blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
16 Temmuz, 2024 08:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Trabzon’da 15 Temmuz anma etkinlikleri düzenlendi

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, 15 Temmuz’da Türk milletinin vatanı için canını ortaya koyduğunu ve birlik içinde dimdik durduğunu belirtti.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve eşi Arzu Genç, 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’nda düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma programına katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program, Kur’an-ı Kerim Güzel Okuma birincisi Muhammet Saka tarafından okunan Kur’an-ı Kerim ile devam etti. Sancak koşusunun yer aldığı anma programında “15 Temmuz” konulu video gösterimi gerçekleştirildi. Trabzon İl Müftülüğü Tasavvuf Musikisi Korosu’nun Şef Emre Bayraktar eşliğinde hazırladığı konserin ardından mehteran konserleri yapıldı.

"Milletimiz iradesine sahip çıktı"
Yaptığı konuşmada 15 Temmuz’un sadece bir hükümeti devirme operasyonu olmadığını ifade eden Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, "15 Temmuz, emperyal güçlerin bu toprakları sömürme adına milletimizin iradesini teslim alma gecesiydi. Ama milletimiz buna müsaade etmedi. İlelebet de etmeyecek inşallah. Biz böyle bir milletiz. O gece iradesine sahip çıkan Türk milletinin 253 tane aslan evladı gözünü kırpmadan şehadete yürüdü. Cenab-ı Allah gani gani rahmet eylesin. Yine 2 bin 190 vatandaşımız gazi olarak millet iradesine sahip çıktı. Milletimiz, ’bu toprakları biz böldürmeyeceğiz’ dedi. İlelebet de böldürmeyeceğiz. Aynı gece Türk milletini meydana davet eden kıymetli Cumhurbaşkanımızın da canına kastettiler. Onu da öldürmek istediler. Ama Cumhurbaşkanımız ‘Ben şehit olacaksam topraklarımda şehit olacağım’ dedi ve milletimizi meydanlara davet etti. Allah ondan razı olsun. Trabzon’umuzun meydanından cesur lider, kararlı lider, Türk milletini yeniden ayağa kaldıran liderimiz Cumhurbaşkanımıza da sevgilerimizi, saygılarımızı gönderiyoruz. Bu topraklarımız bize birilerinden emanet aldığımız değil, şehitlerimizin kanlarıyla beraber bize teslim edilmiş topraklardır. O nedenle inşallah 15 Temmuz’da olduğu gibi bundan sonra da düşman postalı bu toprağı çiğneyemeyecek. Bu FETÖ sadece bir cemaat değil, Amerika’nın piyonudur. Bize diz çöktüremediler. Başaramadılar ve başaramayacaklar. Trabzon’umuzda olduğu gibi ülkemizin her noktasında iradesine, birliğine, beraberliğine, bayrağına, ezanına sahip çıkan bütün asaletli Türk milletini şükranla anıyorum. Trabzon’umuzda da bu kararlılığı ortaya koyan hemşehrilerimle gurur duyuyorum. Trabzonlu olmaktan da ayrıca gurur duyuyorum. Yarın böyle bir şey olacak olsa yine gözümüzü kırpmadan o tankın önüne atlayan genç kardeşim gibi buradaki herkes bayrağımız için, ezan için gözünü kırpmadan şehadet şerbetini içer. Hepinize çok teşekkür ediyorum. O gece de sesimiz kısılmıştı. Sesler belki kısılır ama nefesler son nefese kadar birlik için, vatan için bitmez” dedi.

"Topraktan binlerce fidan fışkırdı"
Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. 15 Temmuz 2016’da 253 şehit bu toprağa düştü. Ve onların düştüğü yerdeki topraktan binlerce fidan fışkırdı. Bu vatanı, milleti koruyacak, onların hatırasını yarıda bırakmayacak pek çok gencimiz var artık. Buradaki gençlerimiz onların örneği timsalidir. Hepsini, bütün gençlerimizi alınlarından öpüyor, tebrik ediyorum. Yarının Türkiye’si gençlerimize emanettir” diye konuştu.
Programa Trabzon Valisi Aziz Yıldırım ve eşi Güllühan Yıldırım, AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu ve diğer siyasi partilerin temsilcileri, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Sedat Çelik, KTÜ Rektör Yardımcısı Cemil Rakıcı, Trabzon İl Emniyet Müdürü Murat Esertürk, Trabzon İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Erdem, kamu kurumlarının il müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

HÜKÜMET İKTİDARA UZAK…
blank
Fevzi Aydın tarafından
17 Aralık, 2024 15:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-

HÜKÜMET İKTİDARA UZAK…

DÜŞÜNCE ve GÖRÜŞ
Fevzi AYDIN

Türk siyasetinin son döneminde, muhalefet ne kadar iktidara uzak ise;
Hükümet de son dönemdeki dış politika ve ekonomik krizler nedeniyle halkın desteğinden uzaklaşmaya devam ediyor…
Cumhuriyetin ikinci yüzyılını, her alanda Türkiye yılı ilan eden iktidar, Türkiye Yüzyılı, Emekli Yüzyılı, Çalışan Yüzyılı, Milli Eğitim Yüzyılı, Sanayi yüzyılı, Kadınlar yüzyılı ilan ederek yeni sayfa açmakta…
Ancak, yüzyıl ilan edilen alanlarda maalesef halkın beklentisi henüz karşılanmış değil…
Ekonomik kararların temelini oluşturan rakamsal değerlendirmeler, gerçekten uzak olunca, halkın beklentileri karşılanmaktan oldukça uzak kalmakta…
Uluslararası ekonomik veriler, özellikle ABD-FED kararları, dünya ekonomisinin yönünü belirlerken, diğer ülkeler de bu kararlar çerçevesinde ekonomilerini yürütmekte…
Ancak Türkiye’de bu kararlara odaklanırken, ekonominin göstergesi olarak açıklanan rakamların, piyasa rakamlarından oldukça düşük olması, halkın temel ihtiyaçlarına ulaşmasını engellemekte…
Halen, halkın temel ihtiyaçlara ulaşmasını engelleyen günlük fiyat artışlarına çözüm bulamayan ekonomi yönetimi, enflasyon artışlarına da çözüm bulmuş değil…
Fiyat artışlarının temel nedeni olan enflasyonun, rakamsal olarak düşürülmesi, piyasanın ateşini düşürmeye yetmiyor…
Asgari ücret ve dolayısıyla çalışan ve emekli aylık artışlarının temel göstergesi kabul edilen enflasyonun düşük gösterilmesi, aynı zamanda çalışan ve emekli aylıklarının da düşü gösterilmesini sağlamakta…
Her iktidarın, çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz ve ezdirmiyoruz söylemleri sadece rakamsal olarak gerçekleşmekte…
Gerçekte ise her dönem çalışan ve emekliler enflasyona ezdirilmekte ve bu gidişle ezdirilmeye devam edeceği görülmekte…
Geçmiş yıllarda iktidarın kendi uyguladığı ekonomik politikada, özellikle seçim dönemlerinde, enflasyon göz ardı edilerek, çalışan ve emekli aylıklarındaki artışlar oldukça yüksek seyretmişti…
Maaş artışlarında ki dengesiz artış enflasyonu körüklerken, ülkeyi kasıp kavuran ekonomik krizin temel nedeni oldu…
Depremler ve Suriye savaşı ülke ekonomisinin krizine kriz eklerken, ekonominin çıkmaza girmesini sağladı…
Ekonominin yeni yönetimi, iktidarın uyguladığı ekonomik politikalara son vererek, uluslararası kabul görmüş ekonomik program uygulamaya sokuldu…
Uluslararası fonların desteği karşılığı alınan ekonomik destek, ekonomik krizi çözmekten uzak kaldı…
Krizin mimarı ekonomik yönetimin aldığı kararları değiştiren yeni ekonomi yönetimi, her alanda uyguladığı vergilerle, çalışan emekli ve halkın temel ihtiyaçlara ulaşmasını engelledi ve engellemeye devam ediyor…
Halkın sorunlarını görmezden gelen iktidar, uyguladığı ekonomik politikalar gereği temel ihtiyaçlara ve vergilere yaptığı zamlarla, halkın desteğinden uzaklaşmaya başladı…
Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.