Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
14 Ağustos, 2024 12:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Samsun, ’elektrikli otomobil üssü’ olmaya hazırlanıyor

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ile Samsun Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (SOYS) arasında imzalanan protokol kapsamında, otomotiv sektörü için teknik personel yetiştirmeye yönelik ‘Otomotiv Elektrikçisi Temel Eğitimi’ sona erdi. 19 kursiyer sektöre hazır hale geldi.
Samsun’da otomotiv sektöründe nitelikli teknik eleman ihtiyacını karşılamak üzere, yürütücülüğünü Sürekli Eğitim Merkezi’nin (OMÜSEM) üstlendiği 96 saatlik mesleki eğitim programı, 19 kursiyerin katılımıyla başarıyla tamamlandı. Programı başarıyla tamamlayan kursiyerler için OMÜ Senato Salonunda gerçekleşen törenle belgeleri verildi.

Rektör Ünal: “Elektrikli araç konusunda Samsun’un bir üsse dönüşmesine katkı sağladık”
Programın açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Eğitim alan ve aldığı eğitimle meslek hayatında yeni bir aşamaya geçecek olan arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Bu süreç hem üniversite olarak hem de sektör olarak iki tarafı da heyecanlandırdı. Sektörle iş birliği anlamında örnek gösterilebilecek, bizim açımızdan çok değerli bir çalışmaydı. Bu nedenle üniversitemize teşekkür ediyorum. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin bu süreçteki rolü, bölgenin gelişimini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak nitelikli eğitimler üretmek, bu eğitimleri personeliyle beraber sunmak ve ardından bu süreci belgelendirmektir. Bugün başarıyla tamamladığımız bu kurs nedeniyle oldukça mutluyuz. Samsun ve sektör açısından önemi; elektrikli araç konusunda Samsun’un bir üsse dönüşmesine katkı sağlayan, güven veren bir arkadaş grubumuz oldu. 5 ay süren çalışma sürecek. Bundan sonra değişen teknoloji ve bilgi, birikim bu çalışmanın tekrarlanmasını gerekli kılacaktır” dedi.

“Bu eğitim, sadece bir başlangıç aşamasıydı”
Verilen eğitimlerin ileride de devam edeceğini belirten Rektör Ünal, “Elektrikli araçlar konusunda ustalarımızı ve sektörde hizmet veren arkadaşlarımızı, yeni bilgi ve teknolojiyle buluşturmak; herhangi bir risk oluşmaksızın onları eğitmek arzusuyla SOYS’la yaptığımız bir protokol çerçevesinde bu süreci başlattık. Bugün, 5 ay süren ve 96 saatlik bu eğitim programını tamamlamış bulunuyoruz. Ancak bu eğitim, sadece bir başlangıç aşamasıydı. Bundan sonra sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli eğitimler yeniden planlanarak devam edecek ve yeni adaylar bu sürece katılacak” diye konuştu.

Koçak: “Elektrikli araçlar anlamında önemli adımlar atılacak”
SOYS Başkanı Mehmet Akif Koçak ise “Üniversitemizle birlikte bu programın sadece bir başlangıç olduğuna inanıyorum. İnşallah bu programın devamı da gelecektir. Şu anda elektrikli otomobiller gündemde. Şehrimiz Samsun’da da bu alanda önemli adımlar atılacağını düşünüyorum. Şehrimizde de bu eğitimi başlattık ve elektrikli araçlar konusundaki çalışmalarımıza devam ederek güzel işler başaracağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu.
Kursiyerler ise aldıkları eğitimlerin sektörel bazda kendilerine çok büyük kazanımlar kattığını söylediler.
Program, Rektör Ünal’ın eğitimi başarıyla tamamlayan kursiyerlere sertifika vermesiyle sona erdi. Programa ayrıca OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selim Eren, akademisyenler ve sertifika almaya hak kazanan kursiyerler katıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fikret Gökçe tarafından
26 Ağustos, 2025 13:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

BÜYÜK TAARRUZ VE GEÇİCİ KÜRT HÜKÜMETİ (!)…

26 Ağustos 2025

26 Ağustos 2007 günü Şuhut’ta Hacıvelilerin kerpiç konağının ikinci katındaydım. O’nun tahta iskemlesine oturdum, taarruzun son hazırlıklarını yaptığı, “ Haydi Muzaffer, haritaları topla, gidiyoruz “ diyerek kalktığı masayı ellerimle okşuyordum. Sanki hepsi; O, Fevzi, İsmet ve Muzaffer Paşalar masanın çevresinde ve ayaktaydılar.

Türkiye Muharip Gaziler Derneği Genel Başkan yardımcısıydım. Genel Başkanımız (E) P. Alb. Feridun Çelenk ve P. Alb. Aziz AKAL’la birlikte benim arabayla gitmiştik Şuhut’a. Gece saat 12.00’de başladığımız zorlu yürüyüş sonunda sabaha karşı 04.00’e doğru zirveye, O’nun Büyük Taarruzu başlattığı noktaya gelmiştik.

Akşehir’deki Batı Cephesi Karargahı’nda ordu komutanlarıyla birlikte son toplantısını yaptıktan, taarruz gününü kararlaştırdıktan sonra yanındakilerle gündüz ağaçlıklar altında gizlenerek geceleri sessiz ve gizlilik içinde 24 Ağustos 2022’de Şuhut’a ulaştılar. 25 Ağustos gece yarısı Kocatepe’ye doğru evden ayrılırken, “ALLAH TÜRK MİLLETİNİ VE ORDUSUNU KORUYACAKTIR. RABBİM YUNANLILARIN KAZANDIĞINI GÖSTERME BANA. ONLAR KAZANACAKSA GÖK KUBBE BAŞIMA YIKILSIN. ANAM DUA ET BİZE, DUA ET BİZE ANAM “ diyerek Yüce Tanrı’ya yakarıyordu.

Öte yandan 1922 yılı yaz aylarına girerken psikolojik harp tekniklerine de başvuran düşman, adam ayartarak! hain bulmaya çalışıyor, çeşitli vaad ve çıkarlar sunarak yandaş ve yataklık yapacak kişiler arıyordu. Mustafa Sabriler, İskilipli Atıf Hocalar, Ali Kemaller. Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz Muhipler Cemiyeti gibi kuruluşlar ile Yunan uçakları da boş durmuyor, cephelerimizin ve yerleşim birimlerinin üzerinde uçarak önceden hazırlanmış bildiriler atıyor, bunlarla halkın umut ve direncini kırmaya çalışıyor, isyana teşvik ediyorlardı. İngilizlerin teşviki, Yunanın desteğiyle kurulan “GEÇİCİ KÜRT HÜKÜMETİ “ adına hazırlanan bu bildiriler camilerde bile dağıtılıyordu.

İŞTE BU BİLDİRİLERDEN BİRİ :
“Necip Kürt Milletine. Ey Kürtler inayeti bari ruhaniyet peygamberi ile asırlardan beri esaret altında inleyen Kürt Milletinin mukaddemei istihlası ve müstakil Kürt Devletinin esası olan Kürt Hükümeti Muvakkatası’nın teşkilini bütün vatandaşlara tebliğ ile kesbi şeref eyleriz.
Vatandaşlar, bütün Kürdistan dahilinde hareketi milliyenin inkişafı ile hükümetimizin teşkili kat’isi hakkında yapılacak muazzam teşebbüsün zaman icrası pek yakındır. Ancak bu teşebbüs bütün vatandaşların ayrı ayrı mahzarı muaveneti olmadıkça tahakkuk edemez. Her Kürt vatanı için bu emri azimde büyük ve küçük birer vazife ile mükelleftir. Bunu ihmal edecek olanları tarih tel’in edecektir. Maazallah bu fırsatı kaçıracak olursak yarınki neslin huzurunda müerrim ve müttehim mevkiinde kalacağız. Çünkü bu azim fırsat bir daha ele geçmez. Vatandaşlar, sizin şimdilik yapacağınız hizmet basit fakat mühim ve muazzamdır.
Siz Mustafa Kemal’e karşı harbeden Yunan ordusuna muhasım bir vaziyet almaktan ve Mustafa Kemal lehine olarak harbe iştirakten tamamı ile içtinap etmelisiniz. Çünkü Mustafa Kemal ile harbeden Kürtlere karşı hiçbir husumetleri yoktur ve olamaz. Bilakis Huruç Ali Elsultan’a cür’et eden Mustafa Kemal, Halifeyi Müslimin hazretleri tarafından Kürtlere bahşolunan muhtariyet ve istikbali gasp etmektedir. Bundan sarfınazar, Mustafa Kemal’in istiklal ve daha doğrusu engizisyon mahkemelerinin idam ettiği Kürtlerin miktarı binleri çoktan tecavüz eylemiştir. Vatandaşlar, halife asisi Mustafa Kemal’i imha ve Kürt Hükümetinin teşkilini tesbit etmek üzere cümleniz bulunduğumuz yerlerde isyankar ihtilaller tertip ediniz, ta ki ağırlığı günden güne çoğalan bu esaret gömleğini yırtıp atalım. Çünkü esir olmak, mazlum olmak kadar ve belki daha büyük bir cinayettir ki cezası idamdır. Vatandaş, yakında resmen ilan olunacak Kürt Hükümeti sancağı altında kucaklaşmak ümidiyle cümlenizden ve cümlemizden himmet ve gayret bekliyoruz.”
Geçici Kürt Hükümeti.

110 yıl önce kurdurdukları sözde Geçici Kürt Hükümeti’yle birlikte Yunan’ın başaramadığı bu alçak projeyi, sonraki yıllarda başta İngiltere ve ABD olmak üzere dost bildiğimiz ülkeler sürdürüyor ve bugün yüzyıllardır birlikte yaşadığımız Kürt vatandaşlarımızı ayrıştırma ve yurdumuzu bölünme noktasına getiriyorlar.

Şimdi de “ BARIŞ “ adı altında asıl amaçları olan Türkiye’yi parçalamak ve yeniden 600 yıllık imparatorluğu paramparça ettikleri günlere dönmek istiyorlar. Ne diyor ABD Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom BARRACK ? “TÜRKİYE İÇİN EN İYİ SİSTEM OSMANLI MİLLET SİSTEMİDİR “. Ne buyurdunuz Sayın Büyükelçi ? Büyük ATATÜRK’ün önderliğinde kanla, canla kurulan bu devlet, 110 yıl önceki başkanınız Wilson’un istediği gibi, Kürdistan, Ermenistan ve Lazistan gibi parçalara mı ayrılsın ? BÜYÜK TAARRUZ’UN GURUR VE COŞKUSUNU YAŞADIĞIMIZ BU ONURLU GÜNLERDE “ NAH (!) YAPARSINIZ…”

Buna en güzel yanıt, 1990’lı yıllarda MHP Ankara İl Başkanı iken tanıdığım, daha sonra TBMM Başkanı olan Sayın Ömer İZGİ’den geldi. “ BARIŞ DİYORLAR. BEN KİMSEYE DÜŞMAN DEĞİLİM, NEYLE BARIŞACAĞIM. ELİNE SİLAH ALANLAR, ÜLKEYE KAST EDENLER AFFEDİLİP HAYATIMIZA GİREMEZ.” derken “ Barışın Mimarı (Bebek Katili) Sayın ÖCALAN’dır diyenlere ve O’nu serbest bırakmayı düşünenlere gönderme yapıyordu.

Büyük Taarruz’un yıldönümünü kutluyor ve Başta ATATÜRK olmak üzere silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve saygıyla anıyorum.

Fikret GÖKÇE

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.