Ihlas Haber Ajansı tarafından
31 Temmuz, 2024 16:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Türkiye’de ilk kez rastlandı…Balatlar Kilisesi kazılarında Hacı Dimitrakis yazısı bulunan erkek kafatası bulundu

Sinop’ta Balatlar Kilisesi’nde yürütülen arkeolojik kazılarda üzerinde “X ∆ΗΜНТРАΚΗΣ” (Hacı Dimitrakis) yazılı kafatası bulundu.
Prof. Dr. Gülgün Köroğlu’nun başkanlığında yürütülen kazılarda kilisenin kemiklik olarak değerlendirilen bölümde bulunan kafa tasının Türkiye’de başka bir örneği bulunmuyor.
Bilim adamları tarafından yapılan incelemede kafatasının hacı olmak için Kudüs’e giden Ortodoks bir din adamına ait olduğu tespit edilirken, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Bölümü’nde üç boyutlu tomografisi çekilen kafatası üzerinde yapılan paleopatolojik araştırmada üzerinde tümöre rastlandı.
“X ∆ΗΜНТРАΚΗΣ” yazıtlı kafatası binlerce yıl öncesine ait kafatası kültünün Anadolu’da en geç örneklerinden birisi olmasının yanında en ilginç uygulamalarından birisi olarak da bilim dünyası için önemli bir yer tutuyor. Yazıtlı kafatası, Anadolu coğrafyasında kültürlerin binlerce yıl sonra bile değişse de yok olmadığını ve şekil değiştirerek farklı topluluklarda devam ettiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tolga Çırak, Sinop’ta Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülgün Köroğlu’nun başkanlığında yürütülen Balatlar Yapı Topluluğu arkeolojik kazılarında kemiklik olarak değerlendirilen bölümde “Hacı Dimitrakis” (X ∆ΗΜНТРАΚΗΣ) yazılı kafatası bulunduğunu belirterek, yazıtlı kafatasının Türkiye’de başka bir örneğinin bulunmadığını açıkladı.
Kurulma aşamasında Roma İmparatorluk hamamı olarak kullanılan kilisenin M.S. 4’cü yüzyıl itibariyle 20’ci yüzyılın sonuna kadar kilise olarak hizmet veren bir yapıya dönüştüğünü anlatan Doç. Dr. Mustafa Tolga Çırak, “Tarihi yapı halk arasında hamam olarak değil daha çok kilise olarak biliniyor. Roma dönemi, Bizans dönemi, Selçuklu ve Osmanlı döneminde yapı topluluğu hizmet alanı olarak kullanılmış. Balatlar Kilisesi geç Osmanlı döneminde 17. Yüzyıldan 20’ci yüzyıla kadar mezarlık alanına dönüşmüş. Özellikle kilesinin bahçesine ve iç taraflarına yoğun bir şekilde gömü yapılmış. Kilise, Ortodoksların mezarlığı haline gelmiş” dedi.
2011 yılında kazı çalışmaları sırasında yapı evresi altı yada kemiklik olarak adlandırılan ilginç bir alanla karşılaşıldığını dile getiren Doç. Dr. Çırak, “İçerisinde bol miktarda insan iskeletlerinin kafa taslarının bulunduğu bu alanda Anadolu’da daha önce rastlamadığımız bu kafatasının üzerinde “Hacı Dimitrakis” (X ∆ΗΜНТРАΚΗΣ) yazılı bir kafatası bulundu. Kafatası üzerinde antropolojik analizler yaptığımızda bireyin 55-60 yaşlarında bir erkeğe ait olduğunu tespit ettik. “Hacı Dimitrakis” isminin özellikle kişinin belli bir dönemde hacı olmak için Kudüs’e gidip gelen bir Ortodoks’a bir din adamına ait olduğu daha sondaki değerlendirmelerde ortaya çıktı. Kafatası üzerinde yaptığımız analizlerde bir takı simetrik bozukluklar ve bir takım patolojilerinde var olduğu tespit ettik. Kafatasında iyi huylu tümör olduğunu gördük. Bunun dışında bilgisayarlı tomografi çekimlerinde kafa tası kemiklerinde incelme olduğunu tespit ettik” şeklinde konuştu.
“Hiçbir kazı böyle bir örneğe rastlanmadı”
Anadolu’da hiçbir kazıda yazıtlı kafatası örneğine rastlanmadığına dikkat çeken Çırak, “Kafatası üzerine yazı yazma geleneğine Anadolu’da rastlanmamıştı. Hiçbir kazıda böyle bir örnek ele geçmemişti. Ama Yunanistan ve Mısır’da buna benzer örneklerin olduğunu biliyorduk. Ancak Anadolu’da ilk olması nedeniyle bizim için önemli bir bulgu. Kafatası üzerine yazı yazma ritüeli önemli bir Ortodoks ölü gömme geleneklerinden bir tanesi. Bu geleneğe göre ölen kişinin kafatası bulunduğu yerden çıkarılıyor daha sonra kişinin ismi sert bir cisimle kafatasına yazılıyor. Burada da gördüğünüz kafatası üzerine muntazam bir şekilde isim yazılmış. Yazı yazma işleminin ardından kafatası sergilenmek üzere kilesinin ilgili bölümündeki rafa konulmuş. Bunun örneği Yunanistan ve Mısır’da mevcut” şeklinde konuştu.
Kafatasıyla yapılan ritüelleri Neolotik döneme kadar görüldüğünü kaydeden Çırak, “Eski dönemlerde başları vücutlarından ayrılarak farklı bir alana gömülürler yada sergilenirlerdi. Kültürel anlamda bu Ortodokslarda bir ritüel olarak kendisine bir yer bulmuş. Kafatasının M.S. 19. Yüzyıl’a ait olduğu tespit edildi. Yanında bulunan bir takım arkeolojik objeler, sikkeler bu bireyin 19. Yüzyıl’da yaşamış olduğunu söylüyor. Bu çalışmanın gerçekleşmesinde bize katkı sunan Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kazı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Köroğlu ve Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk’e teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
05 Mayıs, 2025 11:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Karabük’te Öğrencilere Su Verimliliği Eğitimi Verildi

Karabük İl Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik personelleri, geleceğin bilinçli bireylerini suyun önemi konusunda bilgilendirmek amacıyla anlamlı bir etkinliğe imza attı.

Bu kapsamda, Hoca Ahmet Yesevi İmam Hatip Ortaokulu’nda öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak “Su Verimliliği Seferberliği” başlığı altında farkındalık eğitimi düzenlendi.

Eğitimde, teknik personeller öğrencilere suyun yaşam için vazgeçilmez bir kaynak olduğuna dikkat çekerek, suyun sürdürülebilir kullanımı ve israfın önlenmesi konusunda bilgi verdi. Sunumlar ve görsel materyaller eşliğinde gerçekleştirilen eğitimde, su kaynaklarının sınırlı olduğu, bilinçsiz kullanımın çevresel ve ekonomik sonuçları olduğu vurgulandı.

Türkiye'nin su stresi yaşayan ülkeler arasında yer alması ve alınabilecek önlemler

Öğrencilerin aktif katılım gösterdiği eğitim programında, sorular-cevaplar bölümüyle farkındalık pekiştirildi. Ayrıca, öğrencilere su tasarrufu ile ilgili broşürler dağıtıldı. Karabük İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, bu tür eğitimlerle çocuklara erken yaşta çevre ve su bilinci kazandırmayı amaçladıklarını belirterek, suyun korunmasının sadece bugünü değil, geleceği de güvence altına almak anlamına geldiğini ifade ettiler.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.