Ihlas Haber Ajansı tarafından
21 Ekim, 2024 20:37 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Trabzon’daki bu merkez afetlerin araştırma üssü olacak

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) çalışmalarına bir süre önce başlayan Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi.
İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde gerçekleştirilen açılışa KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Mustafa Yaylalı, KTÜ Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi (DE-YAS) Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Açılış konuşmalarının ardından kurdele kesimi ile merkezinin açılışı gerçekleştirilirken, Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yaklaşık bir yıla yakın bir süredir çalışmalarına çok hızlı bir şekilde devam ettiğini söyledi.
Deprem ile ilgili çok önemli yerli ve milli yazılımlar geliştirdiklerinin altını çizen Altunışık, “Şu ana kadar yapmış olduğumuz çalışmalarla birlikte önümüzde de hedeflediğimiz bir çok çalışma mevcut. Özellikle bu ekip 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde alanda çok önemli çalışmalara imza attı. Bu çalışmalarla birlikte çok önemli veriler topladı. Bu verilerin değerlendirilmesi, yapılarımızı depremden önce sağlıklarını izleyerek olası bir depremde hasar görebilecek yapıları önceden tespit etme veya depremlerden sonra hızlı hasar tespit yapmak konusunda çok önemli yerli ve milli yazılımlar geliştirdik. Bu geliştirdiğimiz yazılımlara birçok bilimsel ödül kazandık. En son geçen haftalarda Adana’da yapılan Teknofest’te de 354 patent arasından da birinciliği elde ettik. Buna ilaveten bir çalışma ekibimizde bu tüm verileri dijitalleştirme konusunda çalışıyor. Robotik köpekler olsun drone görüntüleri olsun uydu görüntüleri olsun bunun yanında akıllı gözlükler ve öğrenme teknikleriyle birlikte elde ettiğimiz verileri dijitalleştirme ve görselleştirme üzerine de çalışılıyor” şeklinde konuştu.

“Heyelan ve kaya düşmesi erken tespit edilebilecek”
Heyelan erken uyarı sistemi ile ilgili metodoloji geliştirmeye çalıştıklarını vurgulayan Altunışık, “Şu ana kadar ülkemizdeki birçok bakanlığa önemli çalışmalarda hizmet verdik. Bunlar arasında Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Enerji Bakanlığını sayabiliriz. Bunun haricinde yüzlerce firmadan merkezimizde ilgili testlerle birlikte bizden hizmet alımı yaptılar. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalar bundan sonraki yapacak olduğumuz çalışmalara da bir ışık tutuyor. Şu an önümüzde özellikle bölgemizin en büyük problemlerinden biri olan heyelan ve kaya düşmesini erken tespit edebileceğimiz heyelan erken uyarı sistemini yapı sağlığı izleme sistemleri kullanılarak tespiti ile alakalı hem drone hem de GPR kullanarak bir metodoloji geliştirmeye çalışıyoruz. Proje aşamasındayız. Bunun haricinde diğer çok önemli bir projemiz sismik izolatörlerle alakalı. Biliyorsunuz depremlerden sonra sismik izolatörlü binalar hayat kurtaran nesneler olarak karşımıza çıktı. Ama sismik izolatörlü binalarda depremden sonra kalıcı deplasmanlar, izolasyonun çalışmaması gibi bazı problemlerle karşılaştığını gördük. Biz de bu izolatörleri şekil hafızalı elemanlarla birlikte ortak çalıştırma konusunda çok önemli bir proje aşamasındayız. Bunun haricinde geçen haftalarda İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Sağlığı İzleme laboratuvarında gerçekleştirdiğimiz yenilikçi CLT ahşap malzemelerin testlerini gerçekleştirmiştik. Bu malzemelerin de yine betonarme binaların güçlendirilmesinde kullanılması veya ne türlü kullanılabilme kriterlerinin oluşturulması konusunda ARGE çalışmalarımız devam ediyor. Şehrimizin içinde yine Ortahisar ilçemiz başta olmak üzere 18 ilçemizde yapı envanterinin çıkarılması, dijital ikizlerinin oluşturulması konusunda da ön protokollerini imzaladık. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.