Rus ressam, İlham Veren İnsanlar projesinde Barış Akarsu’yu resmetti
Zonguldak’ta Bülent Ecevit Üniversitesi’nin düzenlediği sanat çalıştayında ünlü sanatçı Barış Akarsu’yu resmeden Rus Ressam Tatiana Krilova, farklı kültürlerden herhangi bir ön yargı olmadan sanatın insanları birleştirdiğine dikkat çekti.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, 18’i yabancı 56 sanatçının da katılımıyla ‘Uluslararası Karaelmas Sanat Çalıştayı ve Paneli’ gerçekleştirildi. Farklı disiplinlerden çalıştaya katılan sanatçılar, hazırladıkları eserleri Karaelmas Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşturdu. 8 yıldır Türkiye’de yaşayan ve İlham Veren İnsanlar projesiyle Türkan Şoray, Neşet Ertaş gibi sanatçıların portrelerini resmeden Krilova, çalıştayda ise Bartınlı ünlü sanatçı Barış Akarsu’nun portresini resmetti. Krilova Akarsu’nun portresinin yanı sıra Fatih Sultan Mehmet’ten feyz alarak "Çeşm-i Cihan" adını verdiği Amasra’yı da tuvaline yansıttı.
Akarsu’nun bölgesinde bir sembol olduğunu ve ilham veren bir sanatçı olduğuna dikkat çeken Krilova, barış içinde yaşamak istediklerini ve sanatın farklı kültürlerden insanları da önyargısız bir şekilde bir araya getirdiğini ifade etti. Krilova, "Türkiye’de sekiz senedir yaşıyorum. Daha önce çok sergiler açtım. Birkaç ay önce İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde kişisel sergimi açtım. Bu eser o projenin devamı. İlham Veren insanlar, efsane insanlar. İlhamın portrelerini yapıyorum. Barış Akarsu kesinlikle sanatçıların ilhamıdır. Kendi özgün ve açık olduğu için her zaman kendi kaldı. İçindeki engelleri aşıp yada çevresindeki engelleri geçip her zaman kendi kaldı. Pek çok sevilen bir sanatçı. Ve içten bu yüzden o o kadar çok seviliyordu. Bana da çok ilham verdi. Bu bölgenin sembolünü Zonguldak, Amasra’nın bu uluslararası çalıştayda onun portresini yapmak istedim. Çok kaliteli ressamlar, çok farklı kültürlerden herhangi bir ön yargı olmadan burada sanat, insanları birleştiriyor. Barış yaşamak istiyoruz. Barış için bunu yapıyoruz. Sadece söz değil ortak bir dil oluşturarak burada bunu gerçekleştirerek yapıyoruz. Burada Rusya’dan da Ukrayna’dan da insanlar var. Her birini seviyoruz. Bizim en sevdiğimiz şeyi, sanatseverlerle paylaşıyoruz. Ortak bir güzellik anlamı oluşturuyoruz. Sadece yaz sezonunda değil Amasra her zaman güzel. Her zaman muhteşem atmosfer ve doğa var. Bu yüzden Fatih Sultan Mehmet ’Çeşm-i Cihan, dünyanın gözbebeği’ dedi. Buna yüzde yüz katılıyorum. Burada yaptığım ikinci resim Çeşm-i Cihan resmidir" ifadelerine yer verdi.
"56 sanatçımız eserlerini ortaya koydu"
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şemseddin Dağlı, Cumhuriyet’in 100. yılı dolayısıyla düzenledikleri uluslararası çalıştayda farklı disiplinlerden 56 sanatçının bir araya geldiğini ifade etti. Grafik, yağlı boya, heykel ve sulu boya çalışması yapan sanatçıların eserlerini ortaya koyduğunu ve galeride sergilendiğini ifade eden Dağlı, şöyle dedi:
"Cumhuriyet’imizin 100. yıl dönümü münasebetiyle uluslararası bir çalıştay düzenledik. Sanat Çalıştayı. Bu çalıştayımızda farklı disiplinlerden 56 sanatçımız var. 56 sanatçımızın 18 kadarı diğer ülkelerden katılım sağladı. Geri kalanı Türkiye’den ve üniversitemizden akademisyenlerimizden oluşuyor. Farklı temalar işlendi. Grafikten, yağlı boyaya yağlı boyadan heykele ve sulu boyaya kadar farklı tekniklerle çalışmalar oluşturduk. Bu çalışmalarımızı çok son derecede verimli geçti, özellikle konuklarımız çok mutlu oldu. Yani böyle bir çalıştayda bulunmaktan. Şu anda üniversitemize yeni kazandırdığımız Karaelmas sanat galerisinde bu çalıştaydaki özgün işlerin bir kısmını sergiliyoruz. Geri kalan çalışmaları da fakültemizin içindeki diğer ikinci galerimizde sergiliyoruz."
