''Hakiki kanaatim şudur: Milleti harbe götürünce vicdanımda azap duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Ama ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir cinayettir. (16.03.1923 Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK) Savaş: İnsan sefilliğidir! Tarih sayfalarına yazılan en kanlı acıdır! Kazananı sadece ölüm olan insanlığın en büyük düşmanıdır. Ülkemizde 'savaşın sıcak yüzünü' kaç kişi görmüş, o korkunç gerçekle kaçımız karşı karşıya kalmıştır acaba? Günümüzde savaş çığırtkanlığı yapan kimi köşe kalemşorları, savaşın eşiğindeyiz manşetleri atarak, halkımızı tedirgin edenler, yaşamımıza korku salmanın peşinde olanlar, savaşın ne demek olduğunu bilirler mi? Savaş denen şey nedir? Ülkemizin ardında kalan bağımsızlık savaşı sonrasında, Kore'de, Kıbrıs'ta yaşadıklarımız dışında; topyekûn savaşı yaşamamış bu ülkenin fertleri olarak, savaşı nasıl tahayyül edebiliriz ki? Ama savaş denen canavarı yıllardan beridir, aşağıdaki gerçeklerden tanımadık mı? İzlemedik mi? Afganistan'ın işgali ile başlatılan, Irak ve Libya'nın yerle bir edilmesiyle devam eden Amerikan emperyalizminin, Ortadoğu ülkelerinde yarattığı 'Arap Baharı' isimli işgalin/ölümün yüzüyle süregelen, en nihayetinde Suriye'nin günümüzde ki paramparça edilmiş hali değil midir savaş? Yıllardan beri televizyonların karşısına geçerek seyretmiş olduğumuz, gece gündüz demeden, sivil halk, kadın, yaşlı, çocuk gözetmeden; gökyüzünden bombalar yağdıran yüzlerce uçağın, uzun menzilli füzelerin, bu ülkelere ölüm saçtığı bir felaket değil midir savaş! Milyonlarca insan kaybının yaşandığı, parçalanan ailelerin, yıkılıp, yerle bir olan ülkelerin adıdır savaş… Ne yazık ki! Milenyumlu yıllarda insanlığın büyük bir bölümü savaşın sıcak yüzü ile kavrulmakta, yaşadığımız gezegen; insanın, insanı yok ettiği acımasız bir savaşa sahne olmaktadır! Evet, insanlık âlemi iki parçalı 'bölgesel bir dünya savaşı' yaşıyor adeta! Bir tarafında; İslam dünyası, diğer tarafında ise; Hıristiyan âlemi… Amerika'da, ikiz kulelerin 11 Eylül 2001 tarihinde vurulmasından sonra yaşadığımız gerçek bu değil midir? Ekonomik savaşın, soğuk savaşın yerini giderek büyüyen bu ikiyüzlü sıcak savaş almış; Ortadoğu'daki sıklet merkeziyle, ülkemizin hemen yanı başında sürmektedir… Hele, hele 24 Kasım 2015 tarihinde sınırımızı ihlal eden bir Rus uçağının, ilan edilmiş angajman kurallarımız gereğince düşürülmesi; Ankara-Moskova hattında büyük bir gerilim başlatmıştır. Özellikle Rus liderinin vermiş olduğu beyanlara bakılınca; bu gerilimin giderek büyüyeceği anlaşılmaktadır! İşte tam bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus: Savaş denen o ölüm makinesinden uzak durmak olmalıdır. Ülkemizi yönetenlerin de, Rusya'ya ve dünyaya vermiş oldukları mesajlar, itidal dolu açıklamaları da bu yöndedir. Bu olayın önümüzdeki sürece nasıl yansıyacağını bekleyip göreceğiz! Ama Rusya ile ülkemiz arasında bundan sonra neler yaşanacağı Rusya'yı yönetenlerin açıklamalarıyla belli olmaya başlamıştır! Askeri iş birlikteliğinin tamamen kesilmesi, ekonomik yönden türlü yaptırımların sinyalleri; bu ülke yöneticilerinin ilk açıklamalarına yansıyan olumsuzluklardır. Ama asıl sorgulaması gereken şey ise; Amerika'nın, Rusya'nın v.d ülkelerin Ortadoğu'da, Suriye'de devam eden bu savaşın içerisinde neden yer aldıklarıdır? Yeni yıla çok az bir zaman kala, yenilenen hükümet yapısıyla, ülkemizi yönetmeye devam edecek olan Adalet ve Kalkınma Partisinin yönetim kadroları; yurdumuzda devam eden terör belasının yanı sıra bir de bir de bu kritik süreç ile karşı karşıyadır. Unutulmasın ki! Ekonomik kayıpların telafisi bir süre yapılır, ancak savaşın yakıp, yok ettiği insani kayıpların telafisi mümkün değildir. O nedenle savaşın o korkunç, yakıp kavuran sıcak yüzünden uzak durmak; ülke yönetiminde olanların birinci önceliği olmalıdır. Ülkemizin adeta bir kan çanağında, yoktan var edildiği o savaş yıllarında yaşananlar bir kez daha hatırlanmalı; özellikle de böylesi kritik bir süreçte bize, bizden başkasının dost ve destek olmayacağı asla göz ardı edilmemelidir. 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ta savaşın o korkunç yüzünü gören, o ölüm makinesinin insanları nasıl yakıp kavurduğunu bilen, bizzat yaşayan bir Kıbrıs Gazisi olarak; söyleyeceğim o dur ki: Savaşta sadece ölüm kazanır! Kaybedenler ise; genç bedenler ile evlat acısıyla yürekleri dağlanan analardır… Atilla Çilingir www.atillacilingir.com