Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
23 Temmuz, 2018 10:00 |Güncelleme: 05.10.2024 08:13

SENİ ÖLDÜREMEZLER MEHMEDİM KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NIN 44. YILI KUTLU OLSUN

A+ A-

1.Harekat'tan sonra verilen arada gelmişti Asteğmen Mehmet ÖZEL Kıbrıs'a. Tuzla Piyade Okulu'ndaki altı aylık yedek subay eğitimi tamamlanmadan kıtaya, 2.Harekata katılmak üzere gönderilmişti. Benim takımıma verildi. Hukuk Fakültesi mezunu, boylu poslu, babayiğit bir Ceyhan delikanlısıydı. Dışişleri Bakanı rahmetli Turan GÜNEŞ'in katıldığı Cenevre görüşmeleri devam ediyordu. Anlaşma sağlanırsa barış olacaktı. Görüşmeler uzayıp, Yunan ve İngiliz tarafı anlaşmaya yanaşmayınca, "AYŞE TATİLE ÇIKSIN " parolasıyla 2.Harekata karar verildi. 13 Ağustos 1974 günü Lefkoşa'nın kuzey doğusunda Hamitköy sırtlarında mevzilenmiştik. Saat 18.00 sularında Alay Komutanımız Piyade Kurmay Albay Nezih SİRAL, harekat emrini vermek üzere bölük komutanlarını mevzilerin gerisinde çukurca bir yerde kurduğu karargahına çağırmıştı. Mehmet'i mevzilerin başında bıraktık. Bölük Komutanı Üsteğmen Burhan ÖZGÜR beni de yanına alarak birlikte Alay Komutanı'mızın yanına gittik. Diğer bölük komutanları da oradaydı. Harekat emrine göre, sabah saat 05.00'te Hava Kuvvetlerimizin saldırısı başlayacaktı. 05.30'da ise biz taarruza kalkacaktık. Saatlerimizi O'nun saatine ayarladık. Ayrılırken, "çocuklar birer armağanınız var" dedi. Cumhurbaşkanı Fahri Sabit KORUTÜRK, içinde 50 sigara olan, üzerinde altın yaldızlı kabartma ay ve yıldız ile imzası ve "sevgilerimle " notu ve kendi adı bulunan özel sigaralar göndererek jest yapmıştı. Mevzilerimin başına geldim. Mehmet bekliyordu. "Ne oldu? " diye sordu. "Bunun için çağrılmışız " diyerek sigarasını verdim, taarruzla ilgili bir şey söylemedim. Çünkü Mehmet'i biraz durgun gördüm. 22 adet mevzim vardı. Her mevzide ikişer askerim bulunuyordu. Askerlerimle bazen şakalaşarak, bazen de sohbet ederek bütün gece mevzileri dolaştım. "Biriniz dinlenirken, diğeriniz mutlaka tetikte olsun" diyordum. 01.00 sularında Mehmet'in yanına tekrar giderek oturdum. Mevzide bağdaş kurmuş, küçük transistörlü radyosuyla haber arıyor, bir eliyle de çelik tabağındaki o Kıbrıs'ın ünlü iri üzümlerinden yiyordu. Bana da ikram etti. Canı sıkkın, morali bozuk gibiydi. Birden " Abi, 2. Harekat olacak mı? " diye sordu. "Yok Mehmet " dedim, " baksana Cenevre'de barış görüşmeleri devam ediyor." Gözlerime bakarak " ne zaman döneriz Abi, Ankara'ya, dönerken Adana'da anama, babama uğrayabilir, ellerini öpebilir miyim? " dedi. "Elbette Mehmet, Mersin'den Ankara'ya biz bir haftada ancak gideriz. Bu arada sen Adana'ya geçer, yolda bizi yakalarsın. Ben idare ederim, yokluğunu belli etmem" dedim. Sabaha karşı taarruz çıkış hattına ilerledik, mevzilendik. 05.00'te uçaklarımız bombardımana başladı. Bilinen hedefler vuruluyordu. Hava saldırısının sona erdiği 05.30'da taarruza başladık. blank Hedefimiz sanayi bölgesi ve kilise mevkiiydi. Rumlar hemen karşılık verdiler. Sağ tarafımızdan ve cephemizden ateş yiyorduk. Yoğun bir makinalı tüfek ateşi altındaydık. Kanlı Dere'ye gelmeden havanlar başladı. 4-5 mermiden oluşan baraj ateşi yapıyorlardı. Parça tesiri çok olan bu mermilerin daha havadayken sesinden havan mermisi olduğunu anlıyor, korunmaya çalışıyorduk. Birden Seydi Çavuş'un " komutanım, asteğmenim yaralandı" diye bağırdığını duydum. Mehmet benim 20 metre kadar sol tarafımdaydı. Başımı kaldırdım, o yöne baktım. Mehmet yine bağdaş kurmuş, çelik başlığı yana düşmüş, benden yana olan sağ göğsü ve yanağı kan içindeydi. Sürünerek yanına gittim. Yaklaşırken " Abi beni al " diyebildi. Radyosu önüne düşmüştü. Kucağıma çektim, geri geri sürünerek bir tümsek arkasına geçtik. Beş ayrı yerden yaralanmıştı. Aramıza düşen havan mermilerinin parçaları O'na isabet etmişti. "Dayan Mehmedim, bırakma kendini" diye adeta yalvardım. Yukarıdaki üç sözcük, O'nun duyduğum son sözleri oldu. NUR İÇİNDE YAT ! AZİZ MEHMEDİM. Canını feda ettiğin, Yüce Türk Milletine emanet o kutsal topraklar üzerinde şimdi ne pazarlıklar yapılıyor, hiç duyma (!) Sen ve senin gibi 498 şehidimizi, gazilerimizi unutturmaya çalışan hainler türedi günümüzde. Katliamdan kurtardığımız Kıbrıs Türkünü yine zalim Rum'un kanlı ellerine teslim etmek, "tek millet, tek devlet, birleşik Kıbrıs " yutturmacalarıyla emperyalizmin kucağına oturtmak istiyorlar. Ama yapamayacaklar Mehmedim. İşgalci dedikleri Türk Ordusunu da çıkaramayacaklar ada'dan. Hem biliyor musun yeni bir MEHMET daha gönderdik oraya, MEHMETÇİK HEYKELİ… 2.Barış Harekatı'nda Atlılar, Muratağa ve Sandallar katliamlarının yaşandığı bölgede, Gönendere'de görev yapıyor. 2. Barış Harekatı'nın 34. yılı ve Türk Mukavemet Teşkilatı'nın 50. kuruluş yılı anısına Gönendere'ye dikilen bu heykel, "İLELEBET BEN BURADAYIM " diye haykırıyor dosta, düşmana... Sen rahat ol MEHMEDİM (!) Bu MEHMETÇİK heykelinin yapımı için Türk Mücahitler Derneği Başkanı Vural TÜRKMEN, Nisan ayında telefon ederek yardımcı olmamı istemişti. Gerçekten senin adını taşıyan bir anıtın böylesine önemli bir tarihte Kıbrıs'ta varlığı çok anlamlı olacaktı. Yeğenim Levent ELBİNSOY'un Genel Sekreter olarak görev yaptığı Türkiye Maden İşçileri Sendikası bu konuda maddi destek verdi. Yoksullaşan halkımızın oyunu almak için, sadaka kültürü yaratarak dağıtılan kömürler var ya, işte Yüce Tanrı'nın yurdumuza armağanı, karaelmas'ı canları pahasına yeryüzüne çıkaran, ülke ekonomisine kazandıran işçilerin örgütü bu sendika. Ermenek'te, Kozlu ve Karadon'da, Soma'da şehit olanlar gibi, onların da bu uğurda çok şehitleri var. Sağ olsunlar, bu girişime bazıları gibi duyarsız kalmadılar. Ankara'da Meposan atölyesinde yaptırdığım Mehmetçik heykelini o dönemde Etimesgut Ulaştırma Hava Üs Komutanı olan değerli kardeşim, Hv. Plt. Korg. Ziya Cemal KADIOĞLU'nun desteği ve izniyle Türk Hava Kuvvetleri'nin C-160 uçağıyla 6 Ağustos 2008 günü Kıbrıs'a gönderdim. Anıt alanını hazırlayan Gönendere muhtarı Mustafa BOSTANCIOĞLU, Kıbrıs Türk Kültür Derneği yöneticileri Zehra Bilge ERAY ve Mürüde SEVİCER'e teslim edilen heykel, aynı gün bölgeye ulaştırıldı. Son yıllarda halkımız, " ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ " diye çok haykırıyor. Şehitler ancak unutuldukları zaman ölürler. Seni öldüremezler MEHMEDİM (!) O türediler bilsinler ki; güzel vatanımızı da böldürmeyeceğiz, KKTC'ni de sattırmayacağız. Şehadetinden tam 34 yıl sonra, senin nöbetini tutmaya başlayan MEHMETÇİK heykeli, 2. Barış Harekatı'nın yıldönümünde, 14 Ağustos 2008'de Kurucu Cumhurbaşkanı Merhum Rauf Raif DENKTAŞ tarafından törenle açıldığında biliyorum sen de oradaydın. Kabrin nurlarla dolsun AZİZ ŞEHİDİM. Fikret GÖKÇE Kıbrıs Gazisi-Mak.Müh.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blankNöbetçi Eczaneler

Gülşen Eczanesi
Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331

Eskipazar Eczanesi
Eskipazar Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi, Cami Caddesi, No:16 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3737

100. Yıl Eczanesi
100. Yıl Eczanesi
Adres

100.Yıl Mahallesi 1003 Caddesi, No:26-28/a Karabük

Telefon

(370) 433-4400

Ülkü Eczanesi
Ülkü Eczanesi
Adres

Şirinevler Mahallesi, Mehmet Akif Caddesi, No:1 Merkez / Karabük

Telefon

(370) 415-1350

Ateş Eczanesi
Ateş Eczanesi
Adres

Atatürk Mahallesi, Kaya Erdem Caddesi, No:33/B Safranbolu / Karabük

Telefon

(370) 725-1113

Gökçe Eczanesi
Gökçe Eczanesi
Adres

İnönü Caddesi No:2 Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4455