Milli Eğitim Bakanı Tekin: “Türkiye 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı”
Karabük'te AK Parti 8. Olağan İl Kongresi'ne katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı" dedi.
Bakan Tekin, partisinin Karabük Yeni Şehir Spor Salonu'nda düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi'ne katıldı. Kongreye; Grup Başkan Vekili Leyla Şahin Usta, AK Parti Karabük milletvekilleri Cem Şahin Ali Keskinkılıç, Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Başkanı Fatih Salt ve parti teşkilatı katıldı.
Bakan Tekin, konuşmasının başında İl Başkanı Salt'a Ak davaya hizmet vermiş herkese plaket vermesinden dolayı teşekkür ederek, AK Parti'yi farklı kılan şeyin bu olduğunu belirtti. AK Parti'yi farklı kılan şeyin kardeşlik hukuku, vefa duygusuyla hareket etmek olduğunu, bundan dolayı 22 yılda, 80 yılda yapılanlar kadar hizmet yaptıklarını ifade eden Bakan Tekin, "Buna sahip olduğumuz için bütün bunları başarabildik. Ben İl Başkanımıza teşekkür ediyorum. Allah kendisinden razı olsun. Bu türden davranan siyasetçilerimizin sayısını arttırsın. AK Parti bu kadar icraatı yaparken, bu kadar işi yaparken bunun arkasındaki motivasyon unsuru ne? Onun arkasındaki motivasyon unsuru şu, AK Parti'yi ve bizim yaptığımız hizmetleri kamuoyunda farklı kılan şey şu; milletvekili, il başkanı, mahalle temsilcisi, ilçe başkanı, sahanın problemini alıyor, en tepedeki Sayın Cumhurbaşkanımıza kadar ulaştırıyor" dedi.
Sahanın en ücra köşesindeki kişinin derdiyle dertlenen bir Cumhurbaşkanı olduğunu aktaran Bakan Tekin, "Onların ne hissettiğini hisseden bir Cumhurbaşkanımız var ve onun sayesinde de bütün bu hizmetleri yapabiliyoruz. Ne yaptık? 22 yılda ne yaptık? Çabuk unutuyoruz. Çabuk unuttuğumuz için ben size bir hususu hatırlatayım. Hatırlayın 1990'lı yılları hatırlayın. Çok farklı şeyler söylemeye gerek yok. Sadece bir rakam vereyim size. 1990 ile 2002 arasında Türkiye'de 11 tane hükümet değişti. Size soruyorum; 11 tane hükümetin değiştiği bir dönemde, 11 defa hükümet değişikliğinin yaşandığı bir dönemde şu icraatlar yapılabilir miydi? Bu 1990'lı yılları sadece şöyle gözünüzün önüne getirin. Şöyle bir düşünün. Türkiye'de güvenlik alanında, terör alanında neler vardı? Her gün sabahleyin bir terör olayıyla karşı karşıyaydık. Haberleri açtığımızda içimizin cız ettiği, şehitlerimizin olduğu, terörist vakalarının olduğu bir güne uyanıyorduk. 1990'lı yılları böyle geçtik" diye konuştu.
"Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı"
Ekonomiyle ilgili o yıllarda her gün banka iflasları ile karşı karşıya olunduğunu hatırlatan Tekin, şunları kaydetti: "Bunlar çok eski değil arkadaşlar. 1990-2000'li yıllarda yaşadık. Gecelik repo faizlerinin yüzde 7000'lere ulaştığı bir Türkiye'yi yaşadık hep beraber. Bu ülkede esnaf, enflasyon sebebiyle isyan etme noktasına gelmiştir. Bakın çok üzüldüğüm bir olayı anlatayım size. Yurt dışı bir ülkede bir akademisyenle konuşurken cebinden bir para çıkardı. Türkiye'deki bizim kullandığımız kağıtlara, üzerindeki sıfırları sayarak Türkiye'yle ve Türkiye'deki ekonomisiyle tırnak içinde dalga geçtiği bir Türkiye'yi yaşadık. Şu an çok şükür Türkiye her alanda dünyada örnek gösterilen bir ülke haline dönüştü. Ulaşımdan sağlığa kadar her alanda bunları yaşadık. Sadece bir şey söyleyeyim size. Sağlık konusunda eski Türkiye neredeydi, yeni Türkiye nerede sorusunun cevabını almak istiyorsanız Aşık Mahsuni Şerif'in 'Doktor Bey' türküsünü açın dinleyin. Diyor ki, 'geldik daha sabahtan kaldık akşama. Yarına sıra mümkün mü doktor bey' diye başlayan bir türkü. Bakın Türkiye gerçekten 20 yılda çağ atlayacak icraatların altına imza attı. Bunları nasıl yaptık biliyor musunuz arkadaşlar? Bunu biz yapmadık. Bunu Cumhurbaşkanımız da tek başına yapmadı. Bunu işte konuşmamın başında çizdiğim teşkilat ruhuyla, teşkilat şuuruyla hareket eden siz yaptınız. AK Parti'nin tabanı yaptı. Ben o yüzden Türkiye'yi bu noktaya getirdiğiniz için AK Parti tabanına, Türkiye'de demokrasi gönüllüsü AK Partililere, hepinize teşekkür ediyorum. Allah razı olsun."
