blank
Aylin Sarıoğlu tarafından
26 Ağustos, 2025 13:35 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

YAZIKÖY’DE İMAR TEPKİSİ!

Karabük’ün Safranbolu ilçesine bağlı Yazıköy’de vatandaşlar, köy yerleşik alanını da kapsayan yeni imar planına tepki gösterdi.

Köy sakinleri, planın mevcut haliyle uygulanması durumunda tarım ve hayvancılığın zarar göreceğini, tarihi dokunun yok olacağını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Yazıköy halkı, imar planının iptal edilmesini ya da köy dışına taşınmasını istiyor.

Yazıköy sakini İsmail Ören, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Yazıköylü vatandaşlar olarak burada uygulamaya çalışılan bir imar planı var. Biz bu imar planının ya iptal edilmesini ya da köy yerleşik alanının dışına taşınılmasını istiyoruz. Köyümüz kapasite olarak Karabük’ün ve Safranbolu’nun en güzide köylerinden bir tanesi. Tarihi ve turistik yerleri var. Şu an için perde arkasında ama gün yüzüne çıkarıldığı zaman çok büyük turist toplayacak bir köyümüz. İmar planıyla ilgili parsel bazında sıkıntılarımız var. Bunun yanında köyün yerleşik alanını kaplayan büyük sıkıntılar yaşıyor olacağız. Eğer bu imar planı burada uygulanmaya çalışılırsa Yazıköy diye bir köy kalmayacak. Dolayısıyla burada 50 metre 100 metre 200 metreye parsellenmiş örümcek ağı gibi dolanmış yollar var. Tarım ve hayvancılık bakımından Karabük’ün Safranbolu’nun buğday ambarı sayılabilecek bir köy. Şayet buradaki tarlalar yok olursa hayvancılık yok olur. Besicilik yok olur. Burası sadece bir beton yığınına döner. Asıl konu sakız ağaçlarımız var. Çok eskilerden kalma üzüm bağlarımız var. Yazıköy geçmişte pekmeziyle sirkesiyle kısacasıyla üzümleriyle tanınan bir köy ve şimdi bunların tamamı yok olacak. Parsel bazında hepimizin sıkıntıları var. Şimdi bazı köylü kardeşlerimiz bunun farkında değiller, ama 3194 sayılı kanunun 18. Maddesi uygulamaya geçildiğinde ya evinden ya besihanesinden ya tarlasından mutlaka birtakım şeyleri yok olacak. Köy köy olma özelliğini kaybedecek. Biz 20 metrelik yolların iptal edilmesini, evlerin yerleşik alanların göz önüne alınarak köy dışına çıkartılmasını istiyoruz. Bizim yaklaşık 3 aydan beri çok büyük bir su sıkıntımız var. Yazıköy susuzluktan kırılıyor, temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Dolayısıyla bizim temel ihtiyaçlarımızı giderecek hizmetlerin yapılmasını burada nüfus artışı yapılarak, planda 15 yıl içerisinde 11 bin 250 civarında bir nüfusu Yazıköy kaldırabilecek durumda değildir. Bugün 980 kişilik nüfusa sahip Yazıköy’e su verilememektedir. Dolayısıyla en kısa sürede köye ve köylüye hizmet edecek, kamu yararına olacak, bir plana ihtiyacımız var. Ki bu imar planı kamu yarına olacak bir planı değildir. Burası villa ve havuzlu kentlerle donatılacak bir yer değildir. Burası tarihi bir köydür. Karabük’te eğer hizmet edilirse tarımda, hayvancılıkta ve özellikle turizmde idolsayılabilecek bir köydür.” İmar planı ile ilgili süreç devam ederken, Yazıköy halkı taleplerinin dikkate alınmasını bekliyor. Bölge halkı, köyün tarihi dokusunun ve tarım arazilerinin korunarak, planlamanın yeniden yapılması gerektiğini vurguluyor.

Haber videosu için TIKLAYINIZ!

