Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası
08 Mart, 2023 15:35

Tarihi Kentte Anlamlı 8 Mart

A+ A-
Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle depremzede kadınlarla kahvaltılı programda bir araya geldi. Başkan Köse yaptığı konuşmada, "Bu etkinliklerin sizlere bir nebze olsun moral olacağını düşünüyorum. Hem şahsım hem de belediyemiz her zaman sizlerin yanında olacaktır" dedi Safranbolu Belediyesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle depremzede kadınlar gününü kutlama programı düzenlendi. Belediye Sosyal Tesiste düzenlenen programda Belediye Başkanı Elif Köse, depremzede vatandaşlarla tek tek ilgilenerek onların dertlerine ortak oldu. Kahvaltıya katlan misafirler Başkan Köse’ye ilk günden bu yana kendilerine verdiği desteklerden ötürü teşekkür ederek, Başkan Köse'nin kendilerine ilgisinin hiç eksilmeden devam ettiğini ifade ettiler. Kahvaltının ardından bir konuşma yapan Belediye Başkanı Elif Köse, “Sizlerle birlikte olmak bizim için büyük mutluluk. Umarım bir nebze olsun mutlu olmuşsunuzdur. Çünkü yaşadığınız deprem felaketinin ardından en çok ihtiyacınız olan şeyin moral ve manevi destek olduğunu düşünüyorum” dedi. Başkan Köse şöyle devam etti, “Hayata tutunabilmek için mutlaka birbirimizle dayanışma içerisine olmamız lazım. Bizler Safranbolu Belediyesi olarak depremin ilk yaşandığı gün itibari ile hem deprem bölgesinde sonrasında da depremden kurtulan ve buraya gelen vatandaşlarımızın yanında olmaya çalıştık. Olmaya da devam ediyoruz. Sizler bizlere eksiklerinizi iletin bizlerde o eksikleri gidermek için elimizden geleni yapalım.” Kadın Belediye Başkanı olduğunu ifade eden Başkan Köse, “ O yüzden kadınların cinsiyet eşitliğine ulaşana kadar ekstra destek verilmesi gerektiğini ve pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu düşünce ile kadınların çok daha fazla sosyal hayatın içinde olması için ekibimle birlikte elimden ne geliyorsa onu yapmaya çalışıyorum” diye konuştu. Belediyenin özellikle kadınlara yönelik ve çalışmalarından da bahseden Başkan Elif Köse, "Sizleri de bu programlarda görmek isterim. Bu etkinliklerin sizlere bir nebze olsun moral olacağını düşünüyorum. Bununla birlikte bir kez daha belirtmek isterim ki hem şahsım hem de belediyemiz her zaman sizlerin yanında olacaktır. Bir kez daha katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyor, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü tebrik ediyorum” dedi. DEPREMZEDE KADINLAR YAŞADIKLARI KORKUYU ANLATTI Sosyal Tesiste düzenlenen program sonrası depremzede kadınlar yaşadıkları korkuyu anlattı. Malatya'da İbni Haldun Anadolu Lisesi'nde öğretmenlik yapan Hatice Aksoy Gitmez, depremden sonra bir hafta kadar arabada kaldıklarını söyledi. Bir süre sonra çadır geldiğini ve çadırda da kaldıklarını anlatan Gitmez, "2. sınıf ve 4. sınıfa giden iki çocuğum var. Süreç içerisinde bir süre çadırda kaldık fakat bir süre sonra çocuklar ateşlenmeye başladılar. Sular çamurlu akıyor, hijyen problemi ortaya çıkınca ve çocukların bir süre sonra okula başlamaları gerektiği aklıma geldi. Çünkü yedinci güne kadar hiç bunlar aklımızda yoktu. Sadece kendimizi güvende hissedebileceğimiz bir alanda olmaya ihtiyacımız vardı. Bunu bir süre araba giderdik ama araba da korku vermeye başladı. Bir süre sonra çadır geldi, çadırda kalabalık. Çocukların eğitim hayatına devam edebilmesi, bizim bir nebze de olsa normalleşebilmemiz için bir yere gitmemiz gerekiyordu. Burasıda Safranbolu olmalıydı, çünkü benim memleketim. Eşim de bu fikre sıcak bakınca biz bir haftanın sonunda Safranbolu'ya geldik. Burada arkadaşlarımız, Elif hanım destek oldular, bir ev tuttuk, çocuklar okula başladılar" dedi. EVİ İKİ YIL ÖNCE KREDİYLE ALDILAR "Bir tarafımız buruk tabi üzülüyoruz" diyen Gitmez, "Evim orada kaldı, eşyalarım orada, evimizi ağır hasarlı, halbuki yeniydi, iki yıllık bir binaydı ve kredilerini hala ödüyoruz. Bir çöp bile alamadık" diye konuştu. Daha önce 4 ve 5 büyüklüklerinde depremler yaşadığını ancak bu büyüklükte bir depremle karşılaşmadığını vurgulayan Gitmez, şunları kaydetti: "7.6 diyorlar ama benim hissettim belki de 10 şiddetindeydi ama korkunç bir sallantıydı. Eşimi kaldırdık, o da uyku sersemliğine olayı anlayamadı. Eşim çocukları almaya kalktı ama ayakta duramıyor, duvara çarptı, sonra tekrar kaldı öbür duvara çarptı. Sonra uyandırdık çocukları, ben bir kızım üzerine eşim diğer kızımın üzerine kapaklandı. O şekilde bekledik, durdu biraz, sonra tekrar başladı. İlk olarak doğu-batı yönünde salladı, sonrasında alttan sallantı şekilde jöle kıvamında bizi bir salladı. Bir dakikanın üzerinde sallandık. 10'uncu katta oturuyorduk, binadan inmeye başladık indikçe durumun vahametini daha çok anladık. 1. ve 2. katta duvarlar çatlamıştı." DURMUŞ: "KİMSE MEMLEKETİNİ BIRAKMAK İSTEMEDİ" Hatay'dan babası, kız kardeşi ve eniştesi ile birlikte Safranbolu'ya gelen Merve Durmuş, depremden sonra uzun süre Hatay'da kaldıklarını, artçıları hissettiklerini belirtti. Daha fazla orada kalamadıklarını anlatan Durmuş, "Yoğun ve kötü bir psikolojinin içinden geldik. Önce hiç kimse memleketini bırakmak istemedi. Psikolojik olarak kötü hissettiğimiz için 'bir yerlere gidelim' dedik. Muğla'ya gidecektik, bizi oraya yönlendirdiler, sonra ablamın eşinin ailesi bu tarafta olduğu için bu tarafa geldik. İlk geldiğimizde 'kısa süreli gelelim' dedik ama artçıların, depremlerin sürekli olması babamların bize 'gelmeyin' çağrısından sonra biz burada ev kiraladık. Safranbolu'da ev bulduk, tabi zorlandık bu süreçte. Evimizi bulduk, yaklaşık 4 aile yaşıyoruz içerisinde. 5 aylık kiraladık, Elif hanım da hayır çarşısına yönlendirdi, buradan yardımlar aldık. Bugünde 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle buraya davet ettiler. Gelmekte ilk başta tereddüt ettik ama iyi ki gelmişiz. Kendisiyle de tanıştık, kendisi çok iyi bir insan. Mutluyuz burada olduğumuz için, oradaki arkadaşlarımız, kaybettiğimiz yakınlarımız aklımızda. Ama iyi bir psikolojide olmak çocuklar ve yeğenlerimiz için daha iyi. Oraya gitmek korkutuyor hepimizi. Evimiz ilk başta çok hasar almadı. Ama sürekli sallantılar oldukça evde çatlamalar büyümeye başladı. Bizim evimiz belki iyi durumda ama insan o eve girmeye korkuyor. Bizim evimiz birinci katta, en tehlikeli onlar, biz bu yüzden tedirginiz" ifadelerine yer verdi. Asuman Elmacı da "Orada devam edemezdik. Burada eşimin akrabaları olduğu için onlara sığındık, daha sonra ev tuttuk. Sağ olsun belediye başkanımızda ilgilendi. Herkes güler yüzlü ve kırmadan yardımcı oldular. Deprem anında bayağı bir sallandık durmasını bekledik ama durmadı uzun sürdü. Çocuklarımızın birini ben diğerini eşim kucağına aldı, ayakta duramıyorduk, sürekli sallantı içerisinde durunca indik, tekrar devam etti sallantı, akşamında da tekrar büyük deprem oldu. Eşimin iş yerine yerleştik bir hafta orada kaldık. Orada da olmayınca biz çocuklar için endişe ettik bu taraflara gelmeyi o yüzden düşündük" dedi. (Nurettin Acar)

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

02 Kasım, 2024 04:52
blank
İhlas Haber A.

Faciaya balık ziyafetinin neden olduğu iddiası

Faciaya balık ziyafetinin neden olduğu iddiası
A+ A-

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de meydana gelen ve 43 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasının duruşmasında tutuklu yargılanan sanık Volkay Soylu’nun talebi üzerine madencilerin kullandığı ve eğitimlerde kullanılan maskenin açılması mahkeme heyetinin huzurunda gerçekleştirildi. Müşteki avukatlarının patlamadan önceki 1 yıl içerisinde gerçekleşmiş, telsiz ve telefon konuşmalarının yer aldığı ses kayıtlarını mahkeme heyetine dinletildiği davada, sanık avukatları ise savunmalarında patlamanın hemen öncesinde işçilerin balık yemek için aceleci davrandığını ileri sürerek, patlamada maden işçilerini sorumlu tuttu
43 madencinin hayatını kaybettiği 9 madencinin de yaralandı Amasra Maden Faciasına ilişkin davanın 9. duruşması bugün Bartın Adliye binası içerisindeki koridorda özel olarak oluşturulan salonda gerçekleştirildi.
1. Ağır Ceza mahkemesi tarafından yürütülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, avukatları, faciada hayatını hayatını kaybeden madencilerin yakınları katıldı. Adliye içerisinde ve çevresinde güvenlik görevlileri tarafından geniş güvenlik tedbirleri alındı. Mahkeme heyeti soruşturma kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesinde görevli maden mühendisi, jeoloji, jeofizik, elektrik ve güvenlik uzmanlarından oluşan 7 kişilik bilirkişi heyetinin üçüncü raporunu tamamlayarak mahkemeye sunduğunu ifade ederek, bilirkişi ek raporuna karşı beyanları aldı.
Müşteki avukatları, bilirkişi heyetinden teknik incelemenin, bilimsel çalışmanın ve patlamanın yaşandığı maden ocağında keşif yapılıp yapılamayacağıyla ilgili görüşlerin yer aldığı kapsamlı rapor beklemelerine rağmen soruşturma aşamasındaki kanaatlerin devamı niteliğinde rapor hazırlandığını belirtti.

Ses kayıtları dinletildi
Merkezi Gaz İzleme İstasyonu’ndan alınan ve işletme müdürünün talimatıyla üretim için metan sensörlerinin iptal edildiği yönündeki ses kaydını dinleten müşteki avukatları, gaz izleme personelinin, iş güvenliği uzmanı Volkan Soylu’ya metan gazının yüzde 5 seviyesini geçtiği yönünde bilgi vermesine rağmen üretime devam edilmesi yönünde talimat verildiğine ilişkin ses kaydını da dinletti. Müşteki avukatları, faciadan önceki 1 yıl içerisinde patlamanın meydana geldiği maden ocağındaki telsiz konuşmaları ile çalışanlar arasındaki telefon konuşmalarının yer aldığı ses kayıtlarını mahkemeye sunulduğunu ifade ederek, işçilerin göz göre göre ölüme götürüldüğünü savundu. Yeniden bilirkişi heyeti oluşturulması talebinde bulunan müşteki avukatları, keşif yapılamaması ve ses kayıtlarının yer aldığı yeni delillerin de değerlendirilerek tutuklu sanıkların mevcut halinin devamını talep etti.
Suçlamaları kabul etmeyen sanık ve sanık avukatları, tutukluk sürelerini de göz önünde bulundurularak sanıkların tahliyesini talep ederek ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasaklarının kaldırılmasını istedi.

Maske ve metan gazı tespit cihazları uygulamalı gösterildi
Tutuklu yargılanan sanıklardan olan ve İş güvenliği uzmanı Volkan Soylu’nun talebi üzerine salonda oksijenli ferdi kurtarıcı gaz maskesiyle, eğitim maskelerini gösterildi. Her iki maske açılarak arasında fark olmadığı gösteren Soylu, maske eğitimlerin de yeterli olduğunu savundu.
Soylu’nun talebi üzerine maden ocağında kullanılan vakvak olarak ifade edilen gaz ölçüm cihazı ile maden ocaklarında kullanılan metan gazı ölçüm sensörleri de mahkemeye getirildi. Metan gazı tespit anında sensörlerin verdiği alarm sesi ve titreşimi mahkemeye dinleten Soylu, olay müşteki avukatlarının soru üzerine olay gününde de 4 adet gaz ölçüm cihazı ve sensörün ilgili çalışanlara dağıtıldığı ve teslim alındığına dair kayıtların olduğunu kaydetti.
Uyarı cihazlarının mahkeme heyetine gösterilmesinin ardından ise toplanarak, adliye dışına çıkarıldı. Gazeteciler, adliyeden çıkarıldığı esnada cihazları görüntülemek istedi. Cihazların bulunduğu kutuyu taşıyan görevlinin, gazetecilerin görüntü almasını önlemek amacıyla sürekli yön değiştirmesi dikkat çekti. Cihaz Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait bir araca konularak, kuruma götürüldü.

Ses kaydına savunma yapmadılar
Avukatların ses kayıtlarıyla ilgili sorusuna ise Soylu, "Kayıtlarda ne denildiği tam olarak anlaşılmıyor. Ayrıca sadece telefon görüşmesinin önü arkası alınmadan sadece belli bir bölümün dinletilmesiyle genelleme yapılmamalı" şeklinde konuştu.
Balık ziyafeti için aceleci davrandıklarını iddia etti
Sanık avukatları maden işçilerinin olay günü yaşananlarla ilgili verdiği ifadelerde balık ziyafeti planladıklarını ve balık yemek için erkenden ocağa girerek, hızlı ve aceleci bir şekilde işlerini yapmaya çalıştıklarını iddia etti. Maden işçilerinin ifadelerini mahkeme heyetine hatırlatmak için tek tek okuyan sanık avukatları, hayatını kaybeden maden işçilerinin güvenlik tedbirlerini ihmal etmesi nedeniyle patlamanın meydana gelmiş olabileceğini ifade etti. Duruşmaya katılan 43 madencinin yakınları ise sanık avukatlarının savunmalarına tepki gösterdi

Ara karar verildi
MAra kararını açıklayan mahkeme heyeti, "muhtemel kastla öldürme" suçundan yargılanan sanıklar dönemin TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, iş güvenliği ve eğitim başmühendisi Volkan Soylu, başmühendis Mehmet Tural’ın tutukluluk halinin devamına, "bilinçli taksirle öldürme" suçundan yargılanan ve önceki duruşmada tahliyelerine karar verilen kartiyelerden sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman’ın ev hapsi ve yurt dışına çıkış yasağı tedbir kararının devamına karar verdi.
Ailelerden tepki
Patlamada hayatını kaybeden madencilerin yakınları mahkeme sonunda ve adliye çıkışında ise sanıklara ve sanık avukatlarına tepki gösterdi. Madenci yakınları 2 yıldır mahkemenin devam ettiğini belirterek, olayın sorumlularının cezalandırılmasını istedi.
Müşteki avukatlarından basın açıklaması
Müşteki avukatları ise adliye çıkışında, faciada hayatını kaybeden madencilerin isimlerinin yer aldığı afişi açarak, basın açıklaması yaptı. Avukat Melike Polat, ses kayıtlarında, benzer olaylarda maden ocağındaki devre kesicilerin çalışmadığını, elektriklerin kesilmediğini, çalışmanın durdurulmadığı, işçilerin tahliye edilmediği gibi konuların net bir şekilde ortaya çıktığını ifade etti. Polat, sanık Volkan Soylu’nun talebi üzerine maske kullanımının gösterilmesi ile ocakta kullanılan gaz ölçüm ve uyarı sistemlerin gösterilmesini şov olarak niteledi. Avukat Polat, madencilerin balık yaptığı yönündeki iddialarla ilgili ise suçun hayatını kaybeden madencilerin üzerine atılmak istendiğini ifade etti.
Dava dosyasının, esas hakkında mütalaa hazırlanmak üzere savcılığa gönderilmesini de kararlaştıran heyet, duruşmayı 13 Aralık’a erteledi.
TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de meydana gelen maden faciasında 43 işçi hayatını kaybederken 9 madenci de yaralanmıştı. Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir’in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı. Zanlılardan Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, iş güvenliği ve eğitim başmühendisi Volkan Soylu ve başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 kişiye adli kontrol hükümleri uygulanmış, zanlılardan 3’ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9’u savcılık sorgularının ardından salıverilmişti. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında ise soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti. Hazırlanan savculuk iddianamesinde ise tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural hakkında 42 kez "muhtemel kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050’şer yıla kadar, 4 kez "muhtemel kastla yaralama" suçundan da 4 yıl 16 aydan 12’şer yıla kadar hapis cezası talep edilmiş, 4 sanık hakkında iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062’şer yıla kadar hapis cezası talebinde bulunulmuştu.
İddianamede diğer 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edilmişti.

blankNöbetçi Eczaneler

Gülşen Eczanesi
Gülşen Eczanesi
Adres

Candaroğlu Mahallesi, Hastane Caddesi, No:7 Karabük-Eflani

Telefon

(370) 461-2331

Eskipazar Eczanesi
Eskipazar Eczanesi
Adres

Merkez Mahallesi, Cami Caddesi, No:16 Eskipazar / Karabük

Telefon

(370) 818-3737

Doğa Eczanesi
Doğa Eczanesi
Adres

100. Yıl Mahallesi, Karabük Kastamonu Yolu Üstü Sokak No:59/D Merkez / Karabük

Telefon

(370) 502-0052

Ömür Eczanesi
Ömür Eczanesi
Adres

Bayır Mahalle Kemal Günes Caddesi No:167/A Karabük

Telefon

(370) 424-5714

Cemal Mızrak Eczanesi
Cemal Mızrak Eczanesi
Adres

Esentepe Mahallesi, Esendere Sokak No:14/1 Safranbolu-Karabük

Telefon

(370) 725-2547

Yeni Zümrüt Eczanesi
Yeni Zümrüt Eczanesi
Adres

İsmetpaşa Mahallesi, Doruk Sokak, No:8/B Yenice / Karabük

Telefon

(370) 766-4500