blank
Asuman Doğan tarafından
24 Nisan, 2025 11:07 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum: 0

Safranbolu’nun Altını Safran, Bu Kez Mürekkep Oldu

Karabük’ün tarihi ilçesi Safranbolu, adını aldığı safran bitkisiyle bir ilke daha imza attı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Niyazi Ünal, safran çiçeğinden doğal yollarla elde ettiği boya ile tamamen organik bir mürekkep üretti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Niyazi Ünal, Safranbolu Safran’ından elde ettiği boya ile hat sanatına ve safran bitkisinin kullanım alanına bir yenilik kazandırdı. 

UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Safranbolu, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin kültürel geçmişiyle de dikkat çekiyor. Yüzyıllardır safran üretimi ile öne çıkan bu özel kent, geleneksel el sanatlarıyla kültürel mirasını yaşatmaya devam ediyor.

Safranbolu Geleneksel El Sanatları Bölümü öğrencileriyle birlikte gerçekleştirilen projede, coğrafi işaretli ürün olan safranı kullanarak doğal safran mürekkebi ürettiklerini belirten Hattat Kaligrafist Niyazi Ünal, bu çalışmanın temel amacının, kültürel mirası korumak ve doğadan ilham alarak sanatsal üretimi teşvik etmek olduğunu açıkladı.

Ünal: “UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Safranbolu, yüzyıllardır safran üretimiyle kültürel ve doğal zenginliklerini bir arada yaşatan özel bir kenttir. Safranbolu Geleneksel El Sanatları Bölümü eğiticisi olarak, doğal boyacılık dersimizde coğrafi işaretli ürünümüz olan safranı kullanarak geleneksel yöntemlerle doğal safran mürekkebi ürettik. Bu çalışma ile hem kültürel mirasımızı yaşatmayı hem de doğadan ilham alan sanatsal üretimi teşvik etmeyi amaçlıyoruz.

Geliştirdiğimiz doğal mürekkep ile öğrencilerimize hat sanatı, kaligrafi, tezhip ve doğal boya teknikleri gibi alanlarda hem teorik bilgi sunmakta hem de pratik ve sürdürülebilir sanat deneyimi kazandırmaktayız.

Elde edilen safran mürekkebi, sıcak kırmızı tonlarıyla turuncuya çalan özgün bir renk paleti oluşturmuştur. Estetik açıdan zengin olan bu renk, geleneksel sanatlarla mükemmel bir uyum sağlamakta ve öğrencilere farklı teknikleri deneme fırsatı sunmaktadır.” ifadelerinde bulundu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Niyazi Ünal, Safranbolu safranından elde ettiği mürekkep ile hat sanatında ve safran bitkisinin kullanım alanlarında önemli bir yenilik gerçekleşti. Ünal, bu çalışmasıyla yalnızca safranın geleneksel kullanımını güncellemekle kalmayıp, aynı zamanda onu çağdaş sanat formlarında da yeniden yorumlayarak, geleneksel el sanatlarına kazandırdı.

Niyazi Ünal’ın Katkıları

Ünal;  “Geleneksel Türk El Sanatları Hat Ana Sanat Dalı mezunuyum. Memleketime aldığım hat sanatı eğitimi ve İstanbul’da edindiğim iş hayatımdaki tecrübemle ne yapabilirim diyerek yaklaşık bir yıl önce geldim ve burada da sergimizi açtık. Safranbolu ‘Hat Sanatı’nın Merkeziydi Sergide Hüsn-i Hat ve Kaligrafi Sanatı arasındaki farka da değinen Sanatçı Ünal, Safranbolu’nun Osmanlı Dönemi’nde 19-20. yüzyıllarda 300’e yakın Hattat (Hat Sanatçısı)’ın olduğunu, Türkiye’nin çeşitli bölgelerine ihraç edilmek üzere buradaki bir okul ya da medresede Mushaf (Kuran’ı Kerim) yazıldığını ifade etti. Konuşmasında: “Safranbolu, İstanbul başta olmak üzere Şumnu, Isparta, Tokat ve (Larende) Karaman gibi Mushaf yazan hattatların yetiştirildiği bir merkeze sahipti. Bu bilgilere Prof. Dr. Süheyl Ünver’in araştırmalarına göre ulaşıyoruz. Birbirinden önemli isimlerin arasında Mehmet Şevki Efendi, Mehmet Vasfi Efendi gibi isimlerin olduğu biliniyor. Bu kadar özel bir yerin, tarihi sürecine bakıldığında hat sanatı konusunda desteklenmesi ve yeniden bir sanat okuluna sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. Böylece tarihi çarşıda workshoplarla halkımıza açık, kolay öğrenilebilir olduğunu gösterebiliriz.” dedi.

Niyazi Ünal, safranın geleneksel sanatlarda nasıl kullanılabileceğine dair yenilikçi yöntemler geliştirdi. Doğal boya üretiminde yerel kaynakları kullanarak, hem çevresel sürdürülebilirliği sağlamış hem de genç sanatçılara yeni bir perspektif kazandırmış oldu.

Bu proje, sadece sanatsal bir çalışmanın ötesine geçerek, Safranbolu’nun kültürel mirasını ve safran üretimine dair bilgileri gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor. Öğrenciler, bu deneyimle birlikte yerel kültürü daha derinlemesine öğrenme fırsatı bulurken, aynı zamanda doğal malzemelerle çalışma becerilerini geliştirme fırsatını yakalıyor. Bu tür projeler, geleneksel el sanatlarının korunmasının yanı sıra, yerel safran üreticilerinin ekonomik olarak da kalkınmasına katkı sağlaması planlanıyor. Safranbolu, hem zengin kültürel mirasını yaşatmaya devam ediyor hem de genç nesillere sanatsal ve kültürel değerleri aktararak, bu değerlerin gelecekte de var olmasını sağlıyor.

Haber videosu için TIKLAYINIZ!

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Kasım, 2025 00:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

TOGÜ’den milli patates çeşidi atağı

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) tarafından üretilen yerli patates çeşitlerine ilişkin sertifikalı tohumluklar Reşadiye’de üreticilere dağıtılarak bölgede randıman artışı ve hastalıklara karşı inançlı üretim hedeflendi.
Tokat Valiliği Vilayet Özel Yönetimi tarafından desteklenen "Tokat Patates Tarımının Geliştirilmesi Projesi" kapsamında, TOGÜ Ziraat Fakültesi tarafından üretilen ulusal çeşitlere ilişkin tohumluk patatesler çiftçilere dağıtıldı. Reşadiye Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda yapılan aktifliğe Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rasim Koçyiğit, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Resul Gerçekcioğlu, daire müdürleri, üreticiler ve öğrenciler katıldı.
Projenin hedefi: yerli çeşit geliştirmek ve randımanı artırmak
Doç. Dr. Yasin Bedrettin Karan, proje hakkında bilgi vererek TOGÜ Ziraat Fakültesi tarafından yürütülen çalışmanın; randıman ve kalite açısından üstün özelliklere sahip klonlar elde etmeyi, meristem kültürleriyle virüsten ari küçük yumru üretimi yapmayı ve yeni ulusal patates çeşitlerini tescile hazır hâle getirmeyi amaçladığını söz etti. Ayrıyeten sertifikalı tohumluk kullanımının artırılmasıyla Tokat’ın düşük ünite alan randımanının yükseltilmesinin hedeflendiğini belirtti. Karan, Türkiye’de patates üretim haritasını değiştiren "Patates Kanseri" hastalığının Ordu’da görülmesi nedeniyle Reşadiye ve Başçiftlik ilçelerinin riskli bölgeler ortasında değerlendirildiğini hatırlattı. Bu nedenle, bu bölgelere sağlıklı ve sertifikalı tohumluk ulaştırılmasının büyük ehemmiyet taşıdığını lisana getirdi. Bu yıl üretilen temel kademe tohumlukların bilhassa Ordu’ya hudut olan Reşadiye’de dağıtılmasının, proje açısından stratejik bir adım olarak görüldüğü kaydedildi.

Yerli çeşitlerinin bölgedeki üretim kapasitesinin artırılması hedefleniyor
Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Resul Gerçekcioğlu konuşmasında, 2020 yılından bu yana sürdürülen proje kapsamında geliştirilen ve tescili gerçekleştirilen yerli patates çeşitleri Başçiftlik Beyazı ile Güngörbeye ilişkin temel kademe tohumlukların, bu yıl da bölge çiftçilerine fiyatsız olarak dağıtıldığını belirtti. Gerçekcioğlu, kelam konusu yerli çeşitlerin bölgedeki üretim kapasitesini artırmayı hedeflediğini vurgulayarak, Reşadiye ve etraf ilçelerden gelen üreticilerin tohumluklarını teslim alarak yeni üretim dönemi için hazırlıklara başlayacağını söz etti.

Bölge iktisadına olumlu yansıyacak
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rasim Koçyiğit yapmış olduğu konuşmada projenin kıymetine değindi. Projenin hem randıman artışına hem de hastalıklara güçlü çeşitlerin yaygınlaştırılmasına katkı sağladığını vurgulayarak, üniversite-üretici iş birliğinin güçlenmesinin bölge iktisadına de olumlu yansıyacağını lisana getirdi. Çalışmalarda emeği geçen akademisyenlere ve üreticilere teşekkür eden Koçyiğit, dönemde tüm çiftçilere bereketli, verimli ve problemsiz bir üretim devri temennisinde bulundu.
Yeni sera ile üretim kapasitesi artacak
DOKAP, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörlüğü ve Tokat Vilayet Özel Yönetimi Genel Sekreterliği takviyeleriyle yapılacak 1,2 dekarlık tam denetimli sera sayesinde, önümüzdeki yıllarda hem ulusal çeşitlerin hem de yasal çoğaltım müsaadesi olan yabancı çeşitlerin üretimi artırılacak. Böylelikle dışa bağımlılığın azalacağı ve döviz kaybının önüne geçileceği tabir edildi. Konuşmaların ardından ulusal çeşitlere ilişkin tohumluk patatesler çiftçilere dağıtıldı.

Bizi sosyal medyadan takip edin