Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Temmuz, 2024 08:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Tuvalette doğurduğu bebeğini çöpe atan anne, “pişmanım” diyerek tahliyesini istedi

Kastamonu’da 9 ay boyunca hamileliğini ailesinden saklayarak tuvalette doğurduğu bebeği poşete sarıp çöp konteynerinin yanına bırakan kadın, “Pişmanım” diyerek tahliyesini istedi.
Olay, 2 Kasım 2023 tarihinde Kastamonu il merkezi Kuzeykent Mahallesi’nde Karadut Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, vatandaşlar tarafından çöp konteynerinin yanında çöp poşetine sarılı vaziyette erkek bebek bulundu. Sağlık ekipleri tarafından Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk müdahalesinin ardından yeni doğan erkek bebek, hayata döndürüldü. Olayın ardından Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalar neticesinde, çöpte bulunan bebeğin annesinin Cansu Ç. olduğu tespit edildi. Ailesinden habersiz tuvalette doğum yaptığı belirlenen Cansu Ç. tutuklandı. Tedavi altına alınan bebeğin ise Ankara’daki tedavisinin ardından sağlığına kavuştuğu öğrenildi.

Tahliyesini istedi
Olayın ardından Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde, Cansu Ç. (18) hakkında “kendini savunamayacak yakın akrabayı öldürme” suçlamasıyla açılan davanın görüşülmesine devam edildi. Duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığı ile katılan Cansu Ç. savunma yaptı. Çok pişman olduğunu söyleyen Cansu Ç., “Tahliyemi ya da ev hapsi cezası verilmesini istiyorum” dedi.

"Babam çöpü atarken poşetin ağzını bağlamış olabilir”
Tanık beyanlarına karşı kendisini savunan Cansu Ç., “Evde babama poşeti verirken ağzı açıktı. Babam çöpü atarken poşetin ağzını bağlamış olabilir” diye konuştu.

"Odun toplarken bebek sesi duyduk"
Tanıklardan Cansu Ç.’nin kız kardeşi Canan ile ağabeyleri Ceyhun ve Cihan Ç. ise, kardeşlerinin hamile olduğunu hiç anlamadıklarını, olayı polis geldiğinde öğrendiklerini belirtti. Tanıklardan Burak K. de çöp konteynerinin yanına odun almaya gittiklerini belirterek, “Çöp konteynerinin yanında çöp kovası bulunuyordu. Odun toplarken bebek sesi duyduk. Poşetin ağızını açtık. Poşeti açınca içinden bebek bacağı çıktı. Sonrasında hemen polisi arayıp ihbarda bulunduk. Poşetin ağzı kapalıydı. Biz poşeti açınca poşetten bebek bacağı dışarı çıktı. Sonra bebek hareket etmeye başladı. Biz önce kedi zannettik ama poşetten bebek çıktı” şeklinde konuştu.

"Biz poşetin ağzını açınca hareket etmeye başladı"
Tanıklardan İsmail K. ise, “Biz, akşamları halı sahanın önünde ateş yakıyoruz. Odun almamız gerekti. Çöp konteynerinin yanında çok fazla odun vardı. Ben de arkadaşları odun almaları için çöpün yanına gönderdim. Çöp ağzına kadar doluydu. Arkadaşlarda çöpte kedi görmüşler. Çöp konteynerin yanında da çöp kutusu vardı. Arkadaşlarımız kediyi kontrol ederken poşetten ses geldiğini duymuşlar. Poşetin ağzını açınca da içinden bebek bacağı dışarı çıkmış. Sonra bana seslendiler, dayı buraya gel diye. Yanlarına gittiğimde poşetin ağzını açıp baktık içinde bebek var. Bebek ağlamıyordu. Biz poşetin ağzını açınca hareket etmeye başladı. Sonra ambulansı aradık. Bebek başının üzerine doğru atılmış gibi duruyordu. Daha göbek bağı da kesilmemişti” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, Cansu Ç.’nin tutukluluğunun devamına karar verdi. Bebeğin sağlık durumu ile ilgili rapor alınması için talepte bulunulmasını isteyen mahkeme heyeti, iddianamenin hazırlanabilmesi için dosyanın Cumhuriyet savcısına teslim edilmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.