Yeniden şekillenen bu acımasız dünya düzeni bizlere gösterdi ki, milletlerin varlıklarını sürdürebilmeleri için güçlü ve caydırıcı bir orduya sahip olmaları gerekiyor. Doğa'nında kanunu bu değil mi? Zayıf olan güçlü olana yem olmaya mahkumdur. Gazze'de gözümüzün önünde yaşananlar bunun en acı kanıtı. Bir avuç savunmasız insan ve küçük bir toprak parçası için emperyal çakallar bütün güçleriyle salyalarını akıtarak nasılda vahşice saldırıyor. Etrafımız ateş çemberi! Başta ABD olmak üzere, küresel güçlerin bizimle ilgili kirli planları olduğunu biliyoruz. Güçlü bir orduya sahibiz. Savunma sanayiinde son yıllarda çok güzel atılımlar yaptık. Ordumuz giderek daha da güçleniyor. Fakat bu yeterli değil! Türk devletlerinin, ekonomik, siyasal ve askeri güç birliği hayati önem arzediyor. Türk Devletler teşkilatını 2009 yılında kurmuştuk. Bu yönde güzel gelişmeler de var. Özellikle, askeri güç birliği ile ortak ordu kurma çabalarımızı hızlandırmak, buna yoğunlaşmak zorundayız Bakınız, Türk birliğinin tarihte ne güzel örnekleri var. Türkler boylar halinde yaşıyordu ve boy birliği sağlandığı zaman Türk birliği de sağlanmış oluyordu. Hun ve Göktürklerde “yükselen güce itaat etme” anlayışı vardı. Yükselen gücün çatısı altında birleşme anlayışı hakimdi. Günümüzde Türk dünyasının yükselen gücü, lider ülke Türkiye dir. Türkiyenin liderliğinde her anlamda çok güçlü bir teşkilat tam manasıyla oluştuğunda tüm dengeleri lehimize değiştirecektir. Türklerin bilinen tarihi içerisinde, milattan Önce 209-174 yılları arasında Büyük Hun İmparatorluğu’nu yöneten Mete Han zamanında Türk birliği gerçekleşmişti. 1.Göktürk Devleti döneminde Mukan Kağan zamanında 553-571 yılları arasında, 2. Göktürk döneminde ve Kapgan Kağan döneminde de Türk birliği gerçekleşmişti. Avrupa tarafına baktığımızda Attila zamanında bozkırdaki Türk kökenli halkların birleştiğini görüyoruz. Kazakistanın batısından Avrupa’ya kadar tüm Türk kökenli halklar bir araya gelmişti. İnanıyorum ki, tarih olumlu anlamda tekerrür edecektir. Türk birliği; Köken itibarıyla, Türk olan, özerk yönetimlerde ve başka ülkelerde yaşayan Türk topluluklarının, kısaca Türk Dünyası'nın tek çatı altında toplanmasını ve örgütlenmesini ifade eden siyasi bir kavramdır. Türkiye, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistanla birlikte 6 ülkeyi kapsar. Turan; Türklerin Orta Asya’daki en eski yurtlarına İranlıların verdiği addır. Aslında Turan, yeryüzündeki tüm Türklerin; ülkü olarak benimsedikleri, bütün Türkleri birleştirerek kurulması düşlenen devletin adıdır. Türkiye Yüzyılı”nda Türkiyenin gerçekleştirebileceği büyüme ve güçlenme, Türk ülkeleri arasındaki işbirliğini çok üst seviyelere yükseltebilir. Türk Devletleri Teşkilatı’nı; siyasi, ekonomik, ASKERİ ve kültürel bir birlik haline getirebilir. Dünya'da, bugün mevcut olan Avrupa Birliği, Arap Birliği gibi çeşitli birliklerde olduğu gibi, Türk Devletleri Teşkilatı da zamanla,Türk Birliği adıyla dünyanın önemli ve etkin uluslararası örgütlerinden biri olarak doğabilir. İşte o vakit Türk yüzyılından gururla sözedebiliriz. İşte o zaman, Türkiye Yüzyılı’nın Türkün Yüzyılı, Türk Birliği’nin ise, küresel çapta etkin bir barış gücü haline dönüşmesi, ömürlerini Türk Yüzyılı için harcamış bütün Türk Dünyası sevdalılarını sevindirecektir., Yıllardır beklenen umutlar gerçekleşecektir. Ne pahasına olursa olsun bu sevdadan vazgeçemeyiz. Rusya, Çin, ABD, AB, İran, İsrail... Bunlar Turan birliğini engellemek için her yolu deneyeceklerdir. Fakat, tek bir gerçek var. Türk yüzyılı Turan'sız mümkün değil! Karabağ savaşında, Türkün gücünü tüm dünyaya gururla gösterdik. Son gelişmeler, gücümüzü bundan sonra da göstereceğimizin işaretidir. Turan engellenemez! Emperyal güçlerin oyuncağı olmak istemiyorsak, yeniden şekillenen dünya düzeninde en güçlü şekilde yerimizi almak zorundayız. Bununda formülü bellidir. Yaşanabilir ve adil bir dünya düzeni "Büyük Türk Birliği" ile mümkün olacaktır. İlyas Erbay [email protected]