24 Haziran seçimlerine az bir süre kaldı. Seçime girecek adaylar, partiler tüm imkânlarıyla seferber oldular halkımıza vaat üzerine vaatte bulunuyorlar. Açıklanan bu vaatlerden, verilen bu sözlerden kaç insanımız etkileniyor, sandıkta verilecek oylar bu vaatlere göre mi belirlenecek günü geldiğinde göreceğiz.! Ancak özellikle muhalefet adaylarının dillendirdiği, hem yazılı, hem görsel, hem de sosyal medyada söylenen bir tanımlama var! Bu tanımlamanın adı: ‘’Dip Dalgasıdır’’ Herkes bu konuyla ilgili bir şey söylüyor, basında farklı yorumlar yapılıyor ama anlaşılan bir şey var ki, bu seçimleri en çok etkileyecek olan şey de bu dip dalgası… Gözle görülmüyor, elle tutulmuyor, sayılmıyor, yüzdesi nedir bilinmiyor! Sadece hissedilen bir şey! Oldukça gizemli! Adeta seçimlerin sonucunu belirleyecek şifresi… Halkımız da bu dip dalgasını, dalgalarını merak ediyor! Peki, 24 Haziran seçimlerini böylesine etkileyecek bu güçlü dalga nasıl bir şeydir? Nedir bu dip dalgaları? Aslında onlarla öylesine iç, içe yaşıyor, etkilerini öylesine çok hissediyoruz ki! Toplumumuzun pek çok kesiminde iş, aş diyerek dolaşan milyonlarca işsizin umutsuzluğuna baktığımızda, Yarınlarımızın umudu gençlerimizin öğrenimleri boyunca yaşadıkları türlü olumsuzlukları, mezuniyetleri sonrasında neler yaşadıklarını gördüğümüzde, Onca emeklimizin hayatlarının son evresinde mutlu mesut bir yaşam sürecek kadar gelirinin olmaması nedeniyle, ileri yaşlarına rağmen az da olsa bir harçlık çıkar diyerek yaz kış demeden kimilerinin kâğıt mendil, kimilerinin ellerinde su şişesi sattıklarına tanıklık ettiğimizde, Kadınlarımızın her Allah’ın günü itilip kakılmasını, cinayete kurban gitmesini, tacize uğramasını duyduğumuzda, okuduğumuzda, Ülkemizin çocuk gelinlerinin bir türlü önlenemediği bahtsızlıklarını duyduğumuzda, Yıllardır kucak açtığımız milyonlarca Suriyeli göçmene harcanan milyarlarca dolar, vatandaşlarımız için harcansaydı neler yapılırdı diye düşündüğümüzde, Özellikle Milenyumlu yılların başından bugüne, ülkemizin içte ve dışta yaşadıklarına bakıp, başımıza gelenlerin nedenlerini iyice analiz ettiğimizde, Toplumumuzun adeta bir anne sevgisine muhtaç hale geldiğini gördükçe, Bunların her birisi; sonucunu yaşayarak gördüğümüz elle tutulmayan, sayılamayan, yüzdesi ölçülemeyen ama her kesimde hissedilen ayrı bir dip dalgasıdır. Şöylece etrafımıza bir bakalım, mutlulukla parıldayan kaç çift göz görebiliriz? İnsanlarımız ekonominin ağır yükü altında iki büklüm olmuş, yarınların ağır yaşam koşullarını nasıl taşırım kaygısını yaşamaktadır. Zaten sırf bu ağır ekonomik koşullar nedeniyle değil midir ki, erken seçim kararı alınmıştır. Son dönemde yaşanan döviz dalgalanmalarına baktığımızda, Türk Lirasının yabancı para birimleri karşısında yaşadığı değer kaybının toplumumuza yaşattığı olumsuzluklar, bitmez tükenmez zamlar, söz konusu dip dalgalarının en güçlü olanıdır. Sadece bu yılbaşında memur, işçi ve emeklimize verilen maaş artışlarının bu döviz dalgalanmalar sonucunda eriyip gitmiş olmasının toplumumuzda yarattığı tepki de güçlü bir dip dalgasıdır. Bu tanımlama ile ilgili söylenebilecek önemli bir gösterge de seçim anketlerinde ortaya çıkan kararsızlar yüzdesidir! Pek çok anket sonucuna baktığımızda ülke genelinde çıkan kararsızların oranı %18’lerdedir. Hiç şüphesiz, dip dalgalarının toplumumuzda en çok etkilediği kesimlerin kararsızlar olduğu da bir başka gerçektir. Onun içindir ki, adayların tamamı da bu kararsız kesimin vereceği oyların peşindedir. Çevrenize dikkatle bakınız, bu dip dalgalarının etkilerini ülkemizin her yanında göreceksiniz. Kimilerimiz bu dalgalardan olumlu etkilenmiştir, kimilerimiz ise olumsuz… Bu çevremize bakışımızla, neyi, nasıl gördüğümüzle, yaşadıklarımızla doğru orantılıdır! Ama unutulmasın ki, seçimlerin sonucunu toplumuzu içten içe vuran bu dip dalgaları etkileyecektir. Atilla Çilingir www.atillacilingir.com 11 Haziran 2018