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

blank
Avatarı
Fikret Gökçe tarafından
26 Ağustos, 2025 13:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

BÜYÜK TAARRUZ VE GEÇİCİ KÜRT HÜKÜMETİ (!)…

26 Ağustos 2025

26 Ağustos 2007 günü Şuhut’ta Hacıvelilerin kerpiç konağının ikinci katındaydım. O’nun tahta iskemlesine oturdum, taarruzun son hazırlıklarını yaptığı, “ Haydi Muzaffer, haritaları topla, gidiyoruz “ diyerek kalktığı masayı ellerimle okşuyordum. Sanki hepsi; O, Fevzi, İsmet ve Muzaffer Paşalar masanın çevresinde ve ayaktaydılar.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkan yardımcısıydım. Genel Başkanımız (E) P. Alb. Feridun Çelenk ve P. Alb. Aziz AKAL’la birlikte benim arabayla gitmiştik Şuhut’a. Gece saat 12.00’de başladığımız zorlu yürüyüş sonunda sabaha karşı 04.00’e doğru zirveye, O’nun Büyük Taarruzu başlattığı noktaya gelmiştik.

Akşehir’deki Batı Cephesi Karargahı’nda ordu komutanlarıyla birlikte son toplantısını yaptıktan, taarruz gününü kararlaştırdıktan sonra yanındakilerle gündüz ağaçlıklar altında gizlenerek geceleri sessiz ve gizlilik içinde 24 Ağustos 2022’de Şuhut’a ulaştılar. 25 Ağustos gece yarısı Kocatepe’ye doğru evden ayrılırken, “ALLAH TÜRK MİLLETİNİ VE ORDUSUNU KORUYACAKTIR. RABBİM YUNANLILARIN KAZANDIĞINI GÖSTERME BANA. ONLAR KAZANACAKSA GÖK KUBBE BAŞIMA YIKILSIN. ANAM DUA ET BİZE, DUA ET BİZE ANAM “ diyerek Yüce Tanrı’ya yakarıyordu.

Öte yandan 1922 yılı yaz aylarına girerken psikolojik harp tekniklerine de başvuran düşman, adam ayartarak! hain bulmaya çalışıyor, çeşitli vaad ve çıkarlar sunarak yandaş ve yataklık yapacak kişiler arıyordu. Mustafa Sabriler, İskilipli Atıf Hocalar, Ali Kemaller. Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz Muhipler Cemiyeti gibi kuruluşlar ile Yunan uçakları da boş durmuyor, cephelerimizin ve yerleşim birimlerinin üzerinde uçarak önceden hazırlanmış bildiriler atıyor, bunlarla halkın umut ve direncini kırmaya çalışıyor, isyana teşvik ediyorlardı. İngilizlerin teşviki, Yunanın desteğiyle kurulan “GEÇİCİ KÜRT HÜKÜMETİ “ adına hazırlanan bu bildiriler camilerde bile dağıtılıyordu.

