Karabük Postası tarafından
19 Kasım, 2023 14:00 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safran tarlasını 40 günde 70 bin kişi ziyaret etti

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve kilosu 250 bin lira olması dolayısıyla "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safranın hasadı sona ererken, safran tarlasını 40 günde 70 bin kişi ziyaret etti.

Boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda gibi birçok alanda kullanılmasının yanı sıra; hücre yenileme, hafızayı güçlendirme, astım ve solunum yolu hastalıkları, sindirim ve diş eti güçlendirme gibi birçok etkisi bulunan safran bitkisi, Ağustos ayında ekimi yapılırken, Ekim-Kasım aylarında boyu 15-30 santimetre uzunluğa geldiğinde hasadı yapılıyor. blank Safranbolu'da 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans döneminde Batı Anadolu'da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan safran, "milli bitki" unvanını alırken Avrupa Birliği Komisyonu tarafından coğrafi işareti tescillendi. 13 dönümden 10 kilo safran alındı Safran üreticisi İsmail Yılmaz, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl safranın 12 gün geç açtığını, ancak hasadın da geç bittiğini belirtti. Hasadın geç başlamasına rağmen beklentilerin üzerinde bir ürün aldıklarını ifade eden Yılmaz, "13 dönüm civarında benim ürettiğim alan, 10 kilograma yakın ürün aldım. Bu sene Safran Festivali duyurusunu erken yaptık, festivali de erken yaptık. Gerçi çiçeklerimiz o zaman açmamıştı ama tabii bu haberlere konu olunca gelmek isteyenler, bu sene hasadı gördüler. Geçen yıla göre daha çok geldi. Zannediyorum bir 60-70 bin insan ağırlamışızdır" dedi. Safranı ilk kez görenlerin şaşırdığını anlatan Yılmaz, "İlk tarlaya geldiğinde o atmosferi görünce şaşırıyorlar. Bu mevsimde artık doğa kendini kışa doğru döndüğünde herkes mosmor tarlayı görünce şaşırıyorlar. O kokuyu o havayı teneffüs etmek için herkes bunu birbirine duyuruyor. Buradan görüntü atıyor, canlı yayın yapıyor" diye konuştu. İnsanların ürünleri üretim yerinden aldığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: "Biz de gittiğimiz yerlerde bunu görüyoruz. Mutlaka yerini tercih ediyoruz. 'Burası üretim yeri, üretim sahası, üretim alanı, yerine geldik' diyor insanlar. Daha çok tercih ediyorlar."
VİDEO İZLEMEK İÇİN >>>TIKLAYINIZ<<< blank
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.