Ülkemizin dış ticaret açığın da en büyük kalemlerden biri enerji. 2022 de enerji ithalatımızın faturası 96.5 milyar dolar ile rekor kırmıştı. Bu çok büyük bir para. Tarımda, hayvancılıkta, üretimin farklı alanlarında bu para ile neler yapılmaz. Uçarız uçar. Ülkemizde yenilenebilir enerji yatırımlar memnuniyet verici biçimde artıyor. Bu konuda biraz geç kalsak da iyi bir ivme yakaladık. Son verilere göre, elektrikte kurulu gücümüz 106.6 GW'ı aştı. Toplam kurulu gücümüzün % 21.6'sını, yani 5 te 1 ini rüzgar ve güneşten elde ediyoruz. Güneş enerjisinde 11.2 GW seviyesindeyiz. Nükleerde 2035 yılında 7.2 GW 'a ulaşılması planlanıyor. Güneş enerjisinde ise 2035 yılında 53 GW 'a çıkmayı hedefliyoruz. Elektrik; tüm temel enerji kaynaklarını, kömür, petrol, doğalgaz, nükleer güç yada yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak onların aracılığıyla ikincil bir enerji olarak elde ediliyor. Elektrik üretiminde kullanılan fosil yakıtlar; kömür ve petrol pahalı. Doğal gaz ve uranyum daha da pahalı. Yenilenebilir enerji kaynakları olan rüzgar ve güneş ise bedava. 1 kg kömür ile 3 kWh ve 1 kg petrol ile 4 kWh elektrik enerjisi üretiliyor. 1 kg uranyum ile 50.000 kWh elektrik enerjisi üretilmesi mümkün. Bu kaynaklar elektrik üretim maliyetini yükseltiyor. Yenilenebilir enerji yatırımları ile enerji ithalatının faturasını düşürürken cari açığımız da azaltabiliriz. Daha da önemlisi enerji güvenliğimizi sağlayabiliriz. Çünkü rüzgar ve güneş ten elde edeceğimiz enerji staretejik öneme sahiptir. Bizde olmadığı için petrol ile doğalgaza çok paralar ödüyoruz. Turkiye'nin çatı tipi güneş enerjisi potansiyelinin en az 120 gigavatlık (GW ) kapasite oluşturmasını sağlayabileceği öngörülüyor. Bu, şu andaki toplam kurulu gücümüzden fazla. Bana kalsa, nükleere harcayacağım parayı yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırırım. Malûm uranyum çok pahalı. Nükleer santralin işletme maliyeti yüksek, tehlikesi de cabası. Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için, Türkiye, bir miks içinde çalışabilir, tüm kaynakları tabii ki kullanabilir. Buna gayret edildiğini memnuniyetle gözlemliyorum. Özellikle rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarına yoğunlaşılması akıllıca. Dış borcu ve cari açığı azaltmanın bir çok yolu var. Yenilenebilir enerji yatırımları bunlardan sadece biri. Ülkenin refahı akılcı politikalar ve doğru yatırımlarla mümkün. Bunun için de vizyon sahibi akıllı yöneticilere ihtiyacımız var. Bunlardan da biz de çok! Yazımı bir soru ile noktalamak istiyorum. Her türlü nimete sahip cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. O halde neden milyonlarca insan, özellikle emekliler ekonomik sıkıntılar içerisinde, gelecek kaygısı ile cennette cehennemi yaşıyor? Ne yazık ki, doğruların sayısı az yanlışların fazla. Bugüne kadar yanlışları çok yazdım. Gördüğüm doğruları da elimden geldiği kadar yazmaya gayret ediyorum.