‘’ Bugün mümkün olmayabilir, belki yarında olmayacak ama bir gün mutlaka tüm Kıbrıs Türk olacak.’’
50’li yıllardan günümüze yarım asrı geride bırakan bir dava!
Kıbrıs Milli Davamız.
Ada tarihinin hiçbir döneminde Rum’a ve İngiliz’e asla diz çökmeyen, ata yadigârı Kıbrıs adasının yıllardır serdarlığını, o Gazi toprakların türbedarlığını yapan; şehitlerimizin emanetine sahip çıkan bir halk.
Kıbrıs Türk Halkı
40 yıl önce özgürlüğüne kavuşmuşlar; Türkiye’ye, Türk Milletine olan bağlılığından, sadakatinden hiçbir zaman vazgeçmemişler, liderlerinin öncülüğünde Akdeniz’de bağımsız bir devlet kurmuşlar.
Büyük Atatürk’ten bize emanet Kıbrıs Türk’ünün Kıbrıs adasında kurduğu son Türk Devleti, Akdeniz’de düşmeyen, düşürülemeyen son kalemiz; adı:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti…
15 Kasım 1983 tarihinden beri yaşayan, her geçen gün Anavatan Türkiye’nin vermiş olduğu büyük destek ve yaptığı katkılarla büyüyüp gelişen, bulunduğu coğrafyada yıldız gibi parlayan bir gerçek.
31’nci kuruluş yıl dönümü kutlu olsun ‘O Gazi Topraklara’, 1571 yılından beri Türk’ün türbedarlığını yapan Mücahit Kıbrıs Türk Halkına.
Ne demişti Kıbrıs Milli Davamızın Lideri rahmetli Sn. Denktaş:
‘’ Devletsiz kalmak, her şeyiyle aciz kalmak demek, başkasına muhtaç olmak demektir. Devletsiz yaşayan insanlar olabilir ama devletsiz yaşayan millet yoktur. Kıbrıs Türk Halkı, Türk Milletinin ayrılmaz, kopmaz bir parçasıdır.’’
Bu söylem;
Ömrünü Kıbrıs Türk’ünün bu haklı davasına adayan bir devlet adamının; kurucu Cumhurbaşkanlığını yaptığı bu genç cumhuriyetin yurttaşlarına, verebileceği en anlamlı mesaj, akıllardan çıkarılmaması gereken unutulmaz bir vasiyettir.
Ancak son dönemde bu devleti görmezden gelerek, Kıbrıs Türk’ünü Rum’a yamalamak isteyen AB’nin, ABD’nin, İngiltere’nin yani adadan asla elini çekmeyen bu emperyalistlerin ve hatta Güney Rum Kesimi ile aynı zihniyeti taşıyan ama ne yazık ki, hala KKTC’de var olan ‘Birleşik Kıbrıs Hayalperestlerinin’ Kıbrıs’ı bilinen amaçları doğrultusunda ele geçirme çabaları da, bir daha silinmemecesine yakın tarih sayfalarımızda yerini almıştır.
‘Annan Planı’ öncesi ve sonrasında Kıbrıs Türk Halkına oynanan oyun, Türkiye’nin AB müzakerelerinin başlaması sürecinde Kıbrıs’ta kazanılmış yasal haklarımızın nasıl feda edilmek istendiği, o süreçte K.K.T.C’nin siyaseten en üst makamında oturanlarının, Güney Rum kesimi yöneticileriyle birlikte hedefledikleri ortak amaçlar ve Türkiye’de ki yönetimin, bu sürece vermiş olduğu destek de unutulmuş değildir!
Bu sürece karşı çıkan, adanın Rum’a teslim edilemeyeceğini, Kıbrıs Türk Halkının bağımsızlığını savunanlara, vatanını, bayrağını seven ve Türk Milletinin bir parçası olmanın gururunu taşıyanlara; ‘Marjinal Gürültücüler’ diye tanımlayanların, ‘Biz Yenilikçiyiz’ , ‘Yepyeni Ufuklar Bizleri Bekliyor’, ‘Rumlardan Daima Bir Adım Önde Olacağız’ söylemleri de hala kulaklarımızda yankılanmaktadır!
