blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
31 Mayıs, 2025 20:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Üniversite öğrencilerinden köy okuluna anlamlı destek

Kastamonu’da eğitim gören üniversite öğrencileri, Azdavay ilçesindeki Çocukören köyünde bulunan köy okuluna kütüphane ile çocukların oyun oynayabileceği basketbol ve futbol alanları yaptı.
Kastamonu Üniversitesi Milletlerarası Ticaret ve Lojistik Kısmı öğrencileri Emirhan Karaset ve Hakan Çimen, Öğretim Üyesi Kısım Lideri Doç. Dr. Erol Tekin danışmanlığında manalı bir toplumsal sorumluluk projesine imza attı. Kastamonu Üniversitesi öğrencileri, Kastamonu’nun Azdavay ilçesinde bulunan Çocukören köyündeki ilkokulunda basketbol potası, futbol kalesi, bilgisayar heyetimi yaptı. Öğrenciler, çocuklar için okulda bir kütüphane alanı oluşturdu.

Kitap okuma ve uçurtma aktifliği düzenlendi
Kastamonu Üniversitesi öğrencileri, eğitimde farkındalığı artırmak hedefiyle köyde eğitim gören öğrencilerle birlikte kitap okuma aktifliği gerçekleştirdi. Kitap okuduktan sonra öğrenciler, çocukların eğlenerek vakit geçirmesi için uçurtma aktifliği düzenledi. Düzenlenen aktiflikte öğrenciler doyasıya eğlendi.

"Proje bizleri de son derece memnun etmiştir"
Projeyle ilgili bilgi veren Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Memleketler arası Ticaret ve Lojistik Kısmı Lideri Doç. Dr. Erol Tekin, "Öğrenci arkadaşlarımız İş Etiği ve Sosyal Sorumluluk dersi kapsamında planladıkları projeleriyle Azdavay’daki köy okulumuza küçük bir dokunuş yapmak istediler. Bu kapsamda proje içerisinde yer alan hem sınıfın güzelleştirilmesi hem kütüphane kurulması hem de spor aletlerini öğrencilerimizin hizmetine sunmaları ismine bir basketbol potası ve futbol kalesi yaptılar. Bir köy okulunun imkansızlıklarını, köyde okuyan ve iki yıl eğitim almış birisi olarak öğrenci arkadaşlarımızın bu köyde okuyan öğrencilerimizin dezavantajlı durumlarını ele alarak bu projeyi hayata geçirmeleri bizleri de son derece keyifli etmiştir" dedi.
Kastamonu Üniversitesi olarak toplumsal katkının her yerinde olmaya çalıştıklarını vurgulayan Doç. Dr. Tekin, "Bizler bu anlayışı benimsiyoruz. Bu noktada da Memleketler arası Lojistik ve Ticaret Kısmı öğrencilerimizle birlikte hem öğrencilerimizin geleceğe yönelik bakış açılarını daha âlâ bir duruma getirebilmek hem de dezavantajlı çocuklarımızın durumlarını gidererek topluma fayda sağlamak hem bizlere hem üniversitemize hem de kentimize geleceğimize bir yatırım olarak tabir edebiliriz" diye konuştu.

"Öğrencilerimizin şahsî marifetlerini geliştirebilmeleri ve teknolojiye ulaşmalarını için okulumuza bir bilgisayar kurduk"
Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Memleketler arası Ticaret ve Lojistik Kısmı öğrencisi Emirhan Karaset ise, "Öğrencilerimizin ferdî maharetlerini geliştirebilmeleri ve teknolojiye ulaşmaları için okulumuza bir bilgisayar kurduk. Sportif faaliyetlerini gerçekleştirebilmeleri için okulumuza toplar aldık. Voleybol, basketbol, hentbol üzere bir sürü çeşitli toplar aldık. Proje ortağımız Ahmet Can ve Hakan Çimen ile birlikte okulumuzun bahçesine basketbol potası ve futbol kalesi kurduk. İnşallah okulumuzda öğrencilerimize bir katkımız olmuştur. Bizler bu projeyi yaparken çok eğlendik, çok memnun olduk, öğrencilerimizin heyecanlarını görmek bizleri çok keyifli etti" formunda konuştu.

"Okuluma kitaplık ve pota inşaatında bulunduk"
Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Memleketler arası Ticaret ve Lojistik Kısmı öğrencisi Alper Tümen ise, "Köy okulundaki çocuklarımıza kent merkezine olan uzaklıklarından ötürü malzemelere çok rahatlıkla ulaşamadıkları için onlara daha kolaylık sağlayabilmek ismine kitaplık ve pota inşaatında bulunduk. Benim, okuduğum okulda basketbol potası yoktu. Bu yüzden basketbol oynayamıyordum. Basketbol hayranıyım ve şu an oynuyorum. Çocuklarımızın da basketboldan yoksun kalmamaları için okul bahçesine basketbol potası inşa ettik. İnşallah çocuklarımız, severek bu potayı kullanırlar. Bizler çok memnunuz, inşallah çocuklarımız da memnun olmuşlardır" sözlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Aylin Sarıoğlu tarafından
26 Kasım, 2025 09:40 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Karabük’ün Demir Çelik Hafızası Müzeye Dönüşecek mi?

