Ihlas Haber Ajansı tarafından
16 Şubat, 2024 20:12 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Profesör uyardı: “Değişen iklim şartları verimi düşüyor”

Bitkilerin büyümek için toprak, su, ışık ve sıcaklığa ihtiyaç duyduğunu belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Balkaya, “İklim değişiklikleri sebebiyle ihtiyaçlarını karşılayamayan ve sıcaklık stresi yaşayan karnabahar, brokoli ve turp gibi kışlık türlerin maruz kaldığı sıcaklık değişimleri, bu bitkilerin büyümesine engel oluyor” dedi.
Hem ekosistemi hem de insan yaşamını tehdit edici iklim değişikliğine sebep olan faktörlere değinen Prof. Dr. Ahmet Balkaya, “Doğal olarak gözlemlenen iklim değişikliklerinin yanı sıra, insan kaynaklı sera gazı salınımlarından doğan sıcaklık farkları, küresel atmosferin bileşiminde meydana gelen değişiklikleri ifade eder. Bu değişiklikler; fosil yakıtların kullanımı, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera gazlarının birikmesi sonucunda doğal sera etkisini kuvvetlendirerek dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığında artışa neden olur. Küresel ısınma ile birlikte dünya genelinde taşkınlar, yangınlar ve kuraklık gibi doğal afetlerin sıklığı, etkisi ve süresinde artışlar gözlemlenmekte. Türkiye gibi Akdeniz Havzası’nda bulunan coğrafyaların ise kuraklık ve aşırı sıcak günlerin artması gibi etkilere önemli ölçüde maruz kalacağı öngörülmektedir. Bu durum hem ekosistemi hem de insan yaşamını tehdit etmektedir” diye konuştu.

“Mevsimsel değişiklikler ekim planlamasında değişiklik oluşturuyor”
Açık alanlarda yapılan tarımsal üretimde farklı bitki türleri ve çeşitleri için iklim koşullarına uygun tohum ekim planlamasının şart olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Balkaya, “Değişen iklim koşulları, tohum ekim zamanlarında değişikliklere neden olabilir. Bu durum, tohum ekimi sonrasında olumsuz hava koşullarının bitkilerde erken çiçeklenme, sapların kırılması veya düşük verim gibi sorunlara yol açma riskini artırabilir. İklim değişikliği, su döngüsündeki ve sıcaklıklardaki değişiklikler ile mevsimsel kaymalar, tarım sektörünü doğrudan etkileyerek ekim planlamasının değişmesine neden oluyor. Bu değişiklikler ise üretim yerlerini, üretimi ve hayvancılığı etkiliyor. Aşırı hava olaylarının (extreme weather events) sıklığı, şiddeti ve artma olasılığı, tarımsal üretimde toplam ürünün azalışı riskini artırıyor ve gıda güvenliğini tehdit ediyor. Ayrıca, sıcaklık ve yağış düzeninin değişmesiyle tarımsal zararlıların yayılım alanları ve türlerinde artış yaşanması da bekleniyor” şeklinde konuştu.

“Erken çiçeklenen ürünlerde verimlilik ve kalite azalıyor”
Bitkilerin büyüme için toprak, su, ışık ve sıcaklığa ihtiyaç duyduğunu belirten Balkaya, “İhtiyaçlarını karşılayamamaları durumunda sıcaklık stresi yaşayan karnabahar brokoli ve turp gibi kışlık türlerin maruz kaldığı sıcaklık değişimleri, bu bitkilerin büyümesine engel oluyor. Bu durum, bitkilerin erken çiçeklenmesine neden olarak ürün kalitesini olumsuz etkileyebilir. Gevşek baş oluşumu, koflaşma, çatallaşma ve meyve çatlaması gibi sorunlar ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.

“Su stresine dayanıklı bitkilerin geliştirilmesi, su kullanım verimliliğinin arttırılmasından daha fazla önem taşıyor”
Tarım ürünlerinde verimliliğin nasıl arttırılabileceğine ilişkin değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Balkaya, şunları söyledi: “Tarımsal üretimde modern teknikler ve kültürel uygulamalar gelişse de biyotik (canlı) ve abiyotik (cansız) stres faktörleri hâlâ ciddi verim ve kalite kayıplarına neden oluyor. Dünya üzerindeki kullanılabilir alanlar incelendiğinde, kuraklık stresi yüzde 26’lık oranla en yaygın stres faktörüdür. Kuraklık, birçok bitki için üretimi sınırlayan ve biyoçeşitliliği etkileyen önemli bir çevresel faktör. Bu nedenle, kuraklığa dayanıklı genetik materyallerin belirlenip çeşit ıslahı programlarında değerlendirilmesi en etkili önlemdir. Toleransı yüksek genotiplerin seçilmesi ve buna uygun çeşitlerin geliştirilmesi, mevcut su kaynaklarının en etkin şekilde kullanılmasını sağlar, dolayısıyla kurak ve yarı kurak alanlarda üretimi arttırabilir. İklim değişikliğinin hızlanmasından ötürü su stresi üzerine yapılan araştırmaların önemi artmakta. Su stresine dayanıklı bitkilerin geliştirilmesi, su kullanım verimliliğinin arttırılmasından daha fazla önem taşıyor. Son yıllarda çeşit ıslahı çalışmaları sayesinde bitkilerin adaptasyon yetenekleri ve dayanıklılıkları göz önünde bulundurularak değişen koşullara uyum sağlayan çeşitler geliştirilmekte.”

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 20:22 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Minik yüreklerden Gazze’deki zulme karşı destek yürüyüşü

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve Filistinli çocuklara yönelik zulme dikkat çekmek amacıyla Karabük'te çocukların öncülüğünde yürüyüş düzenlendi.
"Çocukların Sesi Olmak İçin Bir Araya Geliyoruz" sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikte, minik yürekler adalet ve barış için meydanlara çıktı.
Polis ekipleri eşliğinde Yenişehir Camii önünden başlayan yürüyüşte çocuklar, ellerinde ‘Çocuklar ağlamasın, zulüm son bulsun', ‘Ellerimiz küçük, kalbimiz büyük' yazılı pankart taşıyarak attıkları ‘Siyonist katiller hesap verecek', ‘Nehirden denize özgür Filistin', ‘Şehitlerin kanları kurtaracak Aksa'yı