Karabük Postası tarafından
21 Temmuz, 2014 15:20 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Şahin: “Haçlı Zihniyeti İsrail’e Destek veriyor “

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, İsrail’in Gazze’ye karşı uyguladığı saldırılara sert tepki göstererek, “Zalimin mutlaka toslayacağı bir duvar vardır. Mazlumun ahı hiç bir zaman yerde kalmaz" dedi AK Parti Genel Başkan Yardımcı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı saldırılar karşısında, “Onları oradan yok etmek için adeta Haçlı anlayışı, şu anda bir ve beraber hareket ederek İsrail'e destek veriyor" dedi.  Ovacık ilçesine bağlı Çukur köyünde düzenlenen köy iftarına katılan Mehmet Ali Şahin iftarın yaptığı konuşmada, Filistin'de en son gelen haberlere göre ölü sayısının 400'ü aştığını söyledi. “FİLİSTİN ADETA AÇIK CEZAEVİNE DÖNDÜ” Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Obama'nın İsrail'e 'Öldürün ama az öldürün' dediğini belirten Mehmet Ali Şahin “Bu nasıl bir vicdandır Allah aşkına. Bu nasıl bir insanlık anlayışıdır. 'İsrail nefsi müdafaa yapıyor' diyorlar. Asıl nefsi müdafaa halinde olanlar Filistin'li Müslümanlar. Onlar yaşama mücadelesi veriyor. Şu anda İsrail'in işgal ettiği topraklar Filistin'lilere ait. Şimdi Gazze gibi küçük bir bölgeye hapsolmak durumunda kaldılar. Adeta orası açık cezaevi konumunda. Onları oradan yok etmek için adeta Haçlı anlayışı, şu anda bir ve beraber hareket ederek İsrail'e destek veriyor. 'Öldürün ama az öldürün' sözü bugünün dünyasında söylenebilecek söz müdür? Ne garip bir dünyada yaşıyoruz. Vicdanları bağlamışlar canileri salıvermişler" dedi. “ZALİMİN MUTLAKA TOSLAYACAĞI BİR DUVAR VARDIR” "Zalimin mutlaka toslayacağı bir duvar vardır. Mazlumun ahı hiç bir zaman yerde kalmaz" diyen Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizim asıl üzüntümüz koskoca İs dünyasında, Körfez ülkelerinde, petrol zengini ülkelerde, krallıklarda, bu olayla ilgili bir şey olmuyor. Allah aşkına doğru dürüst bir açıklama yapın. Bir söz söyleyin Müslüman kardeşleriniz orada ölüyor. Orada ki insanların tepkilerine bile izin verilmiyor. Böylesine bir dünyada tek sesi çıkan, tepki gösteren Müslüman Türk milleti. Biz milletçe bu tür zulümler karşısında bütün siyasi kimliklerimizi bir tarafa bırakarak bir ve beraberce hareket edebiliyoruz. Bu bizim millet olarak büyüklüğümüzü gösterir. Bu devlet olarak köklü bir devlet olduğumuzu gösterir. Peygamber efendimiz, 'Bir kötülük gördüğünüzde onu önce elinizle düzeltmeye çalışın, elinizle düzeltmeye gücünüz yetmiyorsa dilinizle düzeltin, ona da gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğzedin bu da imanın en büyük derecesidir' diye buyurmuştur. Öyle bir güçlü noktada olmayı arzu ederdik ki bu saldırıları durdurabilelim. Elimizle bunu yapabilelim. İnşallah bir gün olacak. İnşallah Müslümanlar bütün bu yaşananlardan dolayı bir nefis muhasebesi yapacaktır. Kendi aralarındaki itişmeleri bırakacaklar bir ve beraber hareket etmenin şuuruna varacaklar bunu temenni ediyoruz. Şimdi dilimizle bu kötülüğü önlemeye çalışıyoruz. Dünyayı ayağa kaldırmaya, işte bir takım ülkelerin yöneticileri ile görüşme çalışmalarını yapıyor Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız." BM’yi harekete geçirmeye çalıştıklarını ve BM’de 5 daimi üye olduğunu ve başlarında ABD'nin bulunduğunu kaydeden Şahin, bunlardan birisinin "hayır" demesi halinde üye 199 ülkenin dediğinin olmadığını da belirterek, “ Başkan Recep Tayyip Erdoğan 2 yıl önce Birleşmiş Milletler yöneticilerine yaptığı bir konuşmada ‘Dünya 5'ten büyüktür’ diyerek bu durumun yanlış olduğunu ifade etmişti. Her ülke eşit olmalıdır. Neden bu 5 ülke arasında halkı Müslüman olan bir ülke yok? Bu soru orada gündeme getirilmiştir. Biz bu gerçekleri dünyanın her yerinde elimizden geldiğince dile getirmeye gayret edeceğiz. Koskoca İslam aleminin derlenip toparlanması konusunda Osmanlı'nın torunları olarak bize görevler düşüyor. Bunun bilinci, sorumluluğu içerisindeyiz" ifadesinde bulundu. “ÇANKAYA KOALİSYONUNU HALK ELİNİN TERSİYLE İTECEKTİR” Cumhurbaşkanlığı sandığını milletin önüne AK Parti olarak kendilerinin getirdiğini, sandıkta halkın 12'den vuracağını, cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Türkiye'de demokrasinin çok daha ilerleyeceğini, artık her şeyin kararını milletin vereceğini belirten Şahin, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Muhalefet partileri kendi içlerinden bir aday çıkartamadı. Kemal Derviş'in 2014 versiyonu Ekmeleddin İhsanoğlu'nu bir çatı adayı olarak halkın önüne koydular. Hepsini toplasan bir AK Parti etmeyen partiler aday gösterdi. Oda çalışmalarını sürdürüyor. Şu anki anketler öyle gösteriyor ki adayımız Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ilk turda seçimi alacak. Kazanma ihtimali yok ama diyelim ki Ekmeleddin bey Cumhurbaşkanı oldu. Bu Çankaya Koalisyonudur. Türkiye'de koalisyonlar dönemini yaşadık biz. Çok partili koalisyonlar döneminde Türkiye gelişmedi, yerinde saydı. Koalisyon ortakları birbirleriyle didişti. Birbirlerinden kararname sakladılar. Halkın bunu iyi bildiği için için 2002 yılında yeni kurulmuş olan AK Parti'yi 'artık biz koalisyonlardan bıktık Türkiye'yi bir parti yönetsin' diye tek başına iktidara getirdi ve 3 dönemdir de oylarını artırarak iktidara taşıyor. Çünkü koalisyonlardan bıktınız. Bu muhalefet partileri bizi mahalli seçimlerde yenemeyince 'acaba Çankaya'da bir koalisyon oluşturabilir miyiz? ve hükümetin icraatlarına ortak olabilir miyiz?" diye düşündü. Ekmeleddin İhsanoğlu cumhurbaşkanı olursa genel sekterleri CHP'den olacak, genel sekreter yardımcısı MHP'den olacak. Diğer partilerden de orada ki bir takım önemli görevlere isimler verilecek. Şimdi bir yere Vali mi atanacak, diyecek ki Ekmeleddin beye CHP'lier, 'şu ismi atayın, hükümetle pazarlık yapın aksi halde kararnameyi imzalamayın' genel müdür mü atanacak, 'şunu atamayın bunu atayın' bunlar geçmişte yaşandı. Hükümetler koalisyonunu 2002 yılında halk ellerinin tersiyle itti. Şimdi Çankaya koalisyonunu da 10 Ağustos'ta iteceğiz ve bu oyunu bozacağız. Hükümetle uyum halinde çalışacak bir cumhurbaşkanı lazım. Abdullah Gül beyle biz böyle çalıştık. Recep Tayyip Erdoğan seçildiğinde uyumlu bir şekilde ülkeye hizmete devam edilecek."

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
29 Temmuz, 2025 16:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Kardeşin öldüğü, abisinin de yaralandığı kavgayla ilgili yargılamaya devam edildi

Kastamonu’da kardeşin öldüğü, ağabeyinin de yaralandığı silahlı ve bıçaklı arbedeyle ilgili sanıklar hakkında talep edilen ceza aşikâr oldu.
Olay, 29 Haziran 2024 tarihinde İnönü Mahallesi Rauf Denktaş Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, daha evvelce ortalarında hasımlık olduğu öğrenilen iki küme ortasında çıkan silahlı ve bıçaklı arbedede Özgür Uzun (18) hayatını kaybetti, ağabeyi S.A.U. (25) ise yaralandı. Olayın akabinde polis takımları, yaptıkları çalışmalar sonucu cinayet şüphelisi olarak Özkan Y. ile kardeşleri Yaşar Y., Adem Y. ve Özcan Y.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki süreçlerinin akabinde adliyeye sevk edilen şüphelilerden Özkan Y. tutuklanırken, Yaşar Y., Adem Y. ve Özcan Y. ise isimli denetim kaidesiyle hür bırakıldı.
Olayın akabinde Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde şüpheliler hakkında "kasten öldürme ve yaralama" cürümlerinden dava açıldı. Devam eden yargılamada, mütalaa veren Cumhuriyet savcısı, Özkan Y.’nin "kasten öldürme" ve "kasten öldürmeye teşebbüs", "ruhsatsız silah satın alma ya da bulundurma" hatalarından cezalandırılmasını talep etti. Ayrıyeten Cumhuriyet savcısı, başka sanıklar Adem Y., Özcan Y. ve Yaşar Y.’nin "kasten öldürmeye iştirak halinde yardım" ve "kasten öldürmeye teşebbüs" kabahatlerinden cezalandırılmasını isterken, S.A. Uzun’un da beraatına karar verilmesini talep etti.

"Ben taammüden kimseyi öldürmedim"
Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanık Özkan Y., "Ben, taammüden kimseyi öldürmedim. Ben olay yerine hazırlıklı gitmiş olsaydım silah emniyette olmazdı. Ben öldürmek isteseydim direkt silahı çıkarıp maktule ateş ederdim. Olay yerinde bıçağı görünce ben silahımı çıkarttım. Kasti olarak maktulü öldürmem mümkün değildir. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
Tutuksuz yargılanan Adem Y. de, "Biz, olay yerine birisini öldürmeye gitmedik. Öldürme emeliyle ola yerine gitsek yanımızda kesici bir alet bulunması gerekirdi. Lakin elimizde ya da üzerimizde hiçbir şey yoktu. Benim aksiyona bir iştirakim yoktur. Abim kendisini savunma gayesiyle silahını çıkartmıştır. Bu yaşanan olayda benim bir bilgim ya da müdahilim bulunmamaktadır" diye konuştu.
Tutuksuz yargılanan Yaşar Y. ise, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Öldürme kastıyla biz hareket etmedik. Her şey biranda gelişti. Benim bir bilgim bu olayla ilgili yoktur. Beraatımı talep ediyorum" halinde konuştu.
Tutuksuz yargılanan Özcan Y. de, "Yaşım itibariyle olayların buraya gelebileceğini idrak edemedim. Beraatımı talep ediyorum" tabirlerini kullandı.
Maktul Özgür Uzun’un ağabeyi S. A. Uzun ise, "Mütalaa doğrultusunda beraatımı talep ediyorum. Ayrıyeten sanıklar olay yerine hazırlıksız geldiklerini söylüyorlar fakat 7 kişi ile birlikte olay yerine geldiler. Sanıklardan şikayetçiyim. Hepsinin mütalaa doğrultusunda cezalandırılmalarını talep ediyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, avukatların mütalaa ile ilgili talepleri kabul ederek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin