blank
Ramazan Akca tarafından
14 Kasım, 2014 15:17 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Safranbolu Antalya YAPEX Fuarında

11. Uluslararası Yapı Malzemeleri, İnşaat Teknolojileri, Yapı Yenileme ve Restorasyon Fuarı, Antalya EXPO Center'da başladı Geçtiğimiz yıl Safranbolu’nun damga vurduğu fuar 16 Kasım’a kadar açık kalacak.Fuarın hedefleri ve ziyaretçi potansiyeli ile örtüşen 4 ana yaklaşım, fuarın özellikle odaklanmakta olduğu alanlar: İnovasyon, Koruma, Tasarım ve Teknik Çözümler olacak. Açılış konuşmasını yapan ve Türkiye'nin son 25-30 yılda restorasyon, renovasyon, estetik ve şehircilikte çok mesafe kat ettiğini anlatan Tarihi Kentler Birliği ve Samsun Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, ancak 15-20 yıldan önceki kaybedilenleri yerine getirmek için bugünkünden daha yüksek bir tempoyla çalışmak gerektiğini kaydettiği konuşmanın ardından kısa bir konuşma yapan Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) ve Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen de YAPEX'i ticari fuardan çok, bir bilgi alışverişi ve bilinç fuarı şekline dönüştürmeye çalıştıklarını vurguladı. Turizmin, şehrin kimliği korunduğu, kollandığı oranda düzeyli ve ekonomik olduğunu ifade eden Sözen, Antalya'da da kültürel ve ekolojik değerlere öncelik vermek gerektiğini bildirdi. Bir kentin kültürle donanmadığı zaman kitle turizminin tutsağı olacağını anlatan  Sözen, "Kültür cebinizi sağlam tutun, para cebiniz delik olsa da telafisi mümkündür" ifadesini kullandı. Antalya Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu da Türkiye'de restorasyon ve korumacılık anlamında çok güzel işler yapıldığını, bunun en önemli örneklerinden birinin Safranbolu olduğunu söyledi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Dinç ise  yaklaşık 300 alt sektörü ile inşaat sektörünün istihdam ve üretimdeki payının büyük olduğunu kaydetti. 16 Kasım'a kadar açık olacak fuarda; yaklaşık 200 firma, Safranbolu’nun da aralarında bulunduğu 20 belediye ve meslek örgütünün standı bulunuyor. Safranbolu Standını da  ziyaret eden Sözen, Safranbolu’yu çok sevdiğini belirtirken,  “standın geçen yıl olduğu gibi yine ilgi odağı olacağını tahmin ediyorum, hayırlı olsun” dedi.      
MİLLET BAHÇESİ’NDEN NE HABER?
blank
Mustafa AKAY tarafından
23 Aralık, 2024 10:43 tarihinde yayınlandı
A+ A-

MİLLET BAHÇESİ’NDEN NE HABER?

MUSTAFA AKAY

Cumhuriyetin var ettiği bir kent son dönemlerde iyice köreldi. Avuç içi kadar olan bu kentte, her şey insanları üzüyor. Trafik alabildiğine karmaşık. Doğru dürüst yatırım alamıyor. Bina yapımından başka gelişen bir tarafı yok.
Eğitimde eskiden Türkiye'nin önde gelen kentlerinden birisiydi. Şimdilerde bu alanda da bir gerileme yaşanıyor.
Sağlık alanında ise tam bir felaket içinde.
Eğitim ve sağlıkta oklar hep özeli gösteriyor.
Oturulacak, kalkılacak mekanları yok denecek kadar az. Hava karardıktan sonra şehir merkezi tam anlamıyla bir ıssızlığa bürünüyor.
Böyle bir kenti vizyonu olmayanlar yönetince, yapılan yatırımlar da boşa gidiyor.
Buna, yaklaşık 10 yıl önce yapılan Kent Meydanını gösterebiliriz.
Yüzlerce ağacın kesilmesiyle ortaya çıkan boşluğu Kent Meydanı yapalım düşüncesiyle, betona çeviren bir anlayış hiçbir işlevi olmayan bu yeri merkezi hükümete devrederek, Millet Bahçesi yapımına yol verdi.
O zamanlar Kent Meydanı’nın 45 milyona mal edildiğine ilişkin iddialar ortaya çıkmıştı. Yapılan Kent Meydanı tam anlamıyla, betondu. Yeşili bulmak ya da görmek mümkün olmadan, bir yıl öncesinde yıkımına karar verildi.
Belediye Kent Meydanı’nı devrederken, hakkını yemeyelim 16 dükkânın tapusunu aldı ve kendi hanesine yazdı.
Bir seçim öncesi iktidar partisinin en büyük argümanlarından birisiydi Millet Bahçesi… Millet, Kent Meydanına gelecek, bedava çay içecek, kek yiyecekti. Çevre Bakanlığı’nın üstlendiği Millet Bahçesi'nde, yapılan 16 dükkânın dışında hiçbir gelişme görülmüyor. Meydan betona gömülmüş hissini veriyor yine.
Millet Bahçesi’nin kaça mal olacağı ve projesi konusunda da kamuoyu aydınlatılmıyor.
Yani, yine ülkenin kaynakları çarçur ediliyor.
Bir başka ülkede olsa, bu savurganlığın hesabı sorulur.
Zengin ülkeler yatırım yaparken kılı kırk yararlar. Bizde ise, "ben yaptım" mantığı egemen.
Düşünün, yurdun dört bir yanında böyle plansız, programsız yatırımların maliyetini.
Emeklisine üç kuruş maaşı hak gören anlayışın savurganlıklarının boyutu devasadır.
Yazık bu ülkeye. İyin üzücü tarafı bu tür savurganlıklarından milleti haberdar etmeyenlerin varlığı da vurdumduymazlığını artırmaktadır.
Bir seçim kazanmak uğruna milletin parasını çarçur edenlerin vicdanları rahat mıdır bilemiyoruz. Rahat diyenler olursa da onlara "sizin vicdanınız yok" deriz.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.