Safran tarlasını 40 günde 70 bin kişi ziyaret etti
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve kilosu 250 bin lira olması dolayısıyla "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safranın hasadı sona ererken, safran tarlasını 40 günde 70 bin kişi ziyaret etti.
Boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda gibi birçok alanda kullanılmasının yanı sıra; hücre yenileme, hafızayı güçlendirme, astım ve solunum yolu hastalıkları, sindirim ve diş eti güçlendirme gibi birçok etkisi bulunan safran bitkisi, Ağustos ayında ekimi yapılırken, Ekim-Kasım aylarında boyu 15-30 santimetre uzunluğa geldiğinde hasadı yapılıyor.
Safranbolu'da 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans döneminde Batı Anadolu'da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan safran, "milli bitki" unvanını alırken Avrupa Birliği Komisyonu tarafından coğrafi işareti tescillendi.
13 dönümden 10 kilo safran alındı
Safran üreticisi İsmail Yılmaz, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl safranın 12 gün geç açtığını, ancak hasadın da geç bittiğini belirtti.
Hasadın geç başlamasına rağmen beklentilerin üzerinde bir ürün aldıklarını ifade eden Yılmaz, "13 dönüm civarında benim ürettiğim alan, 10 kilograma yakın ürün aldım. Bu sene Safran Festivali duyurusunu erken yaptık, festivali de erken yaptık. Gerçi çiçeklerimiz o zaman açmamıştı ama tabii bu haberlere konu olunca gelmek isteyenler, bu sene hasadı gördüler. Geçen yıla göre daha çok geldi. Zannediyorum bir 60-70 bin insan ağırlamışızdır" dedi.
Safranı ilk kez görenlerin şaşırdığını anlatan Yılmaz, "İlk tarlaya geldiğinde o atmosferi görünce şaşırıyorlar. Bu mevsimde artık doğa kendini kışa doğru döndüğünde herkes mosmor tarlayı görünce şaşırıyorlar. O kokuyu o havayı teneffüs etmek için herkes bunu birbirine duyuruyor. Buradan görüntü atıyor, canlı yayın yapıyor" diye konuştu.
İnsanların ürünleri üretim yerinden aldığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:
"Biz de gittiğimiz yerlerde bunu görüyoruz. Mutlaka yerini tercih ediyoruz. 'Burası üretim yeri, üretim sahası, üretim alanı, yerine geldik' diyor insanlar. Daha çok tercih ediyorlar."
Ordu Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Mehmet Hilmi Güler’in hem kuraklığa karşı tedbir almak hem de tarım, hayvancılık ve turizme hizmet etmesi gayesiyle çalışmalarını başlattığı Gölköy Uluvahta Yayla Göleti’nde sona gelindi. Gölette incelemelerde bulunan Lider Güler, "Çok taraflı ve çok işlevli bir göleti Ordu’muza kazandırdığımız için memnunuz. Burası Giresun’un, Tokat’ın ve Sivas’ın tercih ettiği bir yer olacak" dedi.
Ordu Büyükşehir Belediyesi Gölköy ilçesine bağlı Uluvahta Yaylası’nda inşa edilen göleti turizme kazandırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi grupları göl ve etrafında kamelya suramı, ağaçlandırma ve peyzaj çalışmalarına ise aralıksız devam ediyor.
Gölköy Uluvahta Yayla Göleti’nde sürdürülen çalışmaları yerinde inceleyen Ordu Büyükşehir Belediye Lideri Dr. Mehmet Hilmi Güler, Uluvahta’ya kazandırılan göletin bölgenin cazibe merkezlerinden bir tanesi olacağını söyledi.
"Gölköy’e yeni bir hoşluk katacak"
Göletin tarımdan turizme çok taraflı bir çalışma olduğunu, mümkün yangınlarda itfaiye ve helikopter için su kaynağı olacağını aktaran Lider Güler, şöyle konuştu:
"19 ilçemizin 19’u da birbirinden hoş. Gölköy Uluvahta’da tam bir tabiat olağanüstüsü. Yayladaki alan daha önce boş bir alandı. Uluvahta Yayla Göleti ile bu alanı çok daha hoş bir alana çevirdik. Burası hem piknik alanı hem şenlik alanı tıpkı vakitte kış şenliklerinde de donması ile adeta bir buz pistine dönüşüyor. Burası Giresun’un, Tokat’ın ve Sivas’ın tercih ettiği bir yer. Münasebetiyle burası artık hem balık tutulan, hoş vakit geçirilebilecek ve dingin su sporları yapılacak bir alan olacak. Etraf düzenlemeleri ile de burası çok daha hoş olacak ve Gölköy’ümüzün hoşluğuna hoşluk katacağız. Bir öteki yandan da mümkün bir yangında helikopterlerin ve itfaiyelerin su almasına imkan sunacağız. Bu manada da çok hoş bir kaynak olacak. Çok taraflı ve çok işlevli bir göleti Ordu’muza kazandırdığımız için memnunuz, güzel olsun."