2008 yılında başlayan ‘Kıbrıs Müzakereleri’ döneminden günümüze, 6 yıl geçti. 1968’den beriyse 46 yıl!
Bu uzun süreçte sadece zaman değil, liderler bile değişti!
Sonuç nedir? Ne olacaktır?
Makarios’tan bugüne, hangi Rum lideri, kilisesi ve ulusal konseyleri; hedefledikleri Enosis’ten bir adım geri atmıştır? Bundan sonra da atmayacaktır!
Rum tarafının tek bir hedefi vardır!
O da Kıbrıs adasını çeke, çeke elimizden almaktır. Yunanistan’ın da istediği budur ve Lozan’da kurulan Türk, Yunan dengesini kendi lehine bozmaktır.
Sevgili Kıbrıs Türk Gençleri Sizlere Sesleniyorum:
Özgürce yaşadığınız bu devletin, bu Gazi toprakların bedeli şehitlerimizin kanlarıyla ödenmiştir. Onların emaneti olan bu vatan, 31 yıldır yaşayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti size emanettir. Bu coğrafyada kurulan, bu son Türk Devleti size ananızın sütü kadar helal ve yaşayan bir gerçektir.
Devletinizi yaşatmak için yılmadan çalışmak ama çok çalışmak, size emanet edilen milli ve ulvi değerlerimize sahip çıkmak öncelikli göreviniz olmalıdır.
Unutulmasın ki, sizden önce ata yadigârımız Kıbrıs’ta yaşayan atalarımız yılmadan, umutsuzluğa kapılmadan, büyük bir direnişle özgürlüğe kavuştu; bedel ödeyerek bu devleti kurdu.
Hiç şüpheniz olmasın ki, en kısa zamanda K.K.T.C devleti uluslararası arenada mutlaka tanınacak ve Rum’un yıllardan beri uyguladığı insanlık dışı ambargolar kalkacak, adada ki yaşam hakkınıza vurulmuş olan tüm prangalar kırılacaktır.
Çünkü Türk Milleti ile Mücahit Kıbrıs Türk Halkının etle, tırnak olduğu bu ada; aynı zamanda Türkiye’nin de ön cephesidir.
Bu cephenin kırılması, yok edilmesi için var güçleriyle çalışanlar, bildik güçler, tüm kafadan bacaklıların gayretleri; bu birlikteliği asla bozamayacak, yok edemeyecektir.
Kıbrıs Türk Halkı, Türk Milletinden almış olduğu güçle kazanmış olduğu özgür ve bağımsız yaşam hakkını, 31 yıl önce kurmuş olduğu K.K.T.C devleti ile taçlandırmıştır.
Bu tacı onuru ve gururu ile taşıyan hiçbir K.K.T.C yurttaşı; bu tacı yere düşürmeyecek, gönderlere çekilen devlet ve milli Bayraklarımız sonsuza dek Kıbrıs semalarında dalgalanmaya devam edecektir.
K.K.T.C’nin 31’nci kuruluş yıldönümünü kutluyor; bu uğurda seve, seve hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Kıbrıs Milli Davamızın Liderleri Sn. Dr. Küçük’ü, Sn. Denktaş’ı ve dava arkadaşlarını minnetle yâd ederek, aziz hatıraları önünde saygı ve şükran duygularımla eğiliyor;
Bu davayı savunmak adına hala var güçleriyle çalışan tüm siyasilerimizi, bilim insanlarımızı, yurttaşlarımızı, Gazilerimizi ve tüm Mücahit Gazi arkadaşlarımı sevgiyle selamlıyorum.
Vatan bu devletin kuruluşunda emeği geçen herkese minnettardır.
‘’ Ne Mutlu K.K.T.C Yurttaşlarına’’
‘’ Ne Mutlu Türküm Diyene’’
Atilla ÇİLİNGİR
Kıbrıs Gazisi
www.atillacilingir.com