#Herkesin anlayacağı bir tanımla, örneklerle D'hondt sistemi# Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli seçimine gidiyoruz. Meclis aritmatiğinde, çoğunluğu ele geçirmenin formülü D'Hondt sisteminde gizli! Bu sistem; tasarlayan kişinin ismi ile anılıyor. Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D'Hondt sistemi 1878'de tasarlamış. Biz bu sisteme nispi temsil sistemi de diyoruz. Türkiye’de 1961’den bu yana,1965 Millet Meclisi genel seçimi ile 1966 Millet Meclisi ara seçimi dışında, bütün milletvekili genel ve ara seçimlerinde d’Hondt sistemi uygulandı. Meclis aritmetiğinde, ittifaklardan herhangi birinin çoğunluğu ele geçirmesi için her oy altın değerinde. Küçük partilerden birine oy verirsem, acaba oyum boşa gider mi diye düşünmemeli. Ben kendi adıma, güvenilirliği tartışılan sipariş anketlere bakarak değil, gerçekten içime sinen partiye oy vermeyi tercih ederim. Doğru olanda budur. Ayrıca seçimin sürpriz sonuçları da olabilir. . Ancak, bu seçimde, şöyle bir istisna var! Eğer gönül verdiğim partinin oyu vekil çıkartamayacak kadar düşükse ve bunu tahmin edebiliyorsam, oyumu, yine kendime en yakın gördüğüm büyük bir partiye veririm. Sistemin püf noktası da bana göre budur. Nispi temsil, yani d'hondt sisteminde, milletvekili dağılımı yapılırken sistem şu şekilde işliyor: Karabük'te 3 vekil seçileceği için; her partinin geçerli oyları önce 1'e sonra 2'ye daha sonra 3'e bölünüyor. ( Bu bölme işlemi, 5 vekil hakkı olan ilde 1 den 5 e kadar 10 vekil hakkı olan ilde 1'den 10'a kadar...) Her partinin oylarını böyle böldükten sonra, Karabük için en büyük 3 rakama bakıyoruz. ve partilere dağıtıyoruz.. Kolay anlaşılsın diye, 3 vekil hakkı olan, Karabük özelinde, üç parti üzerinden örnek verelim: parti ismi vermeyelim. A Partisi, B Partisi, C Partisi diyelim. Bu örneği siz istediğiniz partilere uyarlayabilirsiniz. Örneğin seçimde Karabük'te A Partisi 70.000 B Partisi 60.000 C Partisi 25.000 oy almış olsun.. Söylendiği gibi her partinin oyunu birden 3'e kadar bölelim. A Partisi:70.000, 35.000, 23.333 B Partisi: 60.000, 30.000, 20.000 C Partisi: 25.000, 12.500, 8.333 Şimdi en büyük rakamlara bakalım. 1.vekil A Partisi 70.000 2.vekil B Partisi 60.000 3.vekil A Partisi 35.000 Bu durumda; A Partisi 2 vekil çıkartırken, B Partisi 1 vekil çıkartıyor. Tabii ki, partinin %7 olan Türkiye barajını aşması şartıyla! Görüldüğü gibi, 3'üncü vekili A Partisi 35 bin oyla çıkardı. C Partisinin vekil çıkarabilmesi için 35 binden fazla oy alması gerekiyordu. Yukarıda verdiğim örneğin aksine, bu seçimde, C Partisinin yani 3. Bir partinin Karabük'te millet vekili çıkarma olasılığını yüksek görüyorum. 1+1+1 olabilir. C Partisi olmaya aday 2 parti var! Şimdi örnekte olduğu gibi, C partisinin vekil çıkaramadığını düşünelim. Karabük'te en fazla 20/25 bin seviyelerinde oyu olduğunu varsayarsak. Bu partiye gönül vermiş seçmen; nasıl olsa vekil çıkartamıyoruz diyerek B Partisini destekleme kararı alsa, tablo tamamen değişiyor. İşte ittifakların önemi de burada ortaya çıkıyor. Tarih bu seçimi ittifakların savaşı olarak yazacaktır. Gelin, Karabük'te C Partisinin 20 bin oyunun B Partisine kaydığını varsayalım tekrar bir hesap daha yapalım. A Partisi 70 bin oy almıştı. B Partisi 60 bin + 20 bin = 80 bin oy alacaktır. C Partisinden sonra gelen D Partisinin oyu C Partisinden daha da düşük olacağından, artık bunun bir önemi kalmıyor. Şimdi oyları önce 1'e sonra 2 'ye ve 3'e bölelim. B Partisi: 80 bin, 40 bin, 26.6 A Partisi: 70 bin, 35 bin, 23.3 Bu durumda B Partisi 2 vekil A Partisi 1 vekil çıkartıyor. İttifaklar işte bu yüzden çok önemli. Küçük dediğimiz bir parti, ülkenin kaderinde belirleyici olabiliyor. C Partisi çıkaramadığı vekili destek vererek B Partisine hediye ediyor. Karşılığında neler talep edildiğini ve neler verildiğini hep birlikte gördük. Daha önceki yazılarımda kullandığım bir ifade vardı; "TÜRK TİPİ DEMOKRASİ" Millet iradesinin meclise yansımadığı, bize özgü, tuhaf bir sistem. % 1 bile oyu olmayan partilere vekillikler, CB Yardımcılıkları.... İnce işler bunlar ince! Bilmem anlatabildim mi?