Karabük’te görev yapan yazılı, görsel ve dijital medya mensupları, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla düzenlenen programda Vali Mustafa Yavuz ile bir araya geldi.
Samimi bir atmosferde gerçekleşen buluşmada, basın mensuplarının toplumun doğru, hızlı, objektif, güvenilir ve tarafsız bir şekilde bilgilendirilmesindeki hayati rolü vurgulandı.
Programda konuşan Vali Mustafa Yavuz, gazeteciliğin önemli bir kamu görevi olduğunu belirterek, “10 Ocak, basın çalışanlarının geçmişten bugüne sürdürdükleri mücadelenin anlamını hatırladığımız özel bir gündür. Özellikle 1960’larda yaşanan süreçte gazetecilerimizin ‘Daima Halkın Hizmetindeyiz’ manşetiyle çıktıkları Basın Gazetesi'nin ilk sayısı, basının halkımız adına üstlendiği büyük sorumluluğu gösteriyor. Gazeteciler, her zaman yalnızca toplumu bilgilendirmekle kalmayıp, fedakarca görev yaparak demokrasinin temel taşlarından biri olmuşlardır” dedi.
Gazetecilerin her koşulda ve zor şartlar altında özverili bir şekilde görev yaptığını vurgulayan Vali Yavuz, “İyi günde, kötü günde, savaşta ve afette hep halkımızın hizmetindeydiniz. Karabük’te göreve başladığımız günden itibaren şahit olduğumuz gibi, yaşanan her olay karşısında sizlerin sahada hızla haberin peşinden koştuğunuzu görüyoruz. Bu süreçte ‘Daima Halkın Hizmetindeyiz’ anlayışını, meslek ilkeleri çerçevesinde başarıyla temsil ediyorsunuz” şeklinde konuştu.
Vali Yavuz, gazetecilerin demokrasinin güçlenmesine katkılarından dolayı teşekkür ederken, gazetecilik mesleğinin toplumun ihtiyaçlarını karşılayan bir “fikir işçiliği” niteliği taşıdığına dikkat çekti. Vali Yavuz, sözlerini “Halkın haber alma hakkını koruma mücadelenizdeki azminizden dolayı hepinize şükranlarımı sunuyor; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nüzü kutluyorum" diyerek tamamladı.
Basın mensupları, kendilerini bu özel günde davet eden Vali Mustafa Yavuz’a teşekkürlerini ilettiler. Sohbet ve karşılıklı fikir alışverişinin yaşandığı program, toplu hatıra fotoğrafı çekimi ile son buldu.
KBÜ’de Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlık Statüsü’nün 30. Yılına Özel Program
Karabük Üniversitesinde düzenlenen programda, Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlık Statüsü’nün 30. yılı ve Birleşmiş Milletler tarafından 2025’in “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” ilan edilmesi dolayısıyla iki ülke arasındaki kardeşlik bağları vurgulandı.
Karabük Üniversitesi (KBÜ), Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlık Statüsü’nün 30. yıl dönümü ile Birleşmiş Milletler tarafından 2025’in “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” ilan edilmesi dolayısıyla düzenlenen programa ev sahipliği yaptı.
KBÜ ev sahipliğinde gerçekleştirilen program, saygı duruşu ve Türkiye ile Türkmenistan’ın milli marşlarının okunmasıyla başladı.
Etkinliğe; Türkmenistan Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Handurdu Turayev, Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berdi Sarıyev, KBÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Yakşi, KBÜ Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) Müdürü Doç. Dr. Mustafa Polat, akademisyenler ve çok sayıda Türkmenistanlı öğrenci katıldı.
“DAİMİ TARAFSIZLIK, BARIŞÇIL DIŞ POLİTİKANIN TEMEL TAŞIDIR”
Türkmenistan Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Handurdu Turayev, Türkmenistan’ın 12 Aralık 1995’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla “Daimi Tarafsızlık” statüsü kazandığını hatırlatarak, bunun yalnızca diplomatik değil, aynı zamanda küresel barış açısından da tarihi bir kazanım olduğunu söyledi.
Turayev, Türkmenistan’ın 30 yıldır barışçıl dış politika anlayışıyla hareket ettiğini belirterek, “Daimi tarafsızlık; yalnızca çatışmalardan uzak durmak değil, aynı zamanda diyalog, güven, iş birliği ve barışçıl etkileşim üzerine inşa edilmiş bir dış politika yaklaşımıdır.” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler’in 2025 yılını Türkmenistan’ın girişimiyle “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” ilan ettiğini hatırlatan Turayev, 12 Aralık 2025’te Aşkabat’ta düzenlenecek “Uluslararası Barış Konferansı”nın dünya liderlerini barış ve güven temelinde bir araya getirmeyi amaçladığını ifade etti.
Konuşmasında üniversitelerin barış kültürünün gelişmesindeki rolüne de değinen Turayev, Karabük Üniversitesinin bu alanda önemli bir misyon üstlendiğini belirterek, akademinin kültürlerarası diyaloğun gelişmesine katkı sunduğunu söyledi.
KBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, üniversitenin uluslararası öğrenci çeşitliliği bakımından Türkiye’nin önde gelen yükseköğretim kurumları arasında yer aldığını ifade etti.
Türkmenistan’dan 600’ün üzerinde öğrencinin KBÜ’de eğitim gördüğünü belirten Karaş, “Bu tablo, aslında neden burada olduğumuzu çok iyi anlatıyor. Geniş bir uluslararası topluluğa sahibiz. Bu potansiyel Türkiye’de çok az üniversitede var.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKMENİSTAN’IN BARIŞÇI DIŞ POLİTİKASI KÜLTÜREL BİR MİRASA DAYANIYOR”
Karabük Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdullah Yakşi, Türkmenistan’ın tarafsızlık politikasının tarihsel ve kültürel birikime dayandığını belirterek, bu anlayışın Türkmen düşünce dünyasında önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Yakşi, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ilişkilerin tarihî ve kültürel temellere dayandığını vurgulayarak, gençlerin bu ilişkilerin geleceğinde belirleyici rol oynayacağını ifade etti.
“TÜRKMEN VE TÜRK BAYRAKLARI 34 YILDIR YAN YANA DURUYOR”
İki ülke arasındaki kardeşlik vurgusunu güçlü ifadelerle dile getiren Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berdi Sarıyev, Türk ve Türkmen kimliklerinin yakınlığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu iki bayrağa bakın; 34 yıldır yan yana duruyor. İki milleti birbirine bağlayan kelimeler bile neredeyse aynı: Türk ve Türkmen… Aradaki ‘men’, hepimiz demektir. Bizim hepimizi temsil eder. Bu birliği hiçbir zaman unutmamalıyız.”
Program kapsamında şiir dinletisi ve müzik performansları sunulurken, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğrencileri tarafından Türkmenistan’ın UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan Küşdepdi dansı sahnelendi. Etkinlik, geleneksel kıyafet defilesi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.(