blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
08 Ekim, 2024 04:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 8dk
Yorum Sayısı: 0

TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Türkiye arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla müsaade etmeyecektir”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail’in bölgedeki saldırılarına ilişkin, "Türkiye arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla müsaade etmeyecektir. Birlik içerisinde uyanık olacağız. ’Bize dokunmaz, bize gelmez’ demeyeceğiz. Türkiye’yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz. Bunun için birlik, beraberlik içerisinde hareket edeceğiz" dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bir dizi program için Düzce’ye geldi. İlk olarak Düzce Valiliği’ni ziyaret eden Kurtulmuş, Vali Selçuk Aslan’dan şehirde yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ardından Kurtulmuş, Düzce Üniversitesi Akademik Yıl açılış törenine katıldı. Açılışta hayatını kaybeden Recai Kutan’a rahmet dileyen Kurtulmuş, "Bugün vefat haberini aldığımız, Türk siyasetinin duayen isimlerinden, nezaketiyle, zarafetiyle, memleket sevgisiyle, Türkiye’nin kalkınmasına adadığı ömrüyle hepimiz için örnek bir şahsiyet olan Recai Kutan beyefendiyi rahmetle anıyorum. Kendisiyle yıllarca çalıştık. Karış karış Türkiye’yi dolaşmış, Türkiye’nin gelişme serüveninin hemen hemen her safhasında yer almış olan önemli ve örnek alınacak bir siyaset insanıydı. Kendisine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı diliyorum" diye konuştu.

"Önümüzde yeni bir dönem var"
Dünyanın yeni bir dönemin başlangıcında olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Yaşadığımız çok kısa süre içerisinde önemli iki büyük gelişme yaşandı. Bunlardan birisi 1990’ların başında Berlin Duvarı’nın yıkılmasıydı. Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte 1945-90 arasında devam eden bir tarafında Amerika’nın, bir tarafında Rusya’nın olduğu iki kutuplu dünya sistemi çöktü. Berlin Duvarı ile birlikte Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği dağılarak çok sayıda yeni devlet ortaya çıktı. Dünyadaki iki kutupluluk dönemi geride kalmış oldu. Ondan sonraki süreçte de Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği iddia edilen tek kutuplu bir dünya sistemi, yani bir tek gücün yönlendirdiği bir dünya sisteminden bahsedildi. Ta ki 2022 yılının Ağustos ayına kadar. Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan’dan apar topar çekilmesiyle birlikte o tek kutuplu olduğu empoze edilen sistem de çöktü. Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. Bu dönemin nasıl gelişeceği, nasıl yeni gelişmelerle dünyanın hangi güç dengelerinin içerisinde hareket edeceğini henüz bugünden bütünüyle bilmemiz mümkün değil. Tabii ki bazı tahminler, bazı öngörülerde bulunuyoruz" diye konuştu.

"Türkiye bu coğrafyanın yükselen yıldızı olmaya, dünya denkleminde güçlü bir ülke olmaya adaydır"
Dünyanın çok kutuplu olacağını söyleyen Kurtulmuş, "Artık dünya ne iki kutuplu ne tek kutuplu bir dünya olmayacak. Çok kutuplu bir dünya olacak. Bu da şu demektir. Başta bizim içinde bulunduğumuz coğrafya olmak üzere dünyanın birçok yerinde yeni güç merkezleri, yeni güçlü ülkeler ortaya çıkacak, yeni dengeler ve yeni denklemler oluşacaktır. Hiç şüphesiz size moral vermek için kendime moral vermek için söylemiyorum. Çok kutuplu yeni dünyanın gelişmeleri içerisinde bu bölgenin büyük ülkelerinden birisi olan, dünyada özellikle Cumhuriyetimizin ikinci asrında Türkiye yüzyılı olmasını temenni ettiğimiz büyük gelişmeleri, büyük bir takım fırsatları barındıran bu önümüzdeki süreçte, gelişen yeni dünya dengeleri, denklemleri içerisinde en önemli ülkelerden birisi Türkiye olacak. Potansiyeli itibarıyla, genç nüfusu itibarıyla, Türkiye’nin jeostratejik konumu itibarıyla, yani hangi denklemi alırsanız alın içinde vazgeçilemez bir ülke olarak Türkiye önümüzdeki dönemin bu çok kutuplu dünya dengelerinin en önemli ülkelerinden biri olacak. Doğu-batı dengesinde, kuzey-güney dengesinde, Müslüman- Hristiyan ülkeler arasındaki dengede, Asya-Avrupa dengesinde dünyanın bütün stratejik geçiş yollarında olması, dünyanın bütün enerji imkanlarının, haklarının bir havı olabilecek potansiyele sahip olması dolayısıyla Türkiye bu coğrafyanın yükselen yıldızı olmaya, dünya denkleminde güçlü bir ülke olmaya adaydır" şeklinde konuştu.

"Büyük ateş çukuruna bütün bölge ülkelerini de itmeye çalışıyorlar"
Kurtulmuş, "Ancak şunu da biliyoruz ki bu coğrafyada biz zaten ecdadımızın buraya adım attığı günden itibaren, öyle arkamızı yan gelip yatarak hiçbir şekilde bir günümüzü neredeyse rahat içerisinde geçirmedik. Hep mücadeleyle geçirdik. Hep ileri hedefler önümüze koyarak ilerledik. Hep daha ileriye doğru gittik ve inşallah bundan sonra da daha ileriye gideceğiz. Bu yeni dönemin nasıl şekilleneceği, bu dengelerin nasıl gelişeceği konusunda bir takım tahminler, gelişmeler ortadayken maalesef yeni dönemin belirsizliklerini artıran bir önemli gelişme olarak da bu çok kutupluluk sürecinde önemli gelişme olarak da İsrail’in bir yıldır devam eden ve bölgeyi ateş çemberine değil, büyük ateş çukuruna bütün bölge ülkelerini de itmeye çalışıyorlar. Delicesine davranışlarıyla meczup, siyaset, akıl dışı tavırlarıyla da aslında o açtıkları çukura kendileri de düşmeye aday bir ülke olarak, yönetim olarak duruyorlar" ifadelerini kullandı.

"İsrail kendisine hiçbir şekilde dokunulamayacağını zannediyor"
İsrail’in Gazze’de devam ettirdiği katliamlar, soykırımların yeni döneme geçen dünyadaki dengeleri sarstığını dile getiren Kurtulmuş, "İsrail’in bu saldırgan tavrının dünyada yeni bir gelişmeye de sebep olabileceğini görüyoruz. Örnek olsun diye söylüyorum. Kendisine dokunulmayan, dokunulamayan bir ülke olduğunu iddia eden, varsayan, arkasına aldığı güçlerle birlikte başta Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkeleri olmakla birlikte kendisine hiçbir şekilde dokunulamayacağını zanneden İsrail’e, Amerika’nın bütün desteğine rağmen, Birleşmiş Milletler’deki bütün engelleme girişimlerine rağmen dünyanın hemen hemen tamamı karşı çıkmış, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin başvurusuyla da Uluslararası Adalet Divanı’nda dokunulamaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur. Şimdi bundan sonraki dönemde çok daha önemli gelişmelerin olacağını hep birlikte göreceğiz" dedi.

"Ne kadar kınarsanız kınayın arkasında Amerika var"
İsrail’in Gazze’yi işgale 2023 yılında başlamadığını, bu senaryonun birinci ve ikinci perdesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Öncelikle 1917’de Osmanlı Cihan Devleti, Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalınca oraya İngilizler geldi ve orayı yönetmeye başladılar. İngiliz yönetiminin bölgede yaptığı yönetimi ele aldığı zaman yaptığı ilk iş, 1917’de yerleşimciler İngilizler tarafından Filistin topraklarına yerleştirildi. Bugünün neredeyse tam tersi olan o haritada oraya yasa dışı yerleşimciler İngilizler eliyle, marifetiyle yerleştirilmeye başlandı. Arkasından 1948, arkasından 1967’deki savaşlarla birlikte İsrail ilhak, imha ve işgal politikalarına duraksamadan devam etti. İki tepe aldı, üstüne yattı. Birleşmiş Milletler kınadı. Arkasında Amerika var. İstediğiniz kadar kınayın. Onlarca kararlar çıktı, ‘Buradan çekilin’ diye. Şehirleri işgal etti. Genişledi, genişledi ve fevkalade güçlü şekilde bugünkü güne hazırlandı" diye konuştu.

"İsrail, Lübnan’ı yasa dışı şekilde işgale hazırlanıyor"
Oyunun birinci perdesinin 1917’de, ikinci perdesinin de 2003 yılında açıldığını anlatan Numan Kurtulmuş, "2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ı işgaliyle birlikte başlayan süreç. Hemen arkasından 2011 yılında Arap Baharı olarak başlayan gelişmeler, bölgede tam da İsrail’in bugünü için hazırlığın başlangıcıdır. Amerikan işgaliyle birlikte ve arkasından gelişen süreçlerde bölgedeki ülkelerin tamamı İsrail’e karşı çıkabilecek, ona mani olabilecek ülkelerin tamamı bölünme, parçalanma ve iç savaş sürecine sürüklenmiştir. Şöyle bir gözden geçirelim. Irak, Suriye paramparça olmuştu. Şimdi İsrail, Lübnan’ı yasa dışı şekilde işgale hazırlanıyor" şeklinde konuştu.

"Bazı ülkelerde siyaseten yönetilemez hale getirilmiştir"
Lübnan’ın önce Müslüman-Hristiyan iç savaşıyla, arkasından da 2003’ten sonraki gelişmelerle birlikte mahalle mahalle bölündüğünü, tamamıyla kolay lokma olarak hazırlandığını sööyleyen Kurtulmuş, "Yemen, Sudan, Libya fiziki olarak bölünen ülkelerden bahsediyorum, Suriye. Bu anlamda ne yazık ki bazı ülkelerde siyaseten yönetilemez hale getirilmiştir. Böylece ikinci perdeyle birlikte bölge ülkelerinin tamamı, birbiriyle düşman, birbiriyle rakip, çelişen, çatışan ülkeler, halklar ve etnik yapılar; mezhebi yapılarda birbirlerine karşıt hale getirilmişlerdir. Dolayısıyla ikinci perde maalesef acı gelişme olarak, yine arkasında yüz binlerce insanı yaralı, ölü şekilde bırakarak gerçekleştirilmiş, ikinci perdenin kapanmasıyla birlikte üçüncü perde, yani Gazze’nin fiilen işgaliyle birlikte başlayan süreç gerçekleşmeye başlamıştır" ifadelerini kullandı.

"Arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla Türkiye müsaade etmeyecektir"
Üçüncü perdenin de devam ettiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Bu kadar bölge ülkelerini dağınık bulmuşken, İslam ülkelerini bu kadar inisiyatifsiz, bu kadar korkak, bu kadar siyaseten etkisiz bulmuşken ve arkasında gemileriyle, uçaklarıyla, askeri gücüyle, siyasetiyle Batı ülkelerini kendi yanında bulmuşken Netanyahu ve çetesi diyor ki, ‘Biz de son vuruşumuzu yapalım, arz-ı mevud gerçekleştirelim.’ Dünya sistemini ciddi şekilde yerden yere vuran, dünya sistemini bundan sonraki süreçte yeni gelişmelere gebe bırakan bu saldırgan tavrın bütün ülkeler tarafından önlenilmesi dünya barışı için en önemli şart. Bu çerçevede Türkiye’nin de bütün insanlarının uyanık olması lazım. Şöyle bir saflığa hiçbir şekilde kapılmamamız gerekiyor. Yıllardır bir biz arz-ı mevud’dan bahsederken bunu kendi zihnimizden uydurulmuş bir şey olarak söylemiyorduk. İsrail’de yazılanları, çizilenleri, onların politik tercihlerini, politik motivasyonlarını gayet iyi bildiğimiz için, yani vadedilmiş topraklar meselesinin bir hikaye olmadığını gördüğümüz için hep uyarıyoruz. Şimdi bütün bu gelişmeleri zincirin parçaları olarak birbirine bağladığınızda 1917’den itibaren bugüne kadar gelinen süreçte nasıl bütünleşik bir harekat planı içerisinde hareket edildiği aşikardır. Bu çerçevede arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla Türkiye müsaade etmeyecektir" dedi.

"Milli meselelerimizde bir, beraber ve bütünleşik olmak mecburiyetindeyiz"
Yapılanların arz-ı mevud meselesi olduğunu belirten Kurtulmuş, "İsrail Devleti’nin bayrağının üstündeki mavi çizgi Fırat Nehri’ni, altındaki mavi çizgiyse Nil Nehri’ni sembolize eder. Yani Nil’den Fırat’a bütün bu coğrafya siyonistlerin emri altına girmeden bu harekatı bitirmemeye yemin etmiş vaziyettedirler. Onun için uyanık olmak, ne yapıldığını, ne yapılmak istendiğini gayet iyi görmek ve Türkiye olarak önce kendi topraklarımızı, kendi milletimizi, vatanımızı en iyi şekilde korumak ve bölgenin birliğini sağlamak için mücadele etmemiz lazım. Bunun için öncelikle uyanık olmak, Ortadoğu’daki, dünya meselelerinde Türkiye’nin içerisinde ne kadar farklı fikirlere sahip olursak olalım, siyaseten hangi farklı programları, teknikleri halkımıza sunuyor olursak olalım, milli meselelerimizde bir, beraber ve bütünleşik olmak mecburiyetindeyiz. Bunu sadece bir siyasi partinin mensubu olarak değil, sadece vatanını seven bir vatansever olarak değil, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak da bir sorumluluk olarak görüyorum. Siyaseten fikirlerimiz farklı olabilir. Gittiğimiz istikametler A’dan Z’ye birbirine zıt olabilir. Ama milli menfaatlerimiz özellikle önümüzdeki yeni dönemde Türkiye’nin imkanlarını ve kabiliyetlerini artırma azmimiz, gayretimiz ve başta siyonistlerin hedefleri olmak üzere ülkemize karşı bir takım niyetler içerisinde olanlara karşı da ortak bir duruşu sergilememiz bizim milli vazifemizdir. Bunun için birincisi uyanık olacağız. İkincisi birlik ve beraberlik içerisinde olacağız. Eğer Türkiye bu konudaki birliğini, beraberliğini devam ettirirse Allah’ın izniyle bölgedeki oynanan oyunları çözebilecek iradeyi ortaya koyacaktır" diye konuştu.

"Türkiye’yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz"
"Birlik içerisinde uyanık olacağız" diyen Kurtulmuş, "’Bize dokunmaz, bize gelmez’ demeyeceğiz. 20 yıl öncesine, 30 yıl öncesine bakın. Bölgedeki meselelerin hemen tamamına yakını bizim sınırlarımızın çok uzaklarındaydı. Adım adım bu tehlikenin yaklaştığını ve Türkiye’yi de içine alacak, hatta Türkiye’yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz. Bunun için bu birlik beraberlik içerisinde hareket edeceğiz. İnşallah yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Dışişleri Bakanımız ve Milli Savunma Bakanımız bölgedeki gelişmelerle ilgili hususlarda milletvekili arkadaşlarımızı çok geniş şekilde bilgilendirecekler ve böylece parlamentodaki milletvekilleri de milletin temsilcileri olarak bu konuda atılacak adımlar konusunda bilgilendirilecek ve görüşlerini ifade edeceklerdir" şeklinde konuştu.

"Hedefleri sadece Araplar, Gazze, Batı Şeria ya da Lübnan değildir"
Netanyahu ve çetesinin hedefinin sadece Filistinliler olmadığının altını çizen Kurtulmuş, "Hedefleri sadece Araplar, Gazze, Batı Şeria ya da Lübnan değildir. Bunların bu bölge halkları arasında en ufak bir fark görmediğini, ‘Bunlar Arap’tır, Acem’dir, Türk’tür, Kürt’tür, Sünni’dir’ diye hiçbir ayrım gözetmediklerini gözümüzün içine parmaklarını soka sapa anlatıyorlar. Bu süreçte her kim Arap-Acem, Türk-Kürt, Sünni-Şii, hatta Müslüman-Hristiyan ayrımı yaparsa biliniz ki İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor demektir. Bu çerçevede Türkiye’nin aydınları olarak, Türkiye’nin beyni olan üniversitelerimiz olarak bu konudaki çalışmalarımızı da süratle sürdüreceğiz. Ayrıca bölge halkları arasındaki farklılıkların, ayrılıkların giderilebilmesi için de gayret sarf edeceğiz. Özellikle son zamanlarda Suriye ve Mısır’la normalleşme meselesi adımları ise tam da bu amaçla atılmaya çalışılan adımlardır. Böylece bölge halkları ve devletleri arasındaki mümkün olduğu kadar yakın dayanışmanın tesis edilmesi her birimizin menfaatinedir" ifadelerini kullandı.

"Dünyada bu katliamları durduracak bir tane ülke var. Amerika istesin bir günde bu işi bitirir"
Netanyahu ve çetesinin ,siyonist rejimin yalnızlaştırılması gerektiğine değinen Numan Kurtulmuş, "Öylesine yanlış bir yola girdiler ki kendi ideolojileri ve fikirleri açısından burada bu yolda duracakları bir durak da yok. Kendi duraklarını hepsi kendileri iptal ettiler. Ne yazık ki zaman zaman insanı çıldırtan, batıdan bazı açıklamalar geliyor. Yine açık yüreklilikle söyleyeyim. Bunlardan en çok bizi rahatsız edenlerden birisi de adam şimdi Lübnan’a saldırıyor. Diyor ki işte efendim ölçülü mukabelede bulunun. Allah aşkına bir mukabelenin ölçülü olabilmesi için daha kaç 50 bin masum insanın ölmesi gerekir? Böylesine gayri insani bir düşünce olabilir mi? Dünyada bu katliamları durduracak bir tane ülke var. Amerika istesin bir günde bu işi bitirir. Bir cümle söyleyecek, hatta bir kelime söyleyecek; ‘Dur Netanyahu’. Bunu demiyor. ‘Devam et Netanyahu’ diyor. Onlar da buna ortak olduklarını ortaya koymaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte isteseler de istemeseler de Netanyahu ve çetesi yalnızlaşacaktır. Bu süreçte Netanyahu hükümetinin yalnızlaştırılması, insanın ortak vicdanıdır, ortak çalışma alanlarından birisidir. Bütün bunları yeni bir dünyanın tam da kurulmakta olduğu dönemde önümüzde çok büyük bir insani problem olarak duruyor. İnşallah en kısa zamanda bu büyük kötülükten, büyük hayırlar çıkarmakta insanlığın boynunun borcudur. Adalet, hakkaniyet, insaf, vicdan, insanların yaratılışta eşitliği, devletlerin de egemenlikte eşitliği prensibinde yeni bir dünyanın kurulması mümkündür, muhtemeldir ve sizi temin ederim ki mukadderdir" dedi.
Numan Kurtulmuş, açılış sonrasında "Düzce Sivil Toplum Buluşması" programına katıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Haber Merkezi tarafından
02 Temmuz, 2025 13:02 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 6dk
Yorum Sayısı: 0

KTSO Başkanı  Çapraz Haziran Ayı Faaliyetlerini Değerlendirdi

Karabük Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Fatih Çapraz, Haziran ayında gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Çapraz, yazılı açıklamasında Oda’nın katıldığı etkinlikler, yürüttüğü çalışmalar ve bölgesel kalkınmaya yönelik projeler hakkında bilgi verdi.

Çapraz yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"10 Haziran tarihinde, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu toplantısı, Ayhan Zeytinoğlu’nun başkanlığında online olarak gerçekleşti. Toplantıya yönetim kurulu üyesi olarak, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası’nı temsilen katılım sağladık. Toplantıda, İKV’nin son dönemde gerçekleştirdiği faaliyetler ve geleceğe yönelik planladığı projeler ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Aynı zamanda, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye-AB ilişkilerindeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu ve İKV’nin bu konularda yürüttüğü çalışmalar değerlendirildi.

12 Haziran tarihinde, paydaş kurumumuz Karabük Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin 2024-2025 eğitim öğretim yılı sene sonu sergisi, düzenlenen törenle açıldı. Sergi açılışına, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası olarak katılım sağladık. Bu vesileyle bir kez daha mesleki eğitime dikkat çekmek istiyorum. Mesleki ve teknik eğitim, ekonomik ve sosyal dinamikleri etkileme potansiyeli bakımından ülkemizin kalkınmasında çok önemli bir rol üstlenmektedir. Kalkınmanın sürdürülebilirliğinde en büyük güçlerden biri şüphesiz ki insan kaynağıdır. Meslek liseleri, özellikle nitelikli insan gücünün yetiştirilmesinde öne çıkmaktadır. Ayrıca bireylerin iş gücü piyasasına katılması için gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandırmayı hedeflemektedir. Mesleki eğitim, bireylerin sosyal rollerini de belirleyen çok paydaşlı bir modeldir. Bu modelin geliştirilmesi ve daha etkin hale getirilmesi, bizlerin öncelikli görevleri arasında yer almaktadır. Meslek lisesi, paydaş kurumumuz olarak ülkemizin sanayi gelişimi açısından büyük önem taşıyan, nitelikli ve aranan elemanların yetiştirildiği kurumlardır. Karabük özelinde, mezun olan öğrencilerimizin başta KARDEMİR olmak üzere ilimizdeki haddehaneler ve üretici firmalar tarafından istihdam edilmesini arzu ediyoruz. Okulumuzun ve öğrencilerimizin desteklenmesi bu açıdan son derece kıymetlidir. Bu vesileyle bir konuya daha dikkat çekmek isterim. İşe alımlarda, endüstri meslek lisesi mezunu gençlerimizden lütfen askerlik şartı aramayalım. Mezun olur olmaz istihdam edilen gençlerimiz hem mesleklerini geliştirme hem de iş hayatına hızlıca adapte olma fırsatı bulacaklardır. Son yıllarda, şu yakınmayı çok sık duyar olduk: “Hani bu ülkede işsizlik vardı? Eleman arıyoruz ama bulamıyoruz”. Bulamıyorsunuz çünkü iş arayan genç üniversite mezunu. Bu çocuklara, üniversite oku evladım diyen biziz. Gençleri nitelikli eğitimden yoksun bırakmamalı, meslek lisesi ve teknik meslek yüksekokullarına yönlendirmeliyiz. Ne yazık ki, ülkemizde, eğitim seviyesi arttıkça işsizlik oranı da artmaktadır. Bu sorunun çözümü, meslek liselerinin ve meslek yüksekokullarının güçlendirilmesi, desteklenmesi, üniversite-sanayi iş birliğinin artırılmasından geçmektedir.

Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret olarak tescillenen Eskipazar Sarı Traverten Taşı’nın tescil belgesini, Karabük Valimiz Sayın Mustafa Yavuz’a takdim ettik. Eskipazar Sarı Traverten Taşı’nın coğrafi işaret sürecine katkı sağlayan tüm paydaşlara ve sürecin her aşamasında desteğini esirgemeyen Valimiz Sayın Mustafa Yavuz’a teşekkür ediyorum. Coğrafi işaret tescil belgesi, bu doğal kaynağımızın korunması, tanıtımı ve ekonomik değerinin artırılması adına önemli bir adımdır. Karabük Ticaret ve Sanayi Odası olarak, ilimizin tüm değerlerini ülke ve dünya çapında markalaştırmak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Bu vesileyle, desteğini esirgemeyen, Eskipazar Mermer ocağı sahibi Ayhan Bayhan Köksal’a teşekkür ediyoruz.

Eskipazar Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyet Toplantısı ve ardından yönetim kurulu toplantısı, Valimiz Sayın Mustafa Yavuz başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıya, Karabük TSO olarak, Yönetim Kurulu üyeleri ve Müteşebbis Heyet üyeleri olarak katılım sağladık. Eskipazar OSB’nin mevcut durumu ele alındı, bölgenin sanayi altyapısının güçlendirilmesine yönelik atılacak adımlar ve yatırım süreçleri detaylı şekilde değerlendirildi. Ayrıca, yatırımcıların ihtiyaçlarına yönelik yapılabilecek çalışmalar istişare edilerek kararlar alındı. Eskipazar Organize Sanayi Bölgesi, Karabük’ün üretim ve istihdam kapasitesine önemli katkılar sağlayacak bir merkez konumundadır. Özetle, sahada altyapı çalışmaları devam etmekte olup, 2025 yılının sonuna kadar tamamlanması planlanmaktadır. Enerji temini için trafo merkezi hat yapımı devam etmektedir. Doğalgaz şebeke çalışması ihale edilmiş olup, bu yıl içerisinde tamamlanacaktır. Demiryolu bağlantısı ve iyileştirmesi için süreç başlatılmıştır. Arıtma tesisi ön fizibilitesi hazırlanmış olup, yatırım programına alınması için bakanlığa başvuru yapılmıştır. Su sondaj çalışmaları da bu yıl içerisinde tamamlanacaktır.

27 Haziran tarihinde, Karabük Valiliği himayesinde yürütülen "Eğitim Kenti Karabük Projesi" ve "Karabük Bilim Şenliği" kapsamında görev alan eğitimciler, yöneticiler ve paydaş kurum temsilcileri için ödül ve takdir programı düzenlendi. Valimizin başkanlığında, vali yardımcımız, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğümüz, Karabük Belediyemiz, Karabük Ticaret ve Sanayi Odamız, Kalkınma Ajansımız, Kardemir ve ilçe kaymakamlıklarımızla iş birliği içinde çok başarılı bir organizasyon gerçekleştirildi. Sayın valimiz, Karabük TSO’ya teşekkür belgesi takdim etti. Karabük’ün eğitim ve bilim alanındaki gelişimine katkı sunmaktan memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim. Paydaş kurum olarak bu anlamlı projelerde yer almaktan gurur duyduk. Bilimin ışığında geleceğe katkı sağlayacak her çalışmada destek vermeye devam edeceğiz.

Batı Karadeniz İlleri Birliği Toplantısı’nı, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) ev sahipliğinde düzenlendik. Toplantıya; Karabük Valisi Sayın Mustafa Yavuz, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, Karabük İl Genel Meclisi Başkanı Ahmet Sözen, Haddeciler Derneği Başkanı Pehlivan Baylan, Safranbolu TSO Başkanı Erol Altuntepe, Kastamonu TSO Başkanı Oğuz Fındıkoğlu, Kastamonu TB Başkanı Serdar İzbeli, Zonguldak TSO Başkanı Metin Demir, Çankırı TSO Başkanı Hayrettin Çelikten, Sinop TSO Başkanı Salim Akbaş, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, İstanbul’da kurulmuş olan bölgemizin dernek başkan ve üyeleri ve çok sayıda iş insanı katıldı.Toplantının açılış konuşmasını Karabük Dernekler Federasyonu Başkan Vekili Necmi Kandemir gerçekleştirdi. Kandemir’in ardından söz alan Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Şakir Adem Yazıcı, TR81 bölgesi hakkında genel bilgiler vererek Karabük’ün ekonomik ve demografik yapısına ilişkin kapsamlı bir sunum yaptı.Karabük Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) olarak, bir konuşma yaptık. Karabük’ün tarihçesinden başlayarak kentin güncel durumu hakkında kapsamlı bilgiler aktardık. Eskipazar Organize Sanayi Bölgesi’nin gelişim süreci, Karabük’ün dış ticaret rakamları ve Filyos Limanı Projesi’nin bölgeye sağlayacağı katkılar üzerine değerlendirmelerde bulunduk. Ayrıca lojistik merkezi kurulmasının önemi üzerinde durduk.Karabük’ün coğrafi konumu ve sanayi yapısı gereği böyle bir merkezin neden gerekli olduğunu vurguladık.Batı Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın (BAKAP) kurulmasının bölgesel kalkınma açısından taşıdığı stratejik öneme dikkat çekerek, Türkiye’de demir-çelik sanayisinin temellerinin atıldığı tarih olan 3 Nisan’ın “Sanayi Günü” olarak ilan edilmesi yönündeki taleplerimizi de dile getirdik. Toplantıya katılan oda ve borsa başkanları, dernek başkanları ile iş insanları da sırasıyla söz alarak görüş ve değerlendirmelerini paylaştı. Katılımcılar, Karabük’ün ekonomik, sosyal ve sanayi alanlarında daha güçlü bir iş birliği zemini oluşturulması yönünde görüşlerini dile getirerek ortak hareket etmenin önemine vurgu yaptı.Toplantıda söz alan Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, bölge illeriyle kurulacak güçlü iş birliklerinin hem Karabük hem de çevre iller için yeni fırsatlar yaratacağını belirterek, bu tür platformların dayanışmayı artıran, çözüm odaklı adımlara zemin hazırlayan önemli buluşmalar olduğunu söyledi.Toplantıda bir konuşma yapan Valimiz Sayın Mustafa Yavuz, Batı Karadeniz illeri arasındaki iş birliğinin bölgesel kalkınmanın anahtarı olduğunu vurguladı. Karabük TSO olarak, toplantımıza katılan tüm katılımcılara bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.

Karabük Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Yıldıray Yıldırım tarafından düzenlenen 2. Karabük Esnaf Şurası’na, Karabük Ticaret ve Sanayi Odası(KTSO) olarak katıldık. Esnafın karşılaştığı sorunlara ve çözüm yollarına dikkat çekilerek, dayanışma ve birlik vurgusu üzerinde duruldu. Katılım sağlayan esnaf ve esnaf temsilcileri, karşılaştıkları sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi. Yerel yönetim ve ilgili kurumlarla daha güçlü bir iletişim ve iş birliği talep edilen görüşmelerde, esnafın ekonomik ve sosyal olarak güçlendirilmesine yönelik beklentiler öne çıktı. Bu anlamlı toplantı, “Dünya Kobi Günü” olan 27 Haziran’da düzenlenmesi nedeniyle ayrıca önemliydi. Odamıza kayıtlı olan esnaflarımız, aynı zamanda birer KOBİ. Mikro, küçük ve orta boy işletmeler, ülkemizde iş ve sosyal yaşamın en önemli yapıtaşlarından birini oluşturuyor. TÜİK verilerine göre, her 7 aileden birinde kısaltılmış şekliyle KOBİ olarak tanımlanan esnaf, mikro, küçük ve orta boy işletme var. İstihdamın da %70’e yakınını karşılıyorlar. KOBİ’lerin ağırlığı perakende ticaret sektöründe faaliyet gösteriyor. Kredi kanalları çeşitlendirilmeli, finansal programlar bölgesel ve sektörel farklılıklar gözetilerek ortaya konmalıdır. Unutulmamalıdır ki, esnafımız ve KOBİ’ler, ekonominin taşıyıcı kolonlarıdır. Polisiye tedbirlerle, esnafımızın kasasına memur oturtup ciro takibi yapılması, işini düzgün yapan esnafımızı üzmektedir. Esnafımızın ve KOBİ’lerimizin, sanayici ve üreticilerimizin, dolayısıyla üyemiz olsun veya olmasın, ticaret ile uğraşan her bir bireyin sorunlarını temsil ettiğimiz kurumun aslı görevi olması sebebiyle her platformda dile getirmeye devam edeceğiz. Sözlerime son verirken, bugüne kadar yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarda, bizlere destek veren, 115 ülkenin odalarını bir çatı altında birleştiren Dünya Odalar Federasyonu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanımız Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na, saygıdeğer meclis üyesi arkadaşlarıma, değerli yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma ve oda personelimize teşekkür etmek istiyorum. Yine her türlü çalışmalarımızda bizlere destek veren ve birçok önemli toplantıya bizi davet eden, başta Valimiz Sayın Mustafa Yavuz Bey’e, belediye başkanlarımıza, milletvekillerimize, tüm protokolümüze, daire müdürlerimize, sivil toplum kuruluş temsilcilerine ve Karabük kamuoyuna teşekkür etmek istiyorum."

Bizi sosyal medyadan takip edin