MUSTAFA AKAY
Gem'i Azıya almış vahşi kapitalizm, toplumun değerlerini alt üst eder. Çürütür, yozlaştırır. Kazanmak için her şeyi mubah gören bir anlayışı geliştirir. Bu anlayışta para ve güç her şeydir. Para tapılan bir unsur olur. Kazanma hırsı doruğa ulaşır. Kanun nizam dinlenmez. Toplumun değerleri yozlaşır. Yoksul insanlara çaresizlik her şeyi yaptırır hale gelir. Çürüme aşağıdan yukarıya hızla büyür.
Bu düzen paradan para kazanma düzenidir aynı zamanda. Her ne kadar birileri kızsa da bu düzenin ana unsurlarından birisi "faizdir". Faiz, paradan para kazanmadır. Yani, verilen ödünç paradan elden edilen kârdır. Bu düzende ödünç parayı kim ya da kimler verir? Kurulu düzende, düzenlemesi yapılmış kurumlardır faizle para verenler. Yani bankalardır, finans kuruluşlarıdır. Çok zararlı olmasına karşın, bunların bir kuralı vardır. Kafalarına göre hareket edemezler. Ekonomik sistemin koşulları faiz oranlarını belirler. Devlet de faiz alır faiz verir. Bir ölçüde ekonominin çarkı böyle döner. Her ne kadar bazı devlet büyüklerimiz, faiz karşı çıkıp "nas" deseler de.
Peki, toplumda umarsız kalmış, bankalardan ödünç para alamayanların başvuru kaynakları nereleridir?
Gayri yasal olarak "tefecilik" denilen bir kurum ortaya çıkar. Tefecilik nasıl ortaya çıkar? Ya da nedir tefecilik? Eskiden bunlara ayaklı banka denirdi. İş adamları, ticaret erbabı çarkını döndürmede zorlanınca ayaklı bankaya başvururlardı. Birçok esnafın, ayaklı bankaların uyguladıkları yüksek faiz sonrası battığına da tanık olundu,
Ekonominin bozukluğu beraberinde, çürümeyi de getiriyor. Toplumda, tam anlamıyla bir çürüme yaşanmaktadır.
Bu çürüme insanları bir öfke seline kaptırmanın da önünü açıyor. Her gün, yeni yeni olaylar ortaya çıkıyor. Suç ve ceza yerinde ve zamanında kullanılmadığı için, gücü yeten yetene bir düzen oluşmaktadır.
Trafikte, başlı başına sorundur bu. İnsanlar öfke seline kapılmışlardır. Küçücük bir olaylar bile cinayetlere giden yolu aralamaktadır. Çete ve mafyalaşma, büyük boyutlara ulaşmıştır. İnsanlar, yaşama sevinçlerini yitirmişlerdir. Kadın ve çocuk cinayetleri bile sıradanlaşmıştır. Bireysel silahlanmanın önü açılmıştır. Leblebi çekirdek gibi silah satılmaktadır bu ülkede. Uyuşturucu kullanımı çok küçük yaşlarda başlamaktadır. Madde bağımlıları, her tarafı sarmış durumdadır.Kumar yaygınlaşmaktadır. Hatta devlet eliyle yasallaşan bir kumar türü ortaya çıkmıştır. Fuhuş rutin hale gelmiştir. Toplumun yozlaşmasını hızlandıran etkenler her geçen gün çeşitlenmektedir.
Tüm bunların yanında hırsızlık tavan yapmıştır. Kamu kurumlarında yolsuzluk alabildiğine artmıştır. Artık, rüşvet olağanlaşmıştır.
Derin yoksulluk ülkenin her yerini sarmıştır. Eğitimde, sağlıkta, işe girmede eşitsizlik diz boyudur. Toplumun mutlu azınlığı, kamu kaynaklarını kullanarak varsıllaşmasını artırırken, yoksulluktan bi çare olanlar çoğalmaktadır.
Kısacası, ekonomi çökmektedir ve toplumun çürümesini hızlandırmaktadır.