Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
30 Haziran, 2025 14:27 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Uzmanlardan kene uyarısı

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Hastane Enfeksiyon Kontrol Kurulu Başkanı Doç. Dr. Gamze Kalın Ünüvar; Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının kene ısırmasının yanı sıra kene ısıran bir hayvan ile temas edildiğinde de insana bulaşabileceğini belirterek; "Bazı enfekte hayvanlarla kişi direk temas ederse; genellikle el üzerinde açık yaralar veya tahrişler olabiliyor. O bölgelerden de bulaşlar olabilir. Hayvanlarda da sıkıntı fark ettiklerinde mutlaka eldiven ve koruyucu ekipman kullanmalarını istiyoruz" dedi.

Havaların ısınmasıyla birlikte kene ısırması sonucu vakaların arttığı ve Kayseri’de 4 kişinin ölümüne neden olduğu KKKA hastalığı hakkında bilgiler veren ERÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Hastane Enfeksiyon Kontrol Kurulu Başkanı Doç. Dr. Gamze Kalın Ünüvar; "Genellikle hyalomma cinsi kenelerin enfekte olduğunu biliyoruz, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nde (KKKA) en fazla bahsedilen kene türü. Enfekte kenelerin insanları ısırmasıyla birlikte bulaşların olduğu bilinmekte. Bunun dışında tabi enfekte hastalardan da sağlık çalışanlarına riskli temas durumunda geçişlerin olduğunu da biliyoruz. Hastalar bize kene temasıyla başvurabiliyor. Bunun dışında kene teması olabilir diye düşündüğümüz vakalar da var" dedi.

"İlk 10 günlük süre çok önemli"

Kene ile temastan sonraki ilk 10 günün çok önemli olduğunu aktaran Doç. Dr. Ünüvar; "Genellikle kırsal alanlarda çalışanlarda, kırsal alana seyahat edenlerde, özellikle mevsim itibariyle piknik sezonu açıldı ve daha çok halktan bu yönde başvurular oluyor. Kene temasından sonra ilk 10 günlük süre bizim için önemli ama kene vücuttan ne kadar erken çıkartılırsa o kadar iyi. Kene teması olduktan sonraki ilk 48 saatte bize başvurur ve biz de erken dönemde onu yakalarsak yanıt alma oranı o derece yüksek oluyor. Hastalara kenenin çıkartılmasından sonra 10 gün kendisini takip etmesini öneriyoruz. Özellikle gribal enfeksiyon bulguları olduğu için bu semptomlar varsa mutlaka hastaneye başvurmalarını istiyoruz. İnkübasyon süresi 1 ila 14 gün arasında değişebiliyor, biz bu gribal semptomları ilk 7 gün içerisinde görebiliyoruz. Sonradan kanamalı dönem başlıyor. Bu dönemde başvurulursa mortalite oranları biraz daha artıyor. Bu da 2-3 gün içerisinde gelişebiliyor" şeklinde konuştu.

"Kene üzerine kolonya dökmeyin, sigara söndürmeyin"

Halk arasında yanlış bilgilerin de dolandığını ifade eden Ünüvar, keneye kesinlikle çıplak elle müdahale edilmemesi gerektiğini aktardı. Doç. Dr. Ünüvar; "Halkımıza; üzerinde kene tespit ettiyse en kısa sürede çıkarılmasını öneriyoruz. En yakın sağlık kuruluşuna başvurabilir ama kendisi keneye müdahale edecekse kesinlikle çıplak elle müdahale etmemesini, dokunmamasını ve ezmemesini öneriyoruz. Bir peçete veya cımbız yardımıyla keneyi çıkarabilir. Bazen halk arasında yanlış inanışlar var; üzerine kolonya dökme veya sigara söndürme gibi. Bunlar kenenin daha çok kasılmasına ve enfekte sekresyonları bir anlamda vücuda enfekte etmesine yol açabilir. Bu da hastalığın hızla ilerlemesini ve kişinin enfekte olma ihtimalini daha da güçlendiriyor. Eğer keneyi uyaracaksa en yakın sağlık kuruluşuna gitmesi daha önemli" ifadelerini kullandı. KKKA hastalığının enfekte olan hayvanla temas edildiğinde de bulaşabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Gamze Kalın Ünüvar; "Genellikle ısırma sonrası kişinin kan ve vücut sıvıları enfekte oluyor. Açık yara varsa temas durumunda bulaşma olur. Sağlık çalışanları da hastanın kanı veya vücut sıvılarına eldivensiz dokunduklarında bulaşları görebiliyoruz. Bunun dışında bazı enfekte hayvanlarla kişi direk temas ederse; genellikle el üzerinde açık yaralar veya tahrişler olabiliyor. O bölgelerden de bulaşlar olabilir. Hayvanlarda da sıkıntı fark ettiklerinde mutlaka eldiven ve koruyucu ekipman kullanmalarını istiyoruz" dedi.

