Hazine yardımı almayan bir partinin; aday adaylarından başvuru parası almasını, makul bir miktarda olmak kaydıyla anlarım. Hazine yardımı aldığı halde, adaylardan astronomik rakamlar isteyen partileri anlamıyorum! Katılımcı demokrasi, temsilde adalet böyle mi olur? Böyle bir dayatma ile; her sınıfın siyaset yapması, mecliste temsili nasıl sağlanabilir? Bu durum, anayasamıza da aykırı değil mi!? Memlekete hizmet aşkıyla yola çıkan, donanımlı, kültürlü fakat parası olmayan vatan evlatlarının yolunu neden kesiyor sunuz? Bu insanların bir kısmı çocuk yaşta gönül verdikleri partiye girmiş. Gençlik kolları dahil birçok kademede görev almış. Fakat varlık sahibi olamamış kişiler. Tek gayeleri milletine hizmet. 30 bin lira başvuru parası; varlıklı aday adayları için çerez parası olabilir. Varlıklı olupta siyaseti; devletin imkanlarından yararlanma, kişisel menfaat elde etme, köşeyi dönme, nemalanma aracı olarak görenlerin yolunu açacaksın! Yoksul ama karakterli, bilgili, dürüst insanların önünü keseceksin! Bu mu katılımcı demokrasi, bu mu temsilde adalet? Tekrar tekrar aday olan mevcut vekiller, iş adamları, belediye başkanları, varlıklı il ve ilçe başkanları ve bazı bürokratlar için bu parayı ödemek kolay tabii. İşçi, memur, emekli nasıl versin bu parayı? Rakamı yüksek tutayım ki; önüne gelen aday olamasın, benim partime parası olan, varlıklı insanlar gelsin! Öyle mi? 9 Mart 2023 tarihli "Üretmeden kazandıran en karlı iş" başlıklı yazımda; "Holding gibiler. Genel merkez binaları göz kamaştırıyor. CEO larının, pardon liderlerin altlarındaki makam araçları, koruma orduları keza öyle." demiştim. Türk tipi demokrasi tabirini kullanmıştım. Haksız mıyım! Ortada işte! Hülasa, yaptığınız iş düpedüz ticaret. Aday adaylığı satıyorsunuz. Parası olan da satınalıyor! Bu sorum, adaylık ücreti talep eden tüm siyasi partilere!; Oldu olacak, söyleyinde bilelim! İlk sıraya isim yazdırmanın bedeli ne kadar? 1 milyon mu? 2 milyon mu? 3 milyon mu?... Kapalı kapılar ardında böyle pazarlıkların dönmediğinden nasıl emin olacağız? Bari, Türkiye İşçi Partisini örnek alın! Hazine yardımı almadığı halde, adaylık başvurusu için deprem bölgesine 2 koli gıda yardımı istiyor. Deprem olmasa onu da istemezlerdi. Partiler genellikle, kadınlara, gençlere ve engellilere pozitif ayrımcılık yapmışlar. Yapmayan da var tabii. İsim vermek istemiyorum. Merak edenler internetten araştırabilir. 2 parti; erkeklerden 30 bin TL. Kadın genç ve engelli adaylardan 15 bin TL talep ediyor. Ayrım yapmadan, 15 bin TL isteyende var. Çok düşük sembolik bir rakam isteyende. Oy oranı çok düşük olduğu halde; oy oranı ile orantısız olarak rakamı abartanda... Adaylık ücretini belirleyip, deprem bölgesine bağış olarak gönderilmesini isteyende... Haa, unutmadan! 3 bin TL de dosya masrafı varmış! Ne diyelim; parayı denkleştirip, gerçekten milletine hizmet için yola çıkanların yolu açık olsun. Başarılar dilerim.
Şaban Tatar
Bu ülkedeiki tip siyasetçi var biri insanların dini değer yargılarına saygılı ve onunla uyymlu rolüne girip milleti sömürüyor.Diğer tipsiyazetçiler ise milletin dini değer yargılarını hiçesaydığı için millet onlara uzak duruyor.Hslbuki sol siyasetçi gerçekten laik bir kafa yapısına sahip olsa diğer dincisiyasi kesimden daha çok millete yakın olur ve bu ülkede iktidar olur.Milletekonomik sıkıntılara gerektiğinde katlanıyır fakat dğni değer yargılarının örselenmesine katlanamıyor.Oyunuda bu minval ğzere kullanıyo.Solun bu açmazdan kurtulması millet ile bütünleşmesi kapısını ona açabilir.
Nur Bulut
Evet biraz fazla olmus
CAN MIZRAK
Çok doğru elinize sağlık rakam fazla