Kemal Kılıçdaroğlu, seçim akşamı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı arayarak, tebrik ediyor. Ertesi gün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i telefonda kutluyor. Seçimin üzerinden 7 gün geçmiş olmasına rağmen Ekrem İmamoğlu’nu aramıyor. Gazeteciler bunu sorduğunda " O'da beni aramadı" diyor. İmamoğlunu 2019 yılındaki rakibi Binali Yıldırım bile aramış tebrik etmiş. Ortada önemli bir başarı var. Çok mu zordu bir telefonla, bir cümleyle tebrik etmek? Şimdi buna ne denir? Kıskançlık mı? Ego mu? Kibir mi? CHP nin 7. Genel Başkanı Kılıçdaroğlu "Değişim, değişim dediler sadece ben değiştim" demiş. Sonuca bakıldığında, sadece genel başkanın değişmesi bile bir çok şeyi değiştirmeye yetti. Sn. Kılıçdaroğlunun CHP nin başında olduğu sürece elle tutulur bir tane başarısı yok. Girdiği bütün seçimleri kaybetmiş. Partinin oy oranını % 25 in üzerine çıkaramamış. Ortada heba olan 13 yıl var! Siyasi konjonktür o zamanda muhalefetin lehine idi. Ekonomik kriz, emeklilerin durumu bugünün meselesi değil ki. Bu sıkıntılar genel başkan olduğu dönemde de vardı. Liderliğinde; kurucu değerlerinden uzaklaşan parti özgüven sorunu da yaşadı. Ittifaklardan medet ummak bu özgüven eksikliğinin sonucuydu. 6 lı masadakilere bol keseden dağıttığı olmayan başkan yardımcılıkları ile partiyi gülünç duruma düşürdü. Halkta karşılığı olmayan küçük partileri meclise sokması ise ayrı bir rezalet. Birde çıkmış "Ben siyaseti bıraksam da siyaset beni bırakmaz" diyor. Çok manalı! Neredeyse yarım asır, dile kolay tam 47 yıl sonra parti ülke genelinde seçim kazanmış. Birçok belediye başkanlığı büyük farkla alınmış. Otur telefonun başına hepsini tek tek kutla. Ne kaybedersin? Değişimin isteniyorsa önce işte bu hastalıklı zihniyetin değişmesi lazım. CHP de bu nahoş örnekler bir türlü bitmiyor. "Gel bakalım Muharrem" örneğinin bir benzerine geçenlerde Sinopta şahit olduk. Engin Altay Genel Başkan Özgür Özeli sahneye davet ederken, "Hep birlikte görev yaptığımız, birlikte grup başkanvekilliği yaptığımız, şimdi artık Sayın Genel Başkanımız olan... Ama düne kadar benim kardeşim hatta benim ÇIRAĞIM sayılabilecek Özgür Özel'e hoş geldiniz diyoruz. Hep beraber. Sinop'a hoş geldiniz Sayın Genel Başkanım." Engin bey, "Bu benim çırağımdı usta benim" diyor. Ne gerek vardı çırağımdı demeye? Ne oldu? Boyunuz mu uzadı? CHP seçmeni kimin daha deneyimli olduğunu bilmiyor mu? Gel bakalım Muharrem, al bakalım Özgür!... Bunlar küçük ayrıntılar gibi görünse de, zihniyeti ortaya koyması açısından önemli ve mide bulandırıyor. Bundan sonra CHP li belediye başkanlarının sorumluluğu çok büyük. Değişimi göstermek onların elinde. Başarıları partiye iktidar kapısını sonuna kadar açacaktır.