Gazeteci İlhan Alpboğa Birlik Medyada katıldığı canlı yayında geçtiğimiz günlerde gazetemizde de haber konusu olan Tıp Fakültesi Hastanesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"Hasta müşteri mi?" diye sorgulayan gazeteci Alpboğa, Karabük'e de bir Devlet Hastanesi yapılması gerekliliğinin altını çizdi.
Gazetemizde yer alan "Tıp Fakültesi Hayal Oldu" başlıklı haberimize atıfta bulunan gazeteci İlhan Alpboğa, Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık'ın Tıp Fakültesi Hastanesi kurulamayacağı yönündeki açılamasını doğru bulmadığını ifade ederek, "Birilerinin desteği ile gelirsen ufkun o kadar olur. Seni itekleyenler sana sufle yapar. Sen de onların suflesine göre hareket etmek zorunda kalırsın" dedi.
Geçmişte görüştüğü rektör adaylarından bir tanesinin Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile konuştuğunu ve Rektör olması halinde Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yapılacağının sözünü aldığını belirten Alpboğa açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Birilerinin desteği ile gelirsen ufkun o kadar olur. Seni itekleyenler sana sufle yapar. Sen de onların suflesine göre hareket etmek zorunda kalırsın. Üniversitemiz kötü haberlerle duyulmasın. Üniversitemiz bilimsel kalitesiyle, yayınlarıyla, şehre katkısıyla, akademisyenlerinin kalitesiyle anılsın. Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki istatistiklere baktığında sadece Karabük’ten hasta gelmiyor. Hasta bulunamaz diye bir şey yok. Bu şehrin önceliği havaalanı değil. Buradan Şefik Amca’ya bir çağrıda bulunayım, Karabük’e Tıp Fakültesi binası yapsın. Türkiye’de şehir hastaneleri kavramı geliştirildi. Belli yerlerde devasa hastaneler yapıldı. Yap-işlet-devret modeliyle 17 tane şehir hastanesi yapıldı. Bu 17 tane hastaneye bu yılın ilk 5 ayında 34,8 milyar lira hizmet ve kira bedeli olarak ödendi. Bu para ile Karabük’e 14 tane dışkapı hastanesi yapılabilirdi. Son 5 ayda bu hastanelere ödenen parayla 95 bin yatak kapasiteli 190 tane devlet hastanesi yapabiliyoruz. Karabük’e Devlet Hastanesi de yapılabilir, Tıp Fakültesi Hastanesi de yapılabilir. "
>>>VİDEO<<<
Bolu’nun İzzet Baysal’ı varsa Karabük’ün de Şefik Dizdar var!. Bolu’da ne tarafa dönseniz rahmetli İzzet Baysal’ın bir eserini görüyorsunuz. Tüm Bolu halkının sevgisini ve dualarını kazanmış . Ne güzel hayırla anılmak. Varlık sahipleri için bundan daha güzel bir şey var mı? Malı mülkü veren Allah kulunun onu nasıl harcadığını da elbetteki soracaktır. Kefenin cebi yok. Umarım Sn. Dizdar hayır işlerinde rahmetli İzzet Baysal’ı geride bırakır. İşte fırsat!
Samsun’un Çarşamba ilçesinde Çarşamba Devlet Hastanesi tarafından hayata geçirilen "Hasta Okulu Projesi" kapsamında eğitimler başladı. Vatandaşlara fiyatsız olarak hizmet veren proje, bölgede bir birinci olma özelliği taşıyor.
Hasta Okulu’nun birinci dersini Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Fatma Selen Ala Çıtlak verirken, eğitime Başhekim Dr. Öğr. Üyesi Aykut Özturan da katıldı. Proje hakkında bilgi veren Dr. Özturan, "Toplumda kronik hastalık tanısı alan bireylerin sayısı giderek artmakta. Bu hastalıklar kesin tahlile kavuşmasa da, ömür stili değişiklikleri ve uygun tedavilerle kontrol altında tutulabiliyor. Hasta Okulu ile hastalarımıza ve yakınlarına, yaşadıkları sıhhat problemlerinde bilgi dayanağı sağlamayı, farkındalık kazandırarak hayat kalitelerini artırmayı hedefliyoruz" dedi.
İlk dersin konusunun KOAH hastalığı olduğunu belirten Özturan, "KOAH hastalarının tedaviye ahengi, atak sıklığı ve aygıt kullanımı hususlarında bilinçlenmeleri büyük kıymet taşıyor. Bu eğitimler sayesinde hastalarımız daha şuurlu hareket edebilecek. Projenin devam edeceğini ve tüm vatandaşların iştirakine açık olduğunu belirtmek istiyorum" diye konuştu.
Uzm. Dr. Fatma Selen Ala Çıtlak ise eğitimde KOAH hastalığında atakların azaltılması için dikkat edilmesi gerekenler ile ilaç ve aygıt kullanımına ait kıymetli bilgiler paylaştı. Derse katılan hastalar, uygulamadan mutlu kaldıklarını tabir etti.
İlyas Erbay
•Bolu’nun İzzet Baysal’ı varsa Karabük’ün de Şefik Dizdar var!. Bolu’da ne tarafa dönseniz rahmetli İzzet Baysal’ın bir eserini görüyorsunuz. Tüm Bolu halkının sevgisini ve dualarını kazanmış . Ne güzel hayırla anılmak. Varlık sahipleri için bundan daha güzel bir şey var mı? Malı mülkü veren Allah kulunun onu nasıl harcadığını da elbetteki soracaktır. Kefenin cebi yok. Umarım Sn. Dizdar hayır işlerinde rahmetli İzzet Baysal’ı geride bırakır. İşte fırsat!