blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Ekim, 2023 12:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Vali Dallı’dan kurumlara sel uyarısı: “Halen bitirilmeyen işler var, ortak hareket edip çözün”

İl Koordinasyon Kurulu (İKK) toplantısında açıklamada bulunan Vali Meftun Dallı, kurumlara birliktelik çağrısında bulunarak, kurumlar arasında ortak çalışmalar sergilenmesini istedi.
İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Toplantısı, Vali Meftun Dallı başkanlığında Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nda (KUZKA) gerçekleştirildi. Toplantı öncesinde konuşan Vali Meftun Dallı, kurumlara birliktelik çağrısında bulunarak, ortak çalışmalar sergilemelerini istedi.
Kastamonu’da 11 Ağustos 2021 yılında yaşanan sel felaketine dikkat çeken Vali Dallı, “Cenabıhak bir daha böyle afetler yaşatmasın. Sel felaketleri sonrası yaraların büyük kısmı şükürler olsun ki sarıldı. Gittik yerinde gördük. Ama halen devam eden, başlanıp bitirilemeyen veya çözülemeyen bir takım sorunlar, devam eden köprüler var, yollar var. Şimdi bu bitirilemeyen, yarım kalan işlerin tamamlanması noktasında özellikle bu yatırımcı kurumlarımıza, özel idaremiz başta olmak üzere Devlet Su İşlerimiz, karayollarımız, diğer kurumlarımızın iş birliği yapması son derece önemli. Bu süreci bitirinceye kadar elimizden geldiğince birbirimize yardımcı olmamız, ‘burası benim işim değil, öbürü yapsın veya beni ilgilendirmez’ gibi bir tavır içerisinde zaten olmazsınız. Yine de özellikle bir kere daha bu vesileyle vurgulayarak sizlerden bu konuda birbirinize destek olmanızı, birbirinize anlayış göstermenizi rica etmek istedim” dedi.
İnebolu’da bir köprü sorununun olduğunu anlatan Vali Dallı, “İnebolu’da bir köprü sorunu var. Ziyarete gittiğimizde İnebolu’da gündem oldu. Daha sonra Karayolları Bölge Müdürümüze gittiğimizde bir problem olduğunu dili getirdik. Belli yani bir sorun var ya da bir problem olduğuna dair algı var. Eğer bu bir algıdan ibaretse işin tabii ki doğrusunu teknik elemanlarımız bilir. İlgili kurumlarımızın bu konuda zaten bir çalışması var. O zaman bunu oradaki insanlarımıza, arkadaşlarımıza izah edip, bu algıyı ortadan kaldırmamız lazım. Yok, gerçekten bir sorun varsa, oradaki insanlar haklıysa o zaman personelimizi falan yeniden daha detaylı çalıştırarak, neyse oradaki sorunu tespit edip bunu çözmemiz lazım. Yani bu sel gibi şeyler biliyorsunuz hatırla, gönülle falan filan olacak şeyler değil. Sel gelince herkese aynı davranıyor. Yani bir yanlış varsa mutlaka gereğini yapıyor. Dolayısıyla bizim de bu bakış açısıyla bundan sonraki Allah korusun olabilecek afetlerden tedbir alırken böyle bakarak yapmamız lazım. ‘Yani bir şey olmaz. Hele şöyle bir yapalım bakalım’ deme şeyimiz yok bu yaşananlardan sonra. Yani daha ne yaşamamız lazım? Tedbir alırken dikkatli olmak için varsa bunun gibi diğer konular bunlara ciddiyetle eğilelim. Gereken ne ise tedbirlerimizi elimizdeki imkanları en iyi şekilde kullanarak bunları bir an önce ortadan kaldıralım, çözelim. Bir daha böyle bir şeyle karşılaşırsak, ‘Niye bunu zamanında şöyle yapmamıştık?’ demeyelim yani. Bunu özellikle sizlerden rica ediyorum” diye konuştu.

“Kuzeykent Mahallesi İtfaiye Müfrezesini önümüzdeki günlerde açacağız”
Kuzeykent Mahallesi İtfaiye Müfrezesini önümüzdeki günlerde açacaklarını belirten Kastamonu Belediye Başkanı Op. Dr. Rahmi Galip Vidinlioğlu ise, “Bizim dernekler hizmet binası yapım işimiz var. Yüzde 50-55 oranında gerçekleşti. Devam ediyoruz. Mehmet Ersoy Mahallemizde kapalı pazar yeri yapılması var. Onda da yüzde 30’a yakın bir gerçekleşmemiz tamamlandı. 2 ay içerisinde bitiriyoruz. Saraçlar Mahallesi Kapalı Garaj ve Yaşam Alanı bitmek üzere. İnönü Mahallesi kapalı garaj ve yaşam alanı yapılması var. Bu da hemen hemen 32 milyon TL’lik bir yatırım. Burada da gerçekleşme oranımız yüzde 62 şu anda. Kuzeykent Mahallesi İtfaiye Müfrezesi, İdari ve Garaj Binası yapımı. Bu çok ciddi bir sıkıntıydı ilimiz adına. Özellikle şehir içinde tek ana yolumuz olduğu için Kuzeykent’e ulaşmak güç oluyordu. Uzun zamandır konuşulan bir şeydi. Burada da gerçekleşme oranımız yüzde 95’lerde bitirmek üzereyiz. Önümüzdeki günlerde inşallah açılışını yapacağız” şeklinde konuştu.

“Diş Hekimliği Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nin ihalesi yapıldı”
Diş Hekimliği Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ni ihalesini yaptıklarını söyleyen Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük de, “Üniversitemizin 2023 yılı yatırım programı çerçevesinde 6 adet yeni, 4 adet devam eden toplam 10 adet yatırım projesi var. Bunlardan 7 tanesi eğitim sektörüyle alakalı. 2 tanesi sağlık sektörü. Bir tanesi ise diğer kamu hizmetleri dediğimiz sosyal sektörde yürütülüyor. 2023 yılı yatırım projelerinin toplam tutarı 1 milyar 43 milyon 46 bin liradır. 2023 yılı başlangıç ödeneği toplamı 195 milyon TL’dir. Yıl içerisinde yapılan aktarma 20 milyon 400 bin TL, 2023 yılı toplam ödeneği 215 milyon 400 bin TL’dir. Sınıf ve merkezi birimler çerçevesinde 79 milyon 998 bin liralık ödeneğin yaklaşık yüzde 27 harcanmış, fiziki gerçekleşme yüzde 40 olarak görülüyor. Üniversite bilgi yönetim sistemi çerçevesinde fiziki gerçekleşme yüzde 55 ve yine ödeneğin yüzde 55 kullanılmış” ifadelerini kullandı.
Orman ve Tabiat Turizmi alanında ihtisaslaşan çalışmalar çerçevesinde 17 milyon liralık bir proje tutarının olduğunu belirten Küçük, “Bu ödenek yıl içerisinde tamamı projelere aktarılmış ve projeler devam etmektedir. Eski MYO binası deprem yönetmeliği çerçevesinde yetersiz olduğu için yıkıldı. Şu anda Kastamonu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu binası ve çevre düzenleme inşaatı yapılıyor. Eylül ayının sonuna kadar mevcut ödeneğin 21,5 milyon lirası kullanıldı. Selden etkilenen ilçelerimizden Bozkurt MYO binası ve çevresi, tamamen tamamlandı ve eğitim öğretime şu anda devam ediyor. Bir diğeri yine eski MYO’nun yan tarafında yer alan Ahmet Yesevi Konferans Salonu tadilatı hemen hemen bitmek üzere ve bunun da yüzde 98’i tamamlanmış durumda. Araç MYO binasının tadilat işi devam ediyor. Kütüphanemizin de tadilat işi devam ediyor. Diş Hekimliği Fakültemiz, 2022 yılında resmi olarak kuruldu. Akabinde binanın yerinin belirlenmesi, projelerin tamamlanması sağlıkla ilgili bu hastane işlerinde bakanlıktan bazı ön izinlerin alınması gerekiyor. Ciddi bir hazırlık süreci var. Bu ön izinlerin alınması işlemleri tamamlandı ve geçen ay ihaleye çıkıldı. Ancak ihale şartları oluşmadığı için ihale iptal edildi. Bugün tekrar ihale gerçekleşti. Bugün itibariyle ilgili arkadaşlarımız bununla ilgili gerekli çalışmaları yapacak” diye konuştu.

“Türkiye’nin en güzel bal ormanını kuracağız”
Türkiye’nin en güzel bal ormanlarını kuracaklarını söyleyen Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ise, “Kastamonu için çok önemli olan arıcılık faaliyetlerini desteklemek üzere bal ormanları kurduk. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin en kıymetli, en florası zengin, en yüksek kapasiteli bal ormanını sahilde kurarak Türkiye’nin en güzel bal ormanını kuracağız. Yine bizim odun dışında, odun dışı orman ürünleri dediğimiz kestane gibi, defne gibi, mantar gibi bu yörede çok kıymetli yüksek ekonomik değere sahip ürünlerimiz var. Bunların geliştirilmesi için de ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Sahil bir defne cenneti, belki de Türkiye’de defne konusunda bu kadar verimli olabilecek başka bir yer yok. Takriben 250 tonlardaki üretimi 4 bin tonlara kadar çıkardık. Kapasite çok daha fazla. Bu kapasiteyi geliştirdikçe inşallah daha büyük yatırımlar sahil bölgemize yapılacaktır. Yine kestane ormanlarına hizmetler yapıp kestane verimini ve bal verimini arttırmaya çalışıyoruz. Bu konuda halkımızın da katkısını ve katılımını daha fazla aldıkça daha kaliteli, daha güzel hizmetler yürüteceğiz” şeklinde konuştu.

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.