31 Mart yerel seçimlerine; etkin durumdaki 135 siyasi parti den 36'sı katılıyor. Belediye başkanlıkları 2-3 parti arasında dağılacak. Peki o halde, hiç iddiası olmayan, oy oranı % 1 lik dilime dahi girmeyen onca parti neden seçime katılıyor ? İttifak sisteminin etkisi son birkaç seçimde bariz olarak kendisini gösterdi. Büyük partilerin İttifak mecburiyeti küçük partilerin şantaj ve pazarlık gücünü artırdı! Demek ki, Türkiye'de partiler her zaman iktidar olmak amacıyla kurulmuyor. Aksi halde, etkin durumdaki 135 siyasi partinin varlığını nasıl açıklayabiliriz. Bizde siyasi partiler genellikle başka bir siyasi partinin içinden çıkıyor. Lider otoritesi, ego çatışmaları bölünmelere neden oluyor. Bazı durumlarda ise siyasi krizler yeni partiler için yeni fırsatlar da yaratabiliyor. Geçtiğimiz Ağustos ayında siyasi parti sayımız 127 idi. Bugün bu sayı 136. Görüldüğü gibi ilginç biçimde sürekli artiyor. 10 tanesinin ismini ben kendi adıma, doğru düzgün sayamam ! Bu konuda rekor Bulgaristan’da 7 milyon nüfusa sahip olan ülkede toplam kayıtlı siyasi parti sayısı 200. Bu hızla gidersek Bulgaristanı yakında geçeriz. Ülkemiz etnik, dinsel ve ideolojik açıdan çok geniş bir yelpazeye sahip Toplumsal ve ideolojik bölünmelerin çokluğu çok sayıda partiyi kaçınılmaz kılıyor. Gerçi artık ideoloji de anlamını yitirdi. Bizim gençliğimizde ideoloji olmazsa olmazdı. KÜÇÜKLERİN ŞANTAJ VE PAZARLIK GÜCÜ! Adayının kazanma şansı olmayan küçük partilerin; çekişmeli geçen, kritik seçim bölgelerinde, aday göstermesi yada göstermemesi rekabet halindeki iki büyük partiden birine seçimi kazandırırken diğerine kaybettirebiliyor. İşte kapalı kapılar ardında pazarlığın yolu tamda bu noktada açılıyor. Biz bu pazarlıkları farklı biçimlerde, yakın geçmişte gördük. Ülke genelinde oy oranları %1 bile olmayan, meclisi rüyasında bile göremeyen farkli partilerden 36 isim işte bu pazarlıklar neticesinde vekil olup meclise girdi. Komedi filmi izler gibi izledik. Bol keseden Cumhur Başkanlığı yardımcılıkları bile dağıtıldı. Demokrasimizde bu işler yeni de değil, 1977 yılındaki Güneş Motel ( 11 ler ) olayını hatırlatmaya gerek var mı? Türk tipi demokrasi bu işte. 11 ler transfer karşılığında bakan olmuştu. Son genel seçimlerde ise ittifak karşılığında 36 isim meclise giriverdi. Demek ki, partin barajı aşamasa bile şansın yaver giderse, iyi pazarlık yaparsan, birde cömert(!) bir lidere (K.K.) denk gelirsen vekil olabiliyorsun. Milliyetçilik söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan biri daha vardı. Karizmatikti, uzun boyluydu. Çokta güzel konuşuyordu. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, bir tarafın lehine son anda çekiliverdi. Ortalıktan kayboldu. Kendini unutturdu. Var mı ismini hatırlayan.? Ne karşılığında bilemem ama İstanbul İzmir gibi büyük metropollerde, sonucu küçükler belirleyecek. Oyunu böldükleri partiye kaybettirecek, diğerine kazandıracaklar. Yani iki tarafla da pazarlık güçleri var. Düdüğü kim çalarsa artık! İlyas Erbay
Taki Cantürk
Dıral dedenin düdüğü büyük küçük ayırmayacak