İnsanoğlunun doğasında vardır. Zordur elinde olanı kaybetmek, alışkanlıklarından vaz geçmek. Koltuk gitti, makam gitti, makam aracı gitti, etrafında pervane olan yalakalar gitti, ağzından çıkacak bir söze bakan medyanın ilgisi de azalacak. Gerçekten çok zor. Kaybettiği tüm seçimler daldaki kuştu. Genel başkanlık ise eldeki kuş! "Eldeki kuş daldaki kuştan iyidir." demişler. Çok seçim kaybetti ama bu başka! Zamanında değişimin önünü açsaydı, onursal genel başkan olarak saygınlığını koruyacaktı. İlk turda kaybedeceği belli olmuştu. Buna rağmen çekilmeyip, ikinci tura gitti ve daha büyük fark yedi. Koltuğu kaptırmamak için adeta çırpındı. Kurultayda en çok dikkatimi çeken şu oldu; ilk turda Özgür Özel'e 682 delege oy vermişti. İkinci turda 812 delege oy verdi. İlk turda Kılıçdaroğluna oy veren 130 deleğe, onun kaybedeceğini anlayınca bu defa Özgür Özel'e döndü. Bir kısmıda İlk turdan sonra salonu terk etti deniyor. Kılıçdaroğlu 2. turda o yüzden 536 oy anca alabildi. Bu delege milletine de güven olmuyor! Herşeye rağmen parti içi demokrasinin en iyi işlediği parti CHP dir. Ayrıca, bu kurultay, iyi bir demokrasi örneği olması açısından ülke için umut vericidir. CHP de genel başkanın demokratik bir seçimle değişebileceğini hep birlikte gördük. Çok partili sistemlerde güçlü muhalefet ülke için en az iktidar kadar önemli. Ne yazık ki, milletin ana muhalefet görevi verdiği CHP bugüne kadar iç çekişmeler ve yanlış lider seçimi nedeniyle bu görevi layıkıyla yerine getiremedi. İktidarın ekmeğine adeta yağ sürdü. Tuhaf söylemlerine alıştığımız Kılıçdaroğlu, kurultay öncesi yaptığı konuşma ile bizleri yine yanıltmadı "Sırtımda hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım" dedi. Hançerlerle diyerek birden fazla kişiyi işaret ediyor. Kaç kişi den söz ediyor bilmiyoruz. Daha öncede yerini bırakacağı kişiyi, "geçmişi temiz biri çıkarsa hemen yerimi bırakırım" diyerek tanımlamıştı. Partide geçmişi temiz birini bulmak zor, en temiz benim demeye getirmişti. Hem sorumluluğu başkalarına yükleme çabası. Hemde yol arkadaşlarına güvensizlik ve itham. Bunun yanıtını Özgür Özel çok güzel verdi. Bir lidere yakışmayan o kadar çok söylemine tanık olduk ki, hangi birini sayalım. Bana en ilginç geleni; işsizliği kökünden çözdüğünu zannettiği o meşhur konuşmasıydı. Büyük bir heyecanla kameraların karşısına geçip "Her muhtara bir özel kalem müdürü vereceğini bu şekilde ülkedeki işsizlik sorununu kökünden çözeceğini iddia etmişti. Ülkede 50 bin muhtar, 10/15 milyon işsiz olduğundan bile bihaber. Haa, birde pandemiye çözüm bulmuştu. Kıraathanelerde her oyunda yeni deste kağıt açılırsa, virüs bulaşmaz demişti. Güler misin, ağlarmısın? "Gemiyi güvenli bir limana ulaştıracağımdan kimsenin kuşkusu olmasın" diyordu. Gemiyi güvenli bir limana kendisi mi ulaştırdı, yoksa delegeler mi? Özgür Özel liderliğinde bir CHP güvenli bir limanda mıdır? Ülke için umut olabilecek midir? Bunu zaman gösterecek. Söylemler kulağa hoş geliyor. Örnek verecek olursak, parti tüzüğünün 3 hafta içerisinde değiştirilecek olması çok önemli. Şimdi bir beklenti oluştu. Değişimciler bakalım bu beklentiyi ne kadar karşılayacak? Değişim; yeni bir kan, yeni bir heyecan getirmesi açısından elbetteki çok önemli. Kuva-yi milliye ruhunu özümsemiş, Atatürk çizgisinde, daha devrimci bir CHP görecekmiyiz? Kılıçdaroğlu tarafından bir şekilde partiden uzaklaştırılmış, ulusalcı ve Atatürkçü isimler partiye davet edilecekler mi? Bölücü, menfaatçi, asalak isimler defedilecek mi? Parti halkla nasıl bütünleşecek? Üye sayısını artırmak için neler yapılacak? Tüm bu sorular yanıt arıyor. CHP delegeleri doğru olanı yapmıştır. Bay Kemal'le devam edilseydi mazallah CHP tarih olabilirdi. CHP şimdilik tarih olmadı ama Sn. Kılıçdaroğlu en çok seçim kaybeden lider olarak tarihe geçti. Demek ki, olmayınca olmuyor! Bugüne kadar, genel başkan olarak, göstermiş olduğunuz iyi niyetli çabalar ve nezaketiniz için yine de teşekkürler Sn. Kılıçdaroğlu. Ne diyelim, ülkemize, demokrasimize hayırlı olsun.
Nuri cavak
Degişim çok iyi oldu kanaatındeyim