Ankara'daki öğrencilik yıllarımızda, arkadaşlarımızla zaman zaman "benim memleketim güzel", "benim memleketim iyi" tartışmalarına girerdik. Herkes kendi kentiyle övünür, değerlerini ön plana çıkarırdı. 1960'lı yılların sonuna doğru girdiğimiz bu tartışmalarda, biz de Karabük'ü anlatmaya çalışırdık. O zamanlar, Karabük Zonguldak'a bağlı bir ilçe konumundaydı. Emsallerine göre daha gelişmiş olsa bile, nüfusu öylesine çok fazla değildi. Kimi arkadaşlarımız, kentlerinin nüfusuyla övünürler ve bizi bastırırlardı. Kimileri de kentlerinde yapıtları dile getirirlerdi. İş yapıtlar meselesine gelince, biz hepsini bastırırdık. Çünkü, Cumhuriyet'in bir kalesinin bacaları tüterdi kentimizde. Atatürk ve İnönü'nün döneminde, Cumhuriyet'in yaptığı devasa bir tesis ülkeye katma değer sağlayan bir kurum olarak Türkiye'de fabrikalar yapan fabrika özelliğini taşırdı. Kimse, tık diyemezdi biz Demir Çelik'i anlattığımızda... Karabüklü olarak bizim de övünecek kurumlarımız vardı. Onlardan birisi de Karabük Postası idi. Belki de bizim gazeteciliğe merak salmamıza neden olan bir çınardı Karabük Postası... Daha düne kadar, Türkiye'nin birçok ilçe ve ilinde bu nitelikte gazete çıkmazken, Karabük bu alanda tarih yazıyordu. Bir başka övünç kaynağımız ise Karabükspor'du... 1940'lı yıllarda amatör olarak sahneye çıkan Karabükspor, 1969'da Karabükspor adını alarak profesyonel liglere adım adım atmıştı. O yıllarda yeni yeni yayınlanmaya başlayan Fotospor, Foto Maç gibi spor gazetelerinde Karabükspor ve Zonguldakspor haberlerini büyük bir coşku ile okur, gururlanırdık. Karabükspor zaman içerisinde ülkede fırtına gibi esen bir takım oldu. Süper ligde uzun yıllar mücadele verdi. Ülkemizi dış sahalarda başarıyla temsil etti. Her şey çok güzel giderken, rüzgar tersine döndü bir anda. Birgün baktık ki, Karabükspor, 200 milyon lira borçlandırılmış ve ardından amatör lige düşürülmüş. Köklü tarihi olan ve zamanında destan yazan bu kulüp neden bu duruma düşürüldü, neden böyle oldu? Kimse, bir yorum yapmıyor. Bir kentin en iyi tanıtım yollarından birisi olan ve her türlü sporun boy attığı Karabük'ün bu takımına neden sahip çıkılmadı? Şehri yönetenler, neden sessiz ve suskun kaldılar. Karabükspor'un devreden çıkarılmasıyla, Karabük ve bölgenin tanıtım ayaklarından birisi kesilmiş oldu. Bir övüncümüz kayboldu gitti. Bunun sorumluları bu vebalin altından nasıl kalkarlar bilemiyoruz. Yazık ettiler bir tarihe... Bu konuda bize, "bir varmış, bir yokmuş" dedirtenlere yazıklar olsun!