"Özellikle saçlı deriyi kontrol edin"

Keneden korunma yolları hakkında da bilgiler veren ERÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Hastane Enfeksiyon Kontrol Kurulu Başkanı Doç. Dr. Gamze Kalın Ünüvar; "Mevsim itibariyle daha çok görmekteyiz. Mayıs ayında vakalar artar ve Eylül ayına kadar devam eder. halka kesinlikle bu alanlara girmeyin demiyoruz. En önemlisi; alınması gereken önlemler tam olarak uygulandığı taktirde yeterli olur. Daha çok uzun kollu kıyafetler, açık renk kıyafetler önerilir. Kene uçan veya zıplayan bir hayvan değil. Genellikle tırmanma yoluyla vücuda çıkacağından dolayı kapalı ayakkabıların tercih edilmesi, pantolon paçalarının çorap içerisine konularak kenenin girmesinin engellenmesi gerekiyor. Vücuda çeşitli sinek ve böcek kovucu ilaçlar kullanılabilir. Kırsal alandan döndükten sonra özellikle kenelerin yoğun olarak bulunduğu bölgeler özellikle saçlı deri, koltuk altı, kulak arkası, kasık bölgesi gibi alanların mutlaka kontrol edilmesini öneriyoruz" diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
28 Temmuz, 2025 15:10 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’teki orman yangınında 120. saate giriliyor

Karabük'te 6 gün önce başlayan orman yangınında 120. saate girilirken ekiplerin sahadaki yoğun mücadelesi sürüyor.

Dün akşam saatlerinde rüzgarın etkisiyle Ovacık ilçesine bağlı Bicikler Köyü yakınlarındaki ormanlık alanda alevler yeniden yükseldi. Yangın, ekiplerin uzun uğraşları sonucu yerleşim yerine ulaşmadan kontrol altına alındı. Bölgede soğutma çalışmaları aralıksız sürdürülüyor. Zorlu arazide görev yapan ekipler, canla başla mücadele ederken hijyen ihtiyaçlarını da görev yaptıkları arazözlerden sağlıyor. Günlerdir yangınla mücadele eden ekipler, kıyafetlerini defalarca yıkayıp yeniden giyerek çalışmalarına devam ediyor.
Yangın bölgesindeki çalışmalar, Orman Genel Müdürlüğü ve çeşitli kurumlardan gelen destek ekiplerinin koordinasyonuyla yürütülüyor.
Yangından etkilenen bölgeler arasında Safranbolu ilçesine bağlı Çavuşlar Mahallesi ile Ovacık ilçesine bağlı Boyalı, Dudaş, Güneysaz, Şamlar, Kışla, Belen, Taşoğlu, Beydini ve Çukur köyleri yer alıyor. Ayrıca Karabük Merkez'e bağlı Kamış, Davutlar, Üçbaş, Ortaca, Mehterler, Tandır, Çukurca, Cumayanı, Cemal Ovası ve Yukarı Kızılcaören köyleri de yangından zarar gördü.
Adana Karaisalı Orman İşletme Müdürlüğü personelinden Mustafa Şahin, "Biz Adana Karaisalı'dan geldik. Arazi zor bir arazi. Yangın büyük. Allah herkesin yardımcısı olsun" dedi. Adana'dan farklı noktalar için ekiplerin Karabük'e geldiğini belirten Şahin, daha önce bu tür arazilerle karşılaşmadıklarını ifade etti.
6 gündür Karabük'te bulunan Çankırı Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerinden Samet Özkan, "Ovacık tarafındaydık biz üç gündür. Dün akşam işte buraya geldik. Soğutma çalışmalarımızı yaptık. Şükür şu duman gözükmüyor. Üst baş önemli değil. Yeter ki ormanlarımız yanmasın" diye konuştu.
Yangınlarla mücadelenin kendilerinin görevi olduğunu aktaran Özkan, şunları söyledi:
"Yani vicdanen de bunu yapmamız gerekiyor. Zaten görevimiz burası. Mecburuz yani bunu yapmaya. Yeşil vatanı korumaya mecburuz. İlk geldiğimizde ekibimle beraber 50 saat falan uyuyamadık. 2-3 saat uykunun arkasına tekrardan başladık. Yoğun bir mücadele verdik abi. Bayağı verdik. Hani bütün arkadaşlarım, bütün ekipler orman teşkilatı, gönüllüler falan bayağı bir mücadelemizi verdik."
Günlerdir yangınlarla mücadele ettiklerini dile getiren Gürhan Ercan, "Biz elimizden geleni yapıyoruz. Ekiplere yardımcı oluyoruz. Bizim bir maddi veya can kaybımız yok. Ormanlarımız çok feci şekilde yandı. Sinsi bir düşmanla karşı karşıyayız. Biz bunu 3-4 defa söndürdük. Hafif bir rüzgarda tekrar uyanıyor bir yerden. Ondan sonra bizim emeklerimiz hep böyle heba oldu" şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin