Karabük Postası tarafından
29 Nisan, 2015 14:28 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 5dk
Yorum: 0

Şahin: “Vergili Ucuz Politika Yapıyor”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Türkiye ve yerel gündeme dair açıklamalarda bulundu. Belediye Başkanı Rafet Vergili'nin son günlerde yaptığı açıklamalarla ilgili Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Şahin, Vergili'nin açıklamalarının kendisi ile çeliştiğini ifade ederek, "Rafet Bey her konuşmasında hükümetten destek aldığını, hükümetin eşit davrandığını ve parası olduğunu söylüyor, Rafet Bey yaptığı açıklamalarla kendisi ile çelişiyor, doğrusu yakıştıramadım" dedi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Gazetecilerle basın toplantısında bir araya geldi. Yerel ve Ülke gündemine dair açıklamalarda bulunan Şahin, özellikle son günlerde Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin açıklamaları ile ilgili olarak gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Öncelikle 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimlerinin Türkiye ve Karabük’e hayırlı olması temennisinde bulunan Şahin, Seçimlerin geçmişte olduğu gibi tatlı bir rekabet içinde, olgunluk içinde geçmesini temenni etti. Daha sona basın mensuplarının Türkiye ve Yerel gündeme dair sorularını yanıtlayan Şahin, Abdullah Gül’ün yeni bir siyasi oluşum içine girdiği yönündeki soruyu; “ Bu söylem doğru değil. Maksatlı çıkartılmış söylemler. Sayın Gül bu partinin asli unsuru olan arkadaşımız, kardeşimiz. Kendisi de böyle bir şeyin olamayacağını söyledi. Muhalifler bizim birbirime düşmemizi istiyor. İkilik oluşmasını istiyorlar. Ak Parti dün olduğu gibi bugünde birlik ve beraberlik sürecektir. Sayın Gül, şimdiye kadar çok önemli sorumluluklar üstlenmiştir. Şimdi aktif siyasetin içinde değil, ama biz kardeşlerine başarılı olmamız için dua etmektedir” diyerek cevapladı. KKTC AÇIKLAMASI Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın geçtiğimiz günlerde sarf ettiği “yavru vatan olmak istemiyoruz” açıklaması ile ilgili kendisine yöneltilen soruyu Şahin “Yavru Vatan olmak istemiyoruz demekten amacı ne? Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyetini bizden başka tanıyan ülke yok. Başka ülkelerin tanıdığı müstakil devlet, yavru vatan değil de; büyük ve güçlü bir devlet olacağız mı demek istiyor? Böyle düşünüyorsa saygı duyarız. Acaba bu açıklamanın altında başka nedenler mi yatıyor. Rum kesimi gelecekte bir birlikteliği düşünerek mi böyle bir açıklama yaptı. Seçim kampanyası boyunca bu anlama gelen bir takım açıklamalarda bulundu. Yani Avrupa Birliği üyesi Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyetinin içerisinden yer almayı amaçlayan ve böylece orada bizim vatan olarak gördüğümüz toprakları bu birlik içerisinde eritmeyi hedefleyen bir düşünce yapısının mı ürünüdür? Sanıyorum önümüzdeki günlerde Ankara’ya gelecektir. Ziyaretini Sayın Akıncı Ankara’da gerçekleştirecektir. Benim hafızamda beliren bu sorulara ve inanıyorum ki birçok vatandaşımızın hafızasında ortaya çıkan bu sorulara sağlıklı bir cevap vermesini bekliyoruz. Türkiye kondisyon hükümetleri dönemlerinde çok sıkıntılar yaşadım. Nitekim 2002 seçimlerine doğru giderken 3’lü bir kondisyon vardı Türkiye’de, yönetimde. Bu 3’lü koalisyonun Türkiye’yi her alanda hangi noktalara getirdiğini acı acı yaşayan halkımız ya hiç olmazsa bir parti tek başına iktidar olsun, siyasi istikrarı olsun diye 14 yıldır AKP’yi tek başına iktidara getirdi. Ve her girdiği seçimde de oyunu arttırarak tekrar tekrar iktidar imkânı verdi” dedi RAFET BEYE BU KONUŞMALARI YAKIŞTIRAMADIM Şahin; Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin geçtiğimiz günlerde park açılışında yaptığı “Hükümetten destek almıyorum, projelerime destek vermiyorlar engel oluyorlar” şeklindeki konuşmasıyla ilgili yöneltilen soruya “ Ak Parti iktidarında ne yapıldığını gören göz, takdir ediyor.Her yerde yatırımlarımız hız kesmeden devam ediyor. Nüfusa orantıladığınızda en fazla hükümetten yardım alan İl Karabük, vergili siyasi davranmış Oysa ki diğer konuşmalarında hep hükümetten destek aldığını, hükümetin eşit davrandığını Mali sorunu olmayan, para sorunu olmayan Belediyeyiz demişti. Bunları söyleyip, sıralayıp, sonrada böyle konuşuyor. Rafet Beyin konuşmaları birbiri ile çelişiyor. Benim tanıdığım Rafet Vergili’ye bu konuşmaları yakıştıramadım” diye cevap verdi. Devlet demir yolları ile ilgili problemin hatırlatılması üzerine Şahin “ Bana sorun aktarılmadı. Burada sorun var deyip bana gelmedi. Gelirse kapımız açık, geldi de kapıdan mı çevirdik” dedi. KAYAK MERKEZİ Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin Keltepe Kayak Merkezi ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarla ilgili gazetecilerin sorduğu soruya Şahin; “Vaat edip yapamadığımız tek proje Kayak merkezi idi, onu da yatırım planına aldırdık. Söyleyecek bir şey bulamayınca böyle konuşuyorlar. Şimdi Kayak merkezine giden yolda çalışmalar başladı. İnşallah önümüzdeki kışa, aksilik olmazsa kayacağız. Bir aksilik çıkarsa da bir daha ki kışa inşallah.Aslında isterdik ki Rafet Bey Kayak Merkezi ihale edildi, bizimde üzerime düşen varsa yaparız demesine beklerdik. Ucuz Politika yapıyor. Doğrusu yakıştıramadım” diyerek cevaplandırdı 150 YATAKLI EK HASTANE PROGRAMDA VAR AMA YER YOK Karabük’teki Hastanenin yatak kapasitesi ile ilgili soruya da cevap veren Şahin “2002 yılında Özel ve Devlet Hastanesi olmak üzere yatak kapasitesi 665’ti, şu anda 642. Bir hastanede bir odaya 8-10 yatak koyarsanız o kadar kapasite olur. Ama siz bir odaya tek yatak en fazla iki yatak koyarsanız farklı olur. Şimdi bakın Hastane odaları tek yataklı yada iki yataklı. İçinde her şeyi var. Yatak sayısı değil, kaliteye bakacaksınız. Biz kaliteyi yükselttik. 150 yataklı ek hastane yapım işi var. Ama yer yok. Yer sıkıntısı yaşıyoruz. Karabükspor’un sahası var, bize versin bizde ona başka yerden tahsis yapalım. Bizi en çok zora sokan yer konusu. Spor Fabrikası diye Gençlik Spor Bakanlığı Karabük’e yatırım yapmak istiyor, ama yer bulamadık” dedi TIP MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ NEDEN KAPANDI? Karabük Üniversitesi bünyesinde iki yıl önce açılan Tıp Mühendisliği bölümünün neden kapandığına ilişkin soruyu Şahin, “ Zannedersem YÖK tarafından alınan bir karar. Rektörlüğe bildirilmiş. YÖK tarafından gönderilen yazıda “Tıp Mühendisliğinde öğrenim gören öğrencilerin mevcut statüsünün korunması şartı ile Tıp Mühendisliği bölümünün kapatılması, Bio Medikal bölümünün eğitime devam etmesi”şeklinde. Konuyla ilgili Rektörden bilgi alacağım” diye cevapladı. AK PARTİ TEK BAŞINA İKTİDAR OLACAK Türkiye’nin koalisyon hükümetleri dönemlerinde çok sıkıntılar yaşadığını da anımsatan Şahin, “Nitekim 2002 seçimlerine doğru giderken 3’lü bir koalisyon vardı Türkiye’de, yönetimde. Bu 3’lü koalisyonun Türkiye’yi her alanda hangi noktalara getirdiğini acı acı yaşayan halkımız ya hiç olmazsa bir parti tek başına iktidar olsun, siyasi istikrarı olsun diye 14 aylık AK Parti’yi tek başına iktidara getirdi. Ve her girdiği seçimde de oyunu arttırarak tekrar tekrar iktidar imkanı verdi. Şimdi bizim yapmış olduğumuz kamuoyu yoklamaları, yapmış olduğumuz çalışmalarda 7 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin yine tek başına iktidara devam edeceği şeklinde bir sonuç karşımıza çıkıyor. Tabi bizim dışımızdaki siyasi partilerden hiçbirisi tek başına iktidara gelme imkanına sahip olmadıkları için kendi tabanlarına umut vermek amacıyla ‘Evet biz tek başımıza iktidara gelemiyoruz ama AK Parti dışındaki partiler bir araya gelerek bir hükümet kurabiliriz’ şeklinde tabanlarına umut vermek için bu tür söylemler geliştirmeye çalışıyorlar. Nasıl olacak? CHP, MHP, HDP bir araya gelerek koalisyon mu kuracaklar? 55 tane HDP milletvekili çıkarırsa AK Parti’nin sandalye sayısı düşer deniliyor. Bu muhakeme şekli de böyle bir sonuç doğurmuyor” dedi. “HDP BARAJ SINIRININ ALTINDA" Bir gazetecinin "HDP sizce barajı aşabilecek mi?" sorusuna Şahin, “Şu anda elimize gelen anketlere göre baraj sınırının altında gözüküyor. Seçimlere kadar ne olur bilemeyiz. Ancak son zamanlarda özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hala dağlarda faaliyette bulunan örgüt elemanları köylere kadar inerek orada yaşayan vatandaşlarımıza baskı yapıp HDP’ye oy vermeleri konusunda telkinde bulunuyorlar. Bunu güvenlik güçlerimiz, istihbarat birimlerimiz çok yakından takip ediyor. Nitekim Ağrı’da biliyorsunuz ki bu tür bir teşebbüs oldu. Güvenlik güçlerimiz mani oldular. Dolayısıyla Batı'da gelip demokrasi, özgürlük nutukları atmak başka, o bölgede insanlar üzerinde silahla baskı kurarak, masanın altına silah koyup demokrasi görünmek başka bir şey. Ben seçim gününe kadar bu HDP’nin gerçek yüzünün ve niyetinin daha gerçek bir şekilde açığa çıkacağını hatta şu anda anketlerde görünen yüzde 10’a yakın oy oranının düşebileceğini bile tahmin ediyorum. Özellikle İç Anadolu ve Doğu’da zaman zaman bu özgürlükçü ve demokrasi söylemlerinin sorgulanmaya başlandığını görüyorum. O bakımdan umdukları sonucu alamayacaklarının farkındayım ama tabii ki kararı halkımız verecektir. 54 milyona yakın seçmen sandığa gidecek ve bu konu hakkındaki kararlarını vereceklerdir. Onlar ne derse başımız üzerindedir” diye cevap verdi. SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI DEĞERLENDİRMESİ Ermeni soykırımı ile ilgili de konuşan Şahin “tarihi olayları siyasi zemine oturtursanız buradan bir sonuç çıkartamazsınız. Biz arşivlerimizi açacağız dedik. Cumhurbaşkanımız Askeri arşivleri bile açarız dedi. Erivan da açsın bakalım” dedi. Düzenlenen toplantıya; Ak Parti Karabük Milletvekili Osman Kahveci, İl Başkanı Timuçin Saylar, Merkez İlçe Başkanı Muhammet Kaya, İlçe Belediye Başkanları, Teşkilat mensupları katıldılar.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
30 Kasım, 2025 13:12 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

GENEL MÜDÜRE SORUŞTURMA AÇILACAK MI ?

İYİ partili Turhan Çömez; Et ve Süt Kurumu Genel Müdürünün ortağı olduğu Macar şirketi üzerinden son 3 yılda Türkiye'ye 4 milyon kilo et getirdiğini belgelemiş ve konuyu meclise taşımış. Şimdi ne var bunda diyeceksiniz. İddiaya göre(!), kurumun başındaki muhterem kilosunu 7 dolara aldığı etleri başında olduğu ESK na 17 dolardan satmış. Ortağı olduğu şirket bu yolla 40 milyon dolar kazanç(!) elde etmiş.

Bunlar Turhan Çömez'in iddiaları. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem de, benzer iddialarda bulunmuştu.

Bildiğim kadarıyla, Genel müdürlük yada KİT lerde çalışan üst düzey yöneticiler ile akrabialarda bulunmuştu.aları, kurumun ilgi alanındaki bir şirkete ortak olamıyor, yönetimine giremiyor.
Çömez'in iddiasına göre; adam hem şirket kurmuş, hem hissedar hem de yönetici

SORUŞTURMA AÇILACAK MI,
YOKSA YANINA KAR MI KALACAK?

Sn. Çömez'in mecliste belgelerini ortaya koyduğu bu iddia doğru ise vay halimize!
Akla gelen ilk soru şu;

  • Tarım ürünlerinin diğer kalemlerinin ithalatında da buna benzer haksız kazanç sağlayan uyanıklar var mıdır?
  • ESK nın başındaki bu genel müdüre görevden el çektirip hakkında soruşturma açılacak mı? Yada soruşturma sonuçlanan kadar kızağa alınacak mı? Yoksa yanına kar mı kalacak?

NE OLDU ÜLKEMİN SIĞIRLARINA ?

Amerika Tarım Bakanlığı (USDA) 20 Kasım 2025 tarihinde; Türkiye’nin hayvancılığı ile ilgili “Hayvancılık ve Ürünleri” raporunu yayınladı.
Amerika Tarım Bakanlığı raporuna göre Türkiye hayvancılıkta darboğaza girmiş.
USDA nın raporunda yer alan ifadeler aynen şöyle;
"In 2026 Turkiye's cattle inventory is projected to fall by 4 percent to 14.3 million head. This decline is primarily attributed to high slaughter trends, high production costs, and low profitability, prompting farmers to liquidate their herds."
Türkçesi şu; Türkiye'nin büyükbaş hayvan stokunun 2026 yılında yüzde 4 azalarak 14,3 milyon başa düşeceği öngörülüyor. Bu düşüş öncelikle yüksek kesim eğilimlerine, yüksek üretim maliyetlerine ve düşük kârlılığa bağlanıyor ve çiftçileri sürülerini tasfiye etmeye itiyor.

Raporda; 2026 yılında Türkiye’nin tam 450 bin baş sığır ve 70 bin ton kırmızı et ithalatı yapacağı bildiriliyor.
Bunun da anlamı; Tarım Bakanlığı bütçesinden yeterli desteği alamadığı için zaten zor durumda olan hayvan üreticileri, iktidarın ithalat kararıyla daha da zorlanacak.
Raporda ayrıca, Türkiye’nin canlı hayvan ithalatında dünyada ikinci sırada olduğu, ihracatının ise sıfır olduğu belirtilmiş.

Bu rapora malumun ilanı diyebiliriz. Adamlar bizi bizden daha iyi analiz etmiş.
Son birkaç yılda kesime gönderilen hayvan sayısındaki hızlı artışın normal olmadığını, özellikle süt üretiminde kârlılık sorunları nedeniyle damızlık hayvanların kesime gönderildiğini biliyorduk zaten.

Benim asıl dikkat çekmek istediğim konu şu;
300 milyon nüfusa yetebilecek bir tarım potansiyeline sahibiz.
Bir zamanlar tarımda kendi kendine yetebilecek bir kaç ülkeden biriydik. Ekilebilir tarım alanlarımız hızla azalıyor. Bugün geldiğimiz noktada; neredeyse tüm tarım ürünlerini milyarlarca dolar ödeyerek ithal ediyoruz.
İthalat yoluyla birileri kolay yoldan büyük kazançlar elde ediyor. İthal ettiğimiz tüm tarım ürünleri yakın bir zamana kadar ülkemizde üretiliyordu. Sebzenin, meyvenin, sütün peynirin, zeytinin, etin fiyatları aldı başını gidiyor. Bunlar temel gıda maddeleri. Önlem alınmazsa, bunlara para ile de ulaşamayacağımız günler yakındır.

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.