? Yüce Türk Milleti daha iyi anlayacaktır inan. Sevgili Okur; ‘’ Türk Subayı Kimdir? ’’ Dendiği zaman: Emekli bir subay, vatan ve vazife uğruna Kıbrıs’ta savaşmış bir Gazi olarak, benim vereceğim cevabım budur. Çünkü onlar; insanlık tarihi var olduğundan beri, Yüce Türk Milletinin emrinde, Mehmetçikleriyle birlikte tarihimize nice şan ve zaferlerle dolu kahramanlıklar yazdılar ve tarih onları yazdı. Bu toprakların kahramanları bitmeyeceğine göre, daha yazılacak çok tarih ve tarihin yazacağı çok kahraman vardır. Atilla ÇİLİNGİR E. YB. Kıbrıs GAZİSİ www.atillacilingir.com 22 Aralık 2014

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blankNöbetçi Eczaneler

Tuğba Eczanesi
Tuğba Eczanesi
Adres

Hükümet Caddesi No:71/B Eflani / Karabük

Telefon

(370) 461-2427

Şifa Eczanesi
Şifa Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi İnönü Caddesi Sen Is Hanı No:1 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3500

100. Yıl Eczanesi
100. Yıl Eczanesi
Adres

100.Yıl Mahallesi 1003 Caddesi, No:26-28/a Karabük

Telefon

(370) 433-4400

Tuğba Eczanesi
Tuğba Eczanesi
Adres

Şirinevler Mahallesi, Mehmet Akif Caddesi, No:4 Karabük

Telefon

(370) 412-7273

Yaşam Eczanesi
Yaşam Eczanesi
Adres

Atatürk Mahallesi Sağlık Sokak No:21 Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 712-6059

Gözde Eczanesi
Gözde Eczanesi
Adres

İsmetpaşa Mahallesi Doruk Sokak No:2/A Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-3383