Türkiye’de ağır sanayinin temellerinin atıldığı Karabük, fabrikalar kuran fabrika  olarak bilinen KARDEMİR’in doğduğu şehir olmasına rağmen, bu dev mirası kurumsal bir çerçevede yaşatacak bir Demir Çelik Müzesi’ne hala  sahip değil. Sanayi tarihinin merkezinde yer alan Karabük’te böyle bir müzenin bulunmaması önemli bir eksiklik olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’nin ağır sanayi üssü ve demir çeliğin başkenti olan Karabük, tarihi bir mirası yaşatma konusunda büyük bir boşluğu hissediyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında fabrikalar kuran fabrika unvanıyla kurulan KARDEMİR, ülke sanayisinin kalbi oldu. Ancak bu zengin tarihi, emek hikayelerini, zorlu üretim süreçlerini ve sosyal hayatı bir araya getirecek bir Demir Çelik Müzesi'ne yıllardır sahip değil.

DÜNYADA ÖRNEKLERİ VAR, KARABÜK İÇİN NEDEN GEÇ KALINIYOR?

Dünyanın dört bir yanında demir çelik üretimiyle anılan kentler, endüstriyel miraslarını müzelerle geleceğe taşıyor. Almanya’dan Çin’e kadar bu sektörde söz sahibi olan ülkeler, kurdukları müzelerle hem tarihe ışık tutuyor hem de turizme katkı sağlıyor. Türkiye’nin bu alandaki lokomotifi Karabük ise henüz somut bir adım atmış değil. Bu durum, kent kimliği ve Türkiye sanayi tarihi açısından ciddi bir eksiklik olarak görülüyor.

Bir kentin hafızasının ancak kendi eliyle doğru şekilde inşa edilebileceği ifade edilirken, Karabük kendi hikayesini müze vitrinlerine taşıyamadığı sürece, bu tarihin başkaları tarafından yazılmasına seyirci kalma riskiyle karşı karşıya. Geçmişin deneyimlerini, emek hikayelerini ve teknolojik dönüşümü gelecek kuşaklara aktaracak bir müzenin kurulmasının ertelenmemesi  bir sorumluluk olarak değerlendiriliyor.

MÜZE VE BELGESEL İLE GELECEĞE TAŞINACAK MİRAS

KARDEMİR bugün bir Türkiye şirketi olsa da kökleri ve temelleri Karabük’e ve Karabüklülere dayanıyor. Öyle ki, bir Demir Çelik Müzesi'nin kurulması ve  bu müzenin içinde KARDEMİR’in kuruluşundan itibaren yaşananların, yöre halkının fabrikayı ve kenti yaşatmak için verdiği mücadelenin anlatıldığı kaliteli bir belgesel yapılıp, kente gelen herkese izletilirse  Karabük’e bakış açıları çok daha farklı olurdu.

Aynı şekilde, KARDEMİR’de çalışan genç işçiler ve aileleri de belli periyotlarla bu müzeye götürülüp belgeseli izleyerek, nasıl bir tarihi mirasın parçası olduklarını görseler, işlerine daha sıkı sarılmazlar mı? Emeklerini ve alın terlerini daha bilinçli bir şekilde ortaya koymazlar mı? şeklinde görüşler dile getiriliyor.

JAPONYA’DAKİ "ŞOK TESTİ" UYGULAMASI, BU KONUDA İLHAM VERİCİ BİR ÖRNEK

Öte yandan Japonya’daki "Şok Testi" uygulaması, bu konuda ilham verici bir örnek olarak öne çıkıyor.  Japon öğrenciler, eğitim hayatlarının başında ülkenin ulaştığı yüksek teknolojiyi görüyor ve "Sizin atalarınız bunu yaptı, siz daha fazlasını yapabilirsiniz" mesajını alıyor. Ardından Hiroşima ve Nagazaki’ye götürülerek, birlik ve beraberlik içinde çalışmamanın sonuçlarını yerinde görüyorlar. İşte bu "yerli ve milli" ruh, eğitimin temeline yerleştiriliyor.

Karabük’te de kurulacak bir müze ve hazırlanacak belgesel ile benzer bir bilinç oluşturulabilir. Karabüklülük ruhunun canlı tutulması, genç nesillere ilham verilmesi ve kentin sanayi hafızasının doğru bir şekilde aktarılması mümkün olabilir.

GÖREV OFLAZ’A DÜŞÜYOR

Karabüklüler, yıllardır hayata geçirilmeyen bu projenin gerçekleşmesi için umutlarını KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Oflaz’a bağlamış durumda. Oflaz döneminde, on yıllardır yapılmayan müzenin ve kaliteli belgeselin hayata geçirileceğine inanılıyor. Böyle bir proje, 50 yıl sonra bile  Oflaz’ın adından hayırla söz edilmesini sağlayacak kadar değerli görülüyor. Karabük’ün demir çelik hafızasının bir müzeye dönüşmesi, sadece geçmişi korumak değil, aynı zamanda geleceği inşa etmek anlamına da geliyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin