Şelaleler stresten uzaklaştırıyor
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Haziran, 2024 00:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Şelaleler stresten uzaklaştırıyor

DÜZCE(İHA) – Düzce Belediyesi ve Milli Parklar Doğa Koruma Şube Müdürlüğü tarafından düzenlemesi yapılan Aydınpınar Şelaleleri, doğası ve ortamıyla stresten uzaklaştırıyor. Aydınpınar Şelaleleri sınavlar öncesi öğrencilerin moral depolama noktası oldu. Öğrenciler yoğun sınav dönemleri öncesinde Aydınpınar Şelalelerinde stresten uzak günler geçiriyor.
Düzce’nin Aydınpınar köyünde bulunan ve doğa tutkunları tarafından tesadüfen bulunan ve peş peşe şelalelerden oluşan Aydınpınar Şelalesi Tabiat Parkı, Türkiye’nin her bölgesinden ziyaretçi akınına uğruyor. Özellikle İstanbul ile Ankara arasında yer alan ve ulaşımı kolay olan ormanların içindeki şelaleler, hayatın stresinden kurtulmak isteyenlerin yoğun ilgi gösterdiği mesire alanları arasında yer alıyor.

Mangal ve şelale gezisi cezbediyor
Aydınpınar Şelaleleri dinlenmek, iş ve okul stresinden uzaklaşmak için gelenler için farklı alternatifler sunuyor. Özellikle Gürgen, meşe, kestane gibi karışık yapraklı orman ağaçlarının arasından şelalelerin bulunduğu bölgeye serin yollardan ilerlerken isteyenler ise Düzce Belediyesi’ne ait tesislerde çay ve kahvelerini yudumlayabiliyorlar. İsteyenler ise yine mesire alanlarında bulunan ocaklarda mangal yaparak günlük yaşamın getirdiği yorgunluktan uzaklaşabiliyorlar. Şelalelerin bulunduğu alanda mangal keyfi de sunması ise Aydınpınar Şelalelerini diğer şelalelerden öne çıkartıyor.

Öğrenciler sınav stresini atıyor
Aydınpınar Şelalelerini Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen öğrenciler de stresten ve yaşamın getirdiği yorgunluktan uzaklaştırdığı için tercih ediyorlar. Öğrenciler, özellikle Aydınpınar Şelalelerinin sınav kaygısını ve stresini aldığını belirtiyor.
Yiğit Efe Koş; “Okulda sınav haftamız başlıyor. Öncesinde kafamız dağılsın diye buraya geldik. Daha öncede gelmiştim ama bu kadar gelişmemişti. Şimdi çok daha güzel olmuş. Çok güzel doğayla içiçe eğleniyoruz. Güzel bir yer” dedi.
Üniversite öğrencisi Hüseyin Karaüç ise; “Arkadaşlarımızla birlikte gezilecek yerler arıyorduk. Bu hafta sınav haftamız. Stresten dolayı kendimizi doğaya atalım, biraz kafamızı dinleyelim dedik. Araştırdık. En yakın yer Aydınpınar Şelaleleriydi. Aslında hiç görmediğimiz bilmediğimiz yerdi. Yorumlara göre hareket ettik ama iyi ki de gelmişiz. Çünkü doğası çok iyi. Şelalesi var, mangal yapılabiliyor. Baya aile ortamı var burada. Çok memnun kaldık. Yakında başka yerlerde var ama en sevdiğimiz yer burası şu anda. İlerleyen zamanlarda buraya mangal yapmaya da geleceğiz. Kocaeli’den geldim. Orada da böyle yerler var ama burasının ayrı bir havası var çok etkilendim. Genellikle şelalesi olan yerlerde mangal yakılmıyor. Burada hem mangal yapabiliyorsunuz hem temizliği çok iyi. Güvenlikli bir yer. Birde her yerde aile ortamı var. İnsanlar çocuklarını alıp buraya gelebiliyorlar” diye konuştu.
Düzce kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Aydınpınar Şelalesi Tabiat Parkı, arka arkaya dökülen 5 şelaleden oluşuyor. Yürüyüş parkurlarına da sahip olan tabiat parkında gürgen, meşe, kestane gibi orman ağaçları arasından ziyaretçiler çeşitli doğa aktiviteleri ile mangal da yapabiliyor. Özellikle hafta sonları ziyaretçi akınına uğrayan şelaleleri ziyarete gelenler bol bol fotoğraf çektirdi, mangal yaparak doğanın tadını çıkardı.

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?
blank
İlyas Erbay tarafından
22 Aralık, 2024 14:39 tarihinde yayınlandı
A+ A-

BUNU KİM HAZMEDEBİLİR?

Ülkemiz küresel, fırsatçı vampirler tarafından sömürüldüğü sürece, ekonomide düzelme beklemek saflık olur. Sadece küresel vampirler değil, kanımızı emen, aç gözlü aşağılık vampirlerden kendi içimizde de var. Hem içeriden hemde dışarıdan sürekli sömürülüyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu sömürü düzeninden kurtulmak zorundayız. Ülkenin bu sarmaldan bir an evvel çıkması gerekiyor.

Değerli okuyucularım, ülkemizin küresel para baronları ve büyük sermaye sahipleri tarafından yıllardır nasıl sömürüldüğünü 2 yıl önce kaleme aldığım bir makalemde o günün rakamlarıyla basitçe anlatmıştım. Şimdi, güncel rakamlarla, herkesin anlayabileceği bir şekilde bir kez daha bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Konunun daha iyi anlaşılması için, öncelikle, şu iki soruyu tekrar soralım.

1.) Bu kadar büyük parayı, daha doğrusu vurgunu dünyanın hangi ülkesinde yapabilir siniz?

2.) Bu para kimden çıkıyor?

Dolar düşüyor, ekonomi uçuyor! Dolar yükseliyor, ekonomi batıyor!
Öyle mi acaba? Buyrun bakalım! Yükselse de, düşse de birileri sürekli kazanıyor, kaybeden hep ülkemiz!

Düşük kur, yüksek faiz/Yüksek kur, düşük faiz! Yıllardır bu ikisi arasında gidip geliyoruz. Birilerinin işine gelen de işte bu!
Her ikisinin de düşük olması için üretime dayalı güçlü bir ekonomiye sahip olmak gerekiyor. Bu dalgalanma devam ettiği sürece güçlü bir ekonomiden söz edemezsiniz.

İçimizdeki ve dışarıdaki para baronları sürekli pusudalar. Bekledikleri fırsat ortamı; doların tavan yapmasıyla yine oluşmaya başladı. Eee, ne demişler? “Bekleyen derviş muradına erermiş”
1 dolar şu anda 35 ₺ Muhtemelen, harekete geçmek için biraz daha yükselmesini bekleyecekler. Aslında beklemelerine de gerek yok. 35₺ iyi bir rakam.

Biz doların 40₺ TL. olduğunu varsayalım. 100 milyon doları olan bir küresel yatırımcıyı örnek alalım. ( bu içimizdeki para babalarından biri de olabilir) Bunlar bu gün itibariyle, dolarlarını bozdurduklarında, karşılığında; 100 milyon dolar x 40=4 milyar TL elde edecekler. Malûm, şu anda TL mevduat faizleri % 50 seviyelerinde. Bizim yatırımcı, daha doğrusu fırsatçı vampir 100 milyon dolarını bozdurarak aldığı 4 milyar lirayı % 50 den, TL. mevduat faizine bağladığında, 6 ay sonra 1 milyar TL. faiz geliri elde edecek ve parası 5 milyar TL. olacak. Oyununun 2. perdesi işte tamda burada başlıyor. 5 milyar TL yi tekrar dolara çevirip karşılığında 125 milyon dolar alacak. Yani 100 milyon doları 6 ayda 125 milyon dolar olacak. 100 milyon doları kendi ülkesinde faize koysaydı, 6 aydaki getiri 2 milyon dolar civarında olacaktı.
Bizde ne oldu? 25 milyon dolar.
Belki farkettiniz. 6 aylık sürede doları TL karşısında sabit tuttum. Biraz yükseldiğini, 45 ₺ olduğunu varsaysak bile arada uçurum var! 100 milyon doları olmayan biri de ülkesinde %4 -%5 faizle bu parayı temin edip bu büyük fırsattan yararlanabilir. Ülkemizdeki elde ettiği 125 milyon dolardan çektiği kredinin 6 aylık faizi olan 2 milyon doları ve ana parayı aldığı bankaya ödediğinde, cebine en az 22-23 milyon dolar kalır ki, 6 ayda çok büyük getiri.

Ülkemizdeki bu fırsat ortamı küresel para baronlarının iştahını kabarttığı için, zaman zaman hızlı bir şekilde ülkeye çok yüksek miktarda sıcak para girişi oluyor. Ekonomide, sıcak paraya bağlı, suni, geçici bir canlanma hemen kendini gösteriyor. Yalaka basın her zaman olduğu gibi yine “Ekonomide bahar havası” manşetleri atıyor.

100 milyon dolara dünyanın neresinde; bu kadar kolay, bu kadar kısa sürede, 25 milyon dolar getiri elde edebilirsiniz? Böylesine büyük bir vurgunu yapabileceğiniz tek bir ülke var. TÜRKİYE
Örneği 100 milyon dolar üzerinden verdim. Aslında rakam korkunç boyutlarda.

Bu faiz kur oyunu; yıllardır bu şekilde oynanıyor. Küresel para baronları ile birlikte içimizdeki para babaları sürekli kanımızı emiyor. Olan zavallı Türk halkına oluyor! Zaman zaman notlar alırım. Arşivlerime baktım. Aynı oyun; 2020 yılında da oynanmış. doların tavan yaptığı Kasım 2020 de. 1 $ = 8.567₺ yi görmüş. O zamanda bu küresel vampirler ülkemize çökmüşler. 4 ay sonra dolar 6.95 TL ye düş(ürül)müş. Ülkenin milyarlarca doları yine bunların cebine akmış!

Bu şekilde gelen yabancı sermayenin faydadan çok zararı vardır. Yabancı sermayeyi, yatırım amaçlı, istihdam yaratacak şekilde çekebilirsek ancak o zaman ülkeye bir faydası olur.

İşin özeti şu; bu bir kısır döngü. dolar yakında tekrar düşecek, sonra tekrar yükselecek. Faiz / kur karşılıklı oyna(tıl)maya devam edecek. Küresel vampirler ( içimizdeki para babası vampirler de dahil ) kanımızı emmeye devam edecekler. Tam bir win win durumu ! Şimdi yukarıda sorduğum iki soruyu tekrar okuyun ve yanıt verin. Bunu hangi akıl, vicdan kaldırabilir? Bu ülkenin bir vatandaşı olarak bunu hazmedemiyorum, öfke doluyum. Ülkemizin sömürülmesine neden olan, bu fırsat ortamını yaratan; küresel oyun kuruculara ve içimizdeki işbirlikçilerine söyleyecek söz bulamıyorum!

Ekonomist değilim, bunları görmek için ekonomist olmaya da gerek yok. Haddim olmayarak alanlarına girdim kusuruma bakmasınlar!
Aslında, biraz sorgulamak, araştırmak yeterli. Araştırmadan, sorgulamadan ekonomi iyi, dolar düşüyor. Aaa dolar yükseliyor batıyoruz diye düşünenlere; ülkemizin nasıl sömürüldüğünü umarım anlatabilmişimdir.

Mehmet gider, Ahmet gelir. Hafize gider, Pakize gelir, bu döngü bitmez! Bu acımasız kısır döngüden, bu girdaptan kurtulmanın tek bir yolu var. ÜRETMEK. Aksi halde kurtlar sofrasında yem olmaya devam ederiz.

İlyas Erbay

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.