İŞTE BU BİLDİRİLERDEN BİRİ :
“Necip Kürt Milletine. Ey Kürtler inayeti bari ruhaniyet peygamberi ile asırlardan beri esaret altında inleyen Kürt Milletinin mukaddemei istihlası ve müstakil Kürt Devletinin esası olan Kürt Hükümeti Muvakkatası’nın teşkilini bütün vatandaşlara tebliğ ile kesbi şeref eyleriz.
Vatandaşlar, bütün Kürdistan dahilinde hareketi milliyenin inkişafı ile hükümetimizin teşkili kat’isi hakkında yapılacak muazzam teşebbüsün zaman icrası pek yakındır. Ancak bu teşebbüs bütün vatandaşların ayrı ayrı mahzarı muaveneti olmadıkça tahakkuk edemez. Her Kürt vatanı için bu emri azimde büyük ve küçük birer vazife ile mükelleftir. Bunu ihmal edecek olanları tarih tel’in edecektir. Maazallah bu fırsatı kaçıracak olursak yarınki neslin huzurunda müerrim ve müttehim mevkiinde kalacağız. Çünkü bu azim fırsat bir daha ele geçmez. Vatandaşlar, sizin şimdilik yapacağınız hizmet basit fakat mühim ve muazzamdır.
Siz Mustafa Kemal’e karşı harbeden Yunan ordusuna muhasım bir vaziyet almaktan ve Mustafa Kemal lehine olarak harbe iştirakten tamamı ile içtinap etmelisiniz. Çünkü Mustafa Kemal ile harbeden Kürtlere karşı hiçbir husumetleri yoktur ve olamaz. Bilakis Huruç Ali Elsultan’a cür’et eden Mustafa Kemal, Halifeyi Müslimin hazretleri tarafından Kürtlere bahşolunan muhtariyet ve istikbali gasp etmektedir. Bundan sarfınazar, Mustafa Kemal’in istiklal ve daha doğrusu engizisyon mahkemelerinin idam ettiği Kürtlerin miktarı binleri çoktan tecavüz eylemiştir. Vatandaşlar, halife asisi Mustafa Kemal’i imha ve Kürt Hükümetinin teşkilini tesbit etmek üzere cümleniz bulunduğumuz yerlerde isyankar ihtilaller tertip ediniz, ta ki ağırlığı günden güne çoğalan bu esaret gömleğini yırtıp atalım. Çünkü esir olmak, mazlum olmak kadar ve belki daha büyük bir cinayettir ki cezası idamdır. Vatandaş, yakında resmen ilan olunacak Kürt Hükümeti sancağı altında kucaklaşmak ümidiyle cümlenizden ve cümlemizden himmet ve gayret bekliyoruz.”
Geçici Kürt Hükümeti.

110 yıl önce kurdurdukları sözde Geçici Kürt Hükümeti’yle birlikte Yunan’ın başaramadığı bu alçak projeyi, sonraki yıllarda başta İngiltere ve ABD olmak üzere dost bildiğimiz ülkeler sürdürüyor ve bugün yüzyıllardır birlikte yaşadığımız Kürt vatandaşlarımızı ayrıştırma ve yurdumuzu bölünme noktasına getiriyorlar.

Şimdi de “ BARIŞ “ adı altında asıl amaçları olan Türkiye’yi parçalamak ve yeniden 600 yıllık imparatorluğu paramparça ettikleri günlere dönmek istiyorlar. Ne diyor ABD Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom BARRACK ? “TÜRKİYE İÇİN EN İYİ SİSTEM OSMANLI MİLLET SİSTEMİDİR “. Ne buyurdunuz Sayın Büyükelçi ? Büyük ATATÜRK’ün önderliğinde kanla, canla kurulan bu devlet, 110 yıl önceki başkanınız Wilson’un istediği gibi, Kürdistan, Ermenistan ve Lazistan gibi parçalara mı ayrılsın ? BÜYÜK TAARRUZ’UN GURUR VE COŞKUSUNU YAŞADIĞIMIZ BU ONURLU GÜNLERDE “ NAH (!) YAPARSINIZ…”

Buna en güzel yanıt, 1990’lı yıllarda MHP Ankara İl Başkanı iken tanıdığım, daha sonra TBMM Başkanı olan Sayın Ömer İZGİ’den geldi. “ BARIŞ DİYORLAR. BEN KİMSEYE DÜŞMAN DEĞİLİM, NEYLE BARIŞACAĞIM. ELİNE SİLAH ALANLAR, ÜLKEYE KAST EDENLER AFFEDİLİP HAYATIMIZA GİREMEZ.” derken “ Barışın Mimarı (Bebek Katili) Sayın ÖCALAN’dır diyenlere ve O’nu serbest bırakmayı düşünenlere gönderme yapıyordu.

Büyük Taarruz’un yıldönümünü kutluyor ve Başta ATATÜRK olmak üzere silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve saygıyla anıyorum.

Fikret GÖKÇE

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.