Cumhuriyet'in 100. yılına yazılan mektupları okudu
2001-2002 yılında öğretmen ve öğrenciler tarafından Cumhuriyet'in 100. yılına yazılan mektupları okuyan Yusuf Tekin, "Eğitimle ilgili ilgili de biz anlatınca muhalefet ikna olmuyor. Biz anlatınca muhalefet karşımıza bambaşka argümanlar getiriyorlar. Ben anlatmayayım, başkaları anlatsın. Kim anlatsın? 2001-2002 yılında başlayan bir proje. Dönemin Başbakanı Sayın Bülent Ecevit'in başlattığı bir proje. Projenin adı ne? 'Cumhuriyetin yüzüncü yılına mektuplar'. Sayın Başbakan şöyle bir proje başlatıyor. Diyor ki; 'Cumhuriyet'in 100. yılı yaklaşıyor. Cumhuriyet'in 100. yılında iş başında olan hükümete mektuplar yazsın vatandaş. PTT de koordine etsin, vakti zamanı geldiğinde 100. yıl olduğunda PTT bu mektupları ilgili bakanlara ulaştırsın.' Ne zaman yapılmış bu? 2001-2002 yılında, yani AK Parti iktidarından önce. Ben de hasbelkader 100. yılda Milli Eğitim Bakanı olunca PTT bu projenin mektuplarını 2023 yılı 29 Ekim haftasında bize ulaştırdı. Ne diyorlar biliyor musunuz bana mektup yazanlar, yani dönemin Milli Eğitim Bakanına mektup yazanlar; öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, müfettişlerimiz, okul yöneticilerimiz mektuplar yazmışlar. Mesela bir öğretmenimiz diyor ki, bakın altını çizerek söylüyorum, bunu söyleyen bir öğretmen. 'Allah'ım' diyor 'İnşallah Cumhuriyet'in 100. yılında 40 kişilik sınıflarda ders anlatabilirim' diyor. Bakın ben söylersem muhalefet anlamıyor ama o dönem öğretmenimiz bunu söylüyor. Niye? Diyor ki, '76, 72 kişilik sınıflarda ders anlatıyorum.' Şu an Türkiye'de derslik başına düşen öğrenci sayısı ilkokullar, ortaokullar ve ortaöğretim kurumlarımız açısından düşündüğümüzde 16 ile 24 arasında. Bakın nereden nereye getirdik Türkiye'yi? Aynı şey öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından da geçerli. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, 'Allah'ım' diyor 'İnşallah bir gün Cumhuriyet'in 100. yılında, koridorlarında farelerin cirit atmadığı bir okulda öğretmenlik yaparım.' Bakın dün Karabük'e geldik. Buradaki okul yatırımlarımızı gezdik. Ben diyorum ki, 'birinci sınıf iş kalitesiyle okullar yapıyoruz.' Muhalefet beni Meclis kürsüsünde eleştiriyor. Buyurun burada inşaatı devam eden ya da bu yıl eğitim öğretime açtığımızda okullarımızı gelsinler ziyaret etsinler. 2002'den önce neredeydik, 2023'te neredeyiz? Bu sorunun cevabını buyursunlar alsın. Bir başka öğretmenimiz diyor ki, 'İnşallah Cumhuriyet'in 100. yılında çocuklarımız tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için okulun dışına çıkmazlar. İnşallah çocuklarımız okulun içerisinde ihtiyaçlarını giderebilir.' Şu an Türkiye'de yaptığımız okulların tamamı bu statüde, gerçekten çocuklarımızın ihtiyaçlarını giderecek nitelikte. Bir başka öğrencimiz diyor ki, öğrencimiz mektup yazmış. Diyor ki, 'İnşallah Cumhuriyet'in 100. yılında ben başörtüsüyle üniversitede ya da lisede eğitim öğretim hayatıma devam edebilirim' diyor. Kaldı mı böyle bir problemi arkadaşlar? Kalmadı. Bu kimin sayesinde? Sizin sayenizde. Sizin bize verdiğiniz destekler sayesinde. O yüzden ben hepinize çok teşekkür ediyorum. Siz bize destek olmasaydınız, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza oylarınızla, siz Sayın Cumhurbaşkanımıza dualarınızla destek olmasaydınız bu yaptığımız şeylerden hiçbirini yapamazdık, beceremezdik" ifadelerine yer verdi.