Seni o makama taşıyan seçmenin iradesine ihanet edemezsin. Buna hakkın yok!
Mensubu olduğun partinin seçmenlerinin oyu ile elde ettiğin bir makamı; kişisel hesaplarınla, başka bir partiye taşıyamazsın.
En büyük ahlaksızlık budur.
Oy veren binlerce insanın kul hakkına girmek bu kadar kolay mı?
Başka bir partiye geçme özgürlüğün elbetteki var. Ancak, oylarını aldığın insanlar sayesinde elde ettiğin o makamdan istifa ederek bunu yapabilirsin. (Tabi seni sıfatsız olarak almayı kabul ederlerse !) * Hem partinden hem de oturduğun makamdan istifa etmelisin. Partiden istifa edip, makamdan istifa etmemek kabul edilemez.
Bağımsız olarak seçime girip, millet vekili yada belediye başkanı olmuşsan, herhangi bir partiye geçmen bu kadar yadırganmaz, ahlaksızca da bulunmaz.
Çünkü, isminle aldığın bir makam vardır.
Haa, aslında bu bile yadırganır. Sana bağımsız olarak oy veren seçmen geçtiğin partiyi onaylamayabilir!
- Kendi isminle girip kazanamayacağın bir makamı sırf partinin ismi sayesinde kazanmışsın. Partinde sana omuz veren, seçilmende emeği olan insanların, oy veren seçmenin yüzüne nasıl bakacaksın? İşte bu yüzden, ahlaken başka bir partiye o makamı taşıma hakkın yoktur.
Haa, böyle konuşuyorum diye sakın üzülme, kıyamam! Senden çok var. Nelerini gördü bu millet.
Siyasetin Omurgasızları- Menfaat Siyasetçileri - Kapıya Bağlananlar - Siyasetin Bukalamunları başlıklı yazılarımda hepsinin hatırını sormuştum. Sana da selam olsun, umarım gittiğin yerde mutlu olursun!
Türk siyasi tarihinde en sık karşılaştığımız siyaset ahlaksızlığı ne yazık ki budur. Örneklerini geçmişte de gördük. En akılda kalanı, 1977 yılındaki Güneş Motel olayıdır.
Son günlerde; bağlı olduğu siyasi partiden istifa edip, bir başka partiye geçen. Belediye Meclis Üyelerini, Millet Vekillerini, Belediye Başkanlarını çok sık görür olduk. Herhangi bir partiden B. Meclis Üyesi, B.Başkanı, M.Vekili seçilmiş olabilirsin.
Partinle uyum sağlayamayabilirsin. Fikirleriniz örtüşmeyebilir. Bu durumda istifa etmek en doğal hakkın. Ama bağımsız kalman şartıyla, buna kimsenin itirazı olamaz. Hatta saygı duyulur.
Geçmişte en ağır sözleri söylediğin, hakaret ettiğin bir partiye transfer olman senin; kişiliksizliğini, kimliksizliğini, tutarsızlığını, karaktersizliğini, ahlaksızlığını ortaya koyar.
Sana güvenen, oy veren, birlikte yol yürüdüğün insanlara ihanet etmiş olursun.
Halkın iradesine ihanet, 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunda yapılacak olan bir düzenleme ile tamamen önlenebilir.
Ancak, böyle bir düzenleme hiç birinin işine gelmez!