‘’An vardır bir ömre bedeldir asla unutulmayan… An gelir hayatınız çalınır; bildiğiniz tüm değerler elinizden alınır! Ama öyle bir an vardır ki; size, sizi anlatır…’’
İnsan yaşamı boyunca çok özel anlar yaşar, o anı yaşatanla, yaşayanlarla paylaşır.
An gelir, kabına sığmaz olursun. Sevdiğine kavuşacağın saatler bittikçe kalbin sanki yerinden fırlar;
Kalp atışlarını değil kulaklarında, bedeninin her uzvunda hissedersin…
An gelir veda zamanıdır tüm sevdiklerine,
Artık dönüşü olmayan yolun içerisinde yavaş, yavaş ilerlerken eşlik eder zaman!
Zamana yalvarırsın bitmesin, yitmesin diye o an!
Bir fırsat daha tanımasını beklerken zamandan,
Ama biter gider ömrümüz, o fırsatı tadamadan…
Kimi insan vardır şansı ile doğar, şansıyla yaşar gözünü açtığı topraklarda;
Kan, kin, ölüm yoktur onun yaşamında…
Dünyaya geldiği o an!
Kendini, kimliğini, geçmişini beyninin, bedeninin içinde hazır bulur…
Yaşamın hamurunu savaşlarla, vahşi yaşamla, doğanın en acımasızı insanoğluyla uğraşmadan yoğurur…
Zamandan bir an dahi talep etmez yaşamak adına,
Şansıyla doğmuştur sırası gelir, şansıyla gider o an!
İnsanlar vardır;
Varlığıyla, yokluğu hissedilmeyen…
Yaşama bir zaman diliminde gelir, bir anda kaybolurlar!
Onlar için sevinç, acı, geçmiş, gelecek yoktur;
Bir andır yaşam onlar için…
Kardelen çiçeğine benzer ömürleri!
O an doğar, bir an sonra ölürler…
İnsanlar vardır, hiçbir insanoğluna benzemeyen!
An gelir, gözü sevdiğini bile görmez söz konusu yaşadığı topraklar olursa;
Hele birileri de göz dikmişse uğruna ölmek için yemin ettiği bayrağına…
Bir anda ortalık karışır, yerle gök yer değiştirir.
O an yıldırım olur, kasırga olur; çöker düşmanın üstüne;
Önünde ne sıradağlar durur; ne de ummanlar…
Hepsi bir anda yer ile yeksan olur.
Yaşlı dünyamız,
Bu mucizevi gücün adını;
Türk Milleti olarak tanımlar…
İnsanlık tarihi ile eşdeğerdir mazisi.
Hiçbir millete benzemez nitelikleri,
Allah yaratırken bu nesli; kuvvet ile kudreti onlara;
Entrika çevirmeyi diğerlerine vermiş,
Yeryüzü sizi bu meziyetlerinizle tanısın demiş.
Asırlar boyunca bu millet;
Kendi şansını, yediği aşını hep kendisi yaratmış;
Yaşadığı vatana canıyla, kanıyla kimliğini kazımış.
Tasada da, kıvançta da birlikte olmuş, bir olmuşlar,
Birbirlerinin kimliğini sorgulamadan nice destanlar yazmışlar,
Gücü, adaleti, kadirşinaslılığı, alçak gönüllülüğü ezberletmişler insanlığa.
Bu saydıklarım atalarımızı, öz varlığımızı anlatır,
Değişmeyen, değiştirilemeyecek soy ağacımız.
Bizi biz yapan niteliklerimizdir, bize has mayamız.
Kim ne derse desin!
Türk Milleti denilince bu anlattıklarım gelecek akla,
Dünya var olduğunca bu hep böyle bilinecek,
Bu gerçekleri hiçbir neden değiştiremeyecek.
Onun içindir ki, bu asırlık çınarı bir türlü söküp atamıyorlar,
Bu saf mayaya bir türlü ‘’teslimiyet suyunu’’ katamıyorlar.
Kimileri Güneydoğudan, kimileri sınır ötesinden terörist kimliğiyle,
Kimileri Amerika’dan emperyalizmin hinliğiyle,
Kimileri ise; Kıbrıs’ta AB’nin ardına saklanmış Avrupa’nın şımarık çocuğu cinliğiyle,
Adeta çekirge sürüleri gibi geliyorlar üzerimize…
Ama güçleri yetmiyor, yetmeyecek,
Bu Yüce Millet nelere direnmedi ki, bunlara da direnecek.
Çünkü bu direnç bize ecdadımızdan,
Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten emanet.
İstiklalimi haykırırken gönderdeki ay yıldızlı bayrağıma bakarım,
‘’Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’’ derim, içim rahatlar.
Bilirim ki, milletimin duaları da semaları kaplar.
İşte O An,
Sizi, size anlatır.
Toprak ana bir kez daha kükrer,
Şehitlerimiz dile gelir, aynı dizeleri tekrarlar:
‘’Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
‘’Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal.’’
Atilla Çilingir
www.atillacilingir.com
www.biyografi.info/kisi-atillacilingir