Sabahattin Ali, ünlü Sinop Cezaevi’nde, Rizeli Eşkıya Sandıklı Şükrü’nün hikâyesini dinler. Yörede bir kahraman olarak bilinen Sandıklı Şükrü’nün ölümüne ilişkin de, “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” şiirini yazar. Şarkısı da yapılan bu şiir büyük beğeni kazanır.
Şiirde, eşkıyanın dünyaya hükümdar olmayacağı yazılsa da, günümüzde artık eşkıya dünyaya hükümdar olmuştur.
Artık, dört bir yanımızı eşkıyalar sarmıştır.
Nereye, baksak karşımıza bir eşkıya çıkmıştır,
Toplumdaki çürüme ve yozlaşma arttıkça, kolay kazanma tutkusuna kapılanların büyük bir bölümü kurtuluşu eşkıyalıkta bulmuşlardır.
Mafyalaşma alanında, İtalya’yı bile geçmiş durumdayız. Çeteleşme de ise, üstümüze yok. Her yanı sokak çeteleri sarmış durumdadır.
Yalan, talan ve soygun bürümüştür her yanı.
Cinayetler, gırla giderken, artık kadın ve çocuk öldürülmelerinde ilk başlardayız.
Son günlerin gündemi meşgul eden konusu yeni doğan çocuklarla ilgili, “Yeni Doğan Çetesi” dir.
Madde bağımlılıkları ve uyuşturucu kullananımı eşkıyalar eliyle, yapılmakta, çocuklarımız zehirlenmektedirler.
Yolsuzluk, hırsızlık, ihaleye fesat karıştırma, adam kayırma, diz boyunu bırakın, adam boyunu geçmiştir.
Siyaset kurumu niteliksiz insanların elinde, çözüm üretmek bir yana, çözümsüzlüğü dayatır hale gelmiştir. Bu da siyaset kurumuna güveni azaltmakta, insanları umutsuzluğa düşürmektedir.
Ülke, freni patlamış bir kamyon gibi uçuruma giderken, çeteleşmeye dur diyecek bir otorite meydanda gözükmemektedir.
Kısacası, ülke yönetilemez bir durumdadır.
Kontrol elden çıkmış, işler kendi haline bırakılmıştır.
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz diye boşuna bağırıp durmuşuz. Eşkıya dünyayı bilmeyiz ama, Türkiye’ye hükümdar olmuştur.
Gündem çık hızlı değişmektedir. İstikrarlı bir ülkede, gündemin bu şekilde sürekli değişmesi hayra alamet değildir.
Gündemin sürekli değişmesi, işlerin kötüye gittiğinin bir işaretidir.
İnsanların, geçim darlığı içinde mutsuz bir yaşama zorlanması, yönetimlerin acizliğinden kaynaklanmaktadır.
Bu ülkenin insanları, bunları hak etmemektedir.