blank
Avatarı
Fikret Gökçe tarafından
17 Ağustos, 2025 15:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 4dk
Yorum Sayısı: 0

17 AĞUSTOS’UN KATİL DEMİRLERİ…

17 Ağustos 2025
Anımsayacaksınız. çelik işçisinin hakkını vermemek için inatla direnen ANAP İktidarı’yla anlaşamayan ÇELİK-İŞ Sendikası, 1989 yılının 4 Mayıs günü greve başlamış, bunun sonrasında Karabük ve İskenderun Demir-Çelik Fabrikalarında üretim tamamen durmuştu.
Grevden 38 gün önce, 17 Mart 1989’da “Sıfır gümrükle demir çelik ithaline” izin veren Bakanlar Kurulu kararı uygulanmaya başlanmış, böylece inşaat mevsiminin yoğunlaştığı bu süreçte hükümete yakın çevrelere vurgun yapma fırsatı yaratılmıştı. Gerçekten de MESS’ in ve hükümetin inadıyla tam 137 gün süren ve 18 Eylül’de sona eren grev sırasında Bulgaristan ve Romanya’dan sıfır gümrükle ithalat yapan birçok kişi ve kuruluş büyük çıkarlar ve haksız kazançlar elde ettiler. Ayrıca ülkenin tamamında yaratılan karaborsa da bu vurgunları misli ile katladı.
ÇELİK-İŞ Sendikası Başkanı rahmetli Metin TÜRKER haykırıyor, “Ülkemizin dolarları soydaşlarımıza zulmeden Bulgaristan ve Romanya’ya aktarılıyor, üstelik bu ülkelerden ithal edilen demirler kalitesiz standart dışı” diye bağırıyordu. Gazeteler bunu yazıyor, inşaat mühendisleri, mimarlar, metalurji mühendisleri odaları gibi meslek kuruluşları, odaları gelecekteki tehlikelerle ilgili toplumu uyarıyorlardı. Büyük gazeteler olası bir depremde “YÜZLERCE BİNA HER AN ÇÖKEBİLİR” manşeti atıyorlardı.
Ben o dönemde Karabük Demir-Çelik Fabrikaları’nda çalışıyordum. İthal edilen bu demirlerden bir miktar Karabük’e de gelmişti. İnşaat demiri diye piyasaya arz edilen bu demirleri elimize alıp büktüğümüzde kurşun kalem gibi kırılıyordu.
İlgililer, yetkililer uyarıları dikkate almadı, bu demirlerin yaratacağı büyük tehlikeyi görmek istemedi. Grev boyunca ithalat ve kara borsa bütün hızıyla devam etti. Metin TÜRKER, 20 Eylül 1989 tarihinde grev sona erdiğinde Tercüman Gazetesi’ndeki açıklamasında; “Ülke ekonomisini, TDÇİ’yi ve çelik işçisini büyük zararlara sokan grevin iktidarın yandaşlarına sağladığı çıkar nedeniyle uzatıldığını, bunun vebalinin hükümeti ve yasaları hiçe sayan bilgisiz ve beceriksiz Devlet Bakanı Cemil ÇİÇEK’e ait olduğunu” söyleyerek “FİLLER DOYDU, GREV BİTTİ” diyordu..
Yaptığımız araştırma, bu iddiaları doğrulayan sonuçlar ortaya çıkarttı,. Grevden bir ay önce ithalata başlayan firmaların sadece 1 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında 29 milyon 427 bin dolarlık ithalat yaptıkları görülüyordu. Aralarında MESS üyesi ve Başbakan Özal’ın yakınlarının da bulunduğu 32 firmadan bazılarını aşağıda veriyorum.
Çelik Halat ve Tel Sanayi : 1.344.731 USD
Ekinciler : 3.971.309 USD
Çolakoğlu : 2.056.117 USD
Çukurova Dış Ticaret : 450.424 USD
Kutlutaş İnşaat ve Tic. San : 214.334 USD
Süzer Dış Ticaret : 2.037.708 USD
Temel Pazarlama : 610.796 USD
Aslan Gümrükleme Nakliye : 372.330 USD
Ayrıca 16 Haziran 1989 tarihli Sabah Gazetesi, ARIKAN Şirketine 17 bin ton, FAİSAL FİNANS KURUMU’ na da 80 bin ton sıfır gümrükle ithal izni verildiği haberini manşetten veriyordu.
Deprem olduğunda Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığım Başbakanlık Özürlüler İdaresi’nde MHP’li Bakan Prof. Dr. Şuayip ÜŞENMEZ’e bağlıydım. Deprem bölgesine gitmemiz gerektiği talebimi “Bizim işimiz değil” diyerek kabul etmeyince, kullanmadığım yıllık izinlerimi alarak. görevli değil; gönüllü olarak üç gün sonra Kocaeli’ne ulaştım.. Artçı depremler devam ediyordu, halk acılar içinde perişan bir haldeydi.
Barınma ve beslenme çok büyük sorundu. Bu konuda ne yapabilirim diye düşünürken orada bulunan SHÇEK Genel Müdürü Değerli dostum Bülent İLİK’le çözüm aramaya başladık. Depremzedeler karton ve kontrplaklardan yaptıkları barınaklarda korunmaya çalışıyorlardı. Aklıma Karabük’te çalışırken taşeronumuz olan, Vali Recep YAZICIOĞLU’nun çağrısıyla altı ay içinde Depremde yıkılan 386 dükkandan oluşan Erzincan çarşısını yeniden kuran Süleyman ÖZEK geldi. Süleyman Karabük’te prefabrik konutlar üretiyordu. Hemen aradım. “Bana bir konutla, 6 tane seyyar tuvalet yapabilir misin?” dedim. “Abi gel, resmini çizelim, yapalım” dedi. Süleyman Erzincan depreminden deneyimliydi. İki günde hazırlanan konut ve tuvaletleri Milletvekili İlhami YILMAZ’ın tır aracıyla gece saat 24.00’te Kocaeli’ne getirdik. Elektrik, vinç, eleman olmadığından malzemeleri toplum polisleriyle boşalttık. Sabahleyin Süleyman’ın 12 işçisi geldi. Kocaeli vilayet binasının hemen yanına, 24 saat içinde binayı ve tuvaletleri kurduk.
Depremden 12 gün sonra, 29 Ağustos’ta hizmet vermeye başlayan prefabrik konut ve tuvaletler bölgede kurulan ilk yapıydı. Konfederasyon Başkanımız rahmetli A. Faruk ÖZTİMUR ile burayı Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Depremzede Özürlüler Yardım ve Koordinasyon Merkezi olarak isimlendirdik. 15’inci Kolordu’nun desteğiyle telefon, faks ve bilgisayarla donattık, yanına iki adet sahra çadırı kurduk. Gelen yardımları bütün deprem bölgesindeki engellilerimize buradan dağıttık, koordine ettik. Devletin planladığı çadır kentlerin kurulmasına 15 Eylül’de ancak başlanabilmişti.
Yaptığımız bina, acı, keder ve üzüntünün yoğunlaştığı yıkılmış bir alanda adeta açan bir gelincik çiçeği gibiydi. Devletin yetkilileri bile daha çadırlardaydı. Akın-akın gelen kederli insanlar “bu ev nerede yapıldı, kim yaptı, kaça mal oldu ?” diye soruyorlardı. “Karabük’te yapıldı, Karabük’ lüler yaptı” diyorduk. Sağ olsun Süleyman ÖZEK bu hizmeti karşılığında hiçbir talepte bulunmamıştı.
Bölgede 2.5 ay kadar kaldım. İşte o “KATİL DEMİRLERİ” Yalova’da buldum. Gölcük’te, İzmit’de, buldum. Demir-Çelik grevinden sonra, 1989-1999 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde bu demirlerle yapılan son derece modern ve estetik görünüşlü binaların enkazları arasında buldum. O binalar binlerce insanımıza mezar oldu. Bu acı gerçeği “DEPREMİN BAŞKA SUÇLULARI DA VAR” başlığıyla 28 Kasım 1999’da Hürriyet Gazetesi’nde, 6
Aralık 1999’da ve 17 Ağustos 2005’de Karabük Postası’nda yazdım, birçok toplantı ile KANAL B’de "Depremin Gölgesi’nde" programlarında anlattım Yetkilileri, belediyeleri, yargıyı göreve çağırdım. Çünkü sıfır gümrükle ithal edilen bu kalitesiz demirler yurdun her tarafında kullanılmıştı.
Ama olan yine oldu. Marmara Depremi’nde yitirdiğimiz 18 bin 480 canımıza rağmen ders almadık, gerekenleri yapmadık. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerde 53 bin 537 insanımızı ve ekonomimizi kaybettik.
6 Şubat depremleri sonrası inceleme ve araştırmalar yapıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa KUMRAL “ BÖLGEDE YIKILAN BİNALARIN ÇOĞU 2000 YILI SONRASI YAPILMIŞ, UCUZ, KALİTESİZ SURİYE DEMİRİ KULLANILMIŞTI” diyordu yaptığı incelemeler ve hazırlayıp ilgililere sundukları raporda…KATİL DEMİRLER orada da karşımıza çıkmıştı. DERS ALMADIK…
BU ACI VE HÜZÜN DOLU GÜNDE DE, İHMAL VE SORUMSUZLUĞUMUZ NEDENİYLE, BİR TAKIM KİŞİ VE KURULUŞLARIN RANT HIRSIYLA YİTİRDİĞİMİZ İNSANLARIMIZI RAHMET VE SAYGIYLA ANIYORUM,
Fikret GÖKÇE
Kıbrıs Gazisi – Mak. Müh.
Türkiye Afete Hazırlık ve Deprem Derneği Kurucusu

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Yazarın Kaleminden

Namaz Vakitleri

Karabuk
17
Ağustos Pazar
1447 HİCRİ Safer 23
Öğle Vakti
Şuanki vakit
Öğle
  İmsak
04:17
  Güneş
05:54
  Öğle
12:59
İkindi vaktine kalan süre
 
  İkindi
16:47
  Akşam
19:54
  Yatsı
21:23

Öne Çıkan Haberler

blank
Karabük

Baylam:  “Halkın İradesiyle, Karabük’te CHP Rüzgarını Estireceğiz”

blank
Karabük

MHP Karabük İl Başkanı Gedikoğlu: İşçilerimizin Yanındayız

blank
Eskipazar

Eskipazar OSB Müdürü Emin Demir Görevden Ayrıldığını Duyurdu

blank
Karabük

TCDD Taşımacılık A.Ş. Karabük’e 3 Daimi İşçi Alacak

blank
Karabük

KARDEMİR’den Beklentilerin Üzerinde Kar