Artık siyasette, sendikalarda, meslek odalarında sivil toplum kuruluşlarında, iktidara veya muhalefete yakın kuruluşlarda seçimler, genel merkezleri ve liderleri tarafından belirlenen adayların, tek adaylı kongrelerle üyelerine seçtirildiği bir dönem yaşıyor Türkiye… Demokrasi, halkın yöneticilerini kendi özgür iradeleriyle seçebileceği bir kurum olmaktan çıkarılmış… Genel merkezin ve liderin belirlediği tek adayla yapılan kongrelerde, halkın iradesi yerine liderlerin iradesi geçmiş durumda… Siyasi partilerin yöneticilerini seçmek, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin, çok adaylı kongrelerde, üyelerinin serbestçe yönetime aday olabildiği kongreler tarihe karışmak üzere… Ak Partinin başlattığı tek adaylı kongrelere, MHP’de devam edince yorgun olan ülke siyasetine, yeni bir yorgunluk daha eklendi… Siyasete renk katan siyasi parti kongreleri, iktidar kanadının tek adaylı kongreleriyle, siyasete küskünlük ve durgunluk getirdiği, siyasetteki yarışların son bulmaya başladığı ifade ediliyor… Siyasette başlayan tek adaylı kongreler, meslek odaları, sivil toplu kuruluşlarının kongrelerine de yansıyarak, tek adaylı kongre seçimleri modası devam ediyor… İktidarın başlattığı siyasi parti kongrelerinde tek aday modası, siyasetteki adaylık yarışlarını sona erdirirken, siyasi partileri yarışma ve tartışma ortamından uzaklaştırdı… Ancak, genel merkez ve liderin tespit ettiği adaydan başka adayın, ortaya çıkmasının engellendiği kongrelerin ne derece demokrasiye bağdaştığı ise merak konusu… Siyasete yeni soluk getiren tek adaylı kongreler, tabanda hoşnutsuzluk yaratırken, yarışsız, gürültüsüz ve sorunsuz kongrelerin yapılması lideri ve genel merkezi memnun etmekte… Tabandan tavana uzanması gereken siyaset, tavanda sıkışarak, demokrasiden ödün veren lider siyasetine dönüşmekte… Liderin veya genel merkezin belirleyerek atadığı adayın, il veya ilçe teşkilatı üyelerine seçtirilmesiyle, siyasette atanmışı seçtirmek olarak, siyasete yeni bir model eklenmiş oldu… Her siyasi dönemin sonuna doğru gündeme gelen yeni anayasa, bu dönemde tekrar gündemdeki yerini aldı… Bugüne kadar uygulanan yönetim, seçim, yargı, eğitim ve ekonomik sistemlerin yerine, Türkiye’nin ve halkın sosyal, siyasal, eğitim, yargı ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılayacak, yeni bir anayasa ile halkın demokrasiye daha fazla katılması dilek ve temennisiyle… Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…