Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Ocak, 2024 00:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 1

Tokat Valisi Hatipoğlu’ndan kazı başkanlarına uyarı

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu Sulusaray ilçesinde bulunan Sebastapolis Antik Kent kazılarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Her türlü ödeneği vermeye hazır olduğunun altını çizen Vali Hatipoğlu, kazı başkanlarını da kazı süreleri konusunda uyardı.
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Tokat’ta farklı yerlerde bulunan ve eski dönemlere ait olduğu düşünülen antik kentler hakkında açıklamalarda bulundu. 2024’ün şehir için Açık Hava Müzesi olma yılı olduğunu vurgulayan Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, ildeki farklı noktalarda bulunan antik kentlerdeki kazı çalışmalarının çok daha uzun soluklu olması için çalışma başlattıklarını söyledi.

“20 günlük kazı olmaz”
Komanapolis ve Sebastapolis gibi öne çıkan yerlerin Türkiye’de örneğine az rastlandığının altını çizen Vali Hatipoğlu, “20-30 günlük kazılarla olmaz. Hem Gümenek’teki kazı bölgesi hem Sebastapolis, hem de diğer iki kazı bölgemiz daha var. Tüm kazı başkanlarıyla toplantı yaptım. En az 4 aylık kazı programıyla bana gelmelerini ifade ettim. Bu anlamda da söz verdim. ‘İstediğiniz parayı ben vereceğim, siz de bana 4 aylık takvim sunacaksınız’ dedim. Takvim sunmazsanız kültür bakanlığına bu kazı başkanını değiştirin diye yazacağımı ifade ettim. 20 günlük kazı olmaz. 20 gün nedir ya? 3 tane eser bulunuyor ve ondan sonra bitiyor. Hem Sebastapolis de hem de Komanapolis’te iklim de çok uygun. En az 6 ay çok rahat bir şekilde kazı yapılabilir. Mayıs’ta başladığınız da ekime kadar muazzam bir süre var. Hocalarımızı bu anlamda sıkıştıracağız. Benim en önemli hedeflerimden bir tanesidir. Bitiremesem de önemli bir noktaya geleceğimi umuyorum” dedi.

“Bu kadar medeniyetin üst üste aynı coğrafyada yaşadığı başka bir yer yok”
Tarihin çeşitli süreçlerinin katmanlar halinde göründüğünü ifade eden Vali Hatipoğlu, “Komanapolis’te aynı zamanda tarihin çeşitli süreçlerinin katman katman yaşandığı bir yer olarak millet bahçesiyle birlikte çok önemli bir gezi alanı haline dönüştürebileceğimiz bir yer. Hititler yaşamış sonra Pontus, sonra Danışmentli, sonra Selçuklu ve Osmanlı derken Cumhuriyet tarihine kadar aynı katman içerisinde yaşandığı bir yer. O kazılardan sonra burayı uygun bir şekilde turizm alanı haline dönüştürebilirsek çok muazzam bir ilgi çekeceğini düşünüyorum. Bunun bir benzeri başka bir yerde yok. Bu kadar medeniyetin üst üste aynı coğrafyada yaşadığı başka bir yer yok” diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
14 Ekim, 2025 11:26 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

YILLARDIR AYNI NAKARAT, YETER ARTIK, GEREĞİNİ YAPIN, ELİNİZİ TUTAN MI VAR?

Hazine ve Maliye Bakanımız;

"Önümüzdeki dönemde de vergi adaletini güçlendirmek ve az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlamak için çalışmalara devam edilecektir”
demiş.
Bu hep söylenir, fakat bir türlü uygulan(a)maz 23 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidar var. Şimdide bu iktidarın Maliye Bakanı aynı nakaratı tekrarlıyor?
Kabak tadı verdi artık!

Gelirde ve paylaşımda adaleti sağlayamadığımız sürece toplumsal barışın sağlanması mümkün değil.
Gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da ilk sıradayız. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada yer alıyoruz. Kimin eseri bu tablo?

Zenginle fakirin aynı vergiyi verdiği bir ülkede toplumsal barıştan ve adaletten söz edilebilir mi?
Ülkemizde, gelire göre vergilendirme yerine toplumun tümünün vergilendirilmesi gibi kolay bir yol tercih edilmiş. Vergi sisteminin ağırlık merkezini oluşturan dolaylı vergiler eliyle, başta sabit gelirliler olmak üzere geliri olsun ya da olmasın toplumun tümü vergilendiriliyor. En temel ihtiyaçlar için bile gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme yapılması insani ve adil olmadığı gibi, gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme uygulaması zenginle fakirin aynı vergiyi vermesine neden oluyor.

Varlıklı bir iş adamıyla, geliri olmayan bir vatandaş markette, pazarda aynı KDV’yi ödüyor. Bu mudur adalet?
Dolaylı vergiler nedeniyle vergi yükü dar ve sabit gelirlinin sırtında.

Meslek gruplarının geçen yıl beyan ettikleri şu aylık brüt, ortalama gelirlere bakın. Yazık hepsi de sürünüyor!

  • Aktör, aktris 157 bin 265 TL
  • Müzisyen, ses sanatçısı ve sunucular 136 bin 900 TL
  • Eczacılar 66 bin 236 TL
  • Doktorlar 61 bin 31 TL
  • Kuyumcular 42 bin 360 TL
  • Avukatlar 33 bin 641 TL
  • Taksiciler 12 bin 961 TL
  • Bakkal ve marketler 10 bin 149 TL
  • Emlakçılar 5 bin 226 TL
  • Berberler 3 bin 633 TL

Sordunuz mu bunlara, açlık sınırının 30 bin liralara dayandığı bir ülkede bu gelirlerle nasıl yaşıyorsunuz diye?
Çoğunun günlük kazançları bile bu rakamların çok üzerindedir.
Özel muayenehanesi olan bir profesörün hasta başına aldığı rakamdan haberiniz var mı?
Günde kaç hasta muayene ediyor, biliyor musunuz?

Şu, ikide bir milyarlarca vergi borcunu affettiğiniz müteahhitler konusuna da girip
Okuyucularımın sinirini zıplatmak istemiyorum.

Hadi dediğinizi yapın. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alında alkışlayalım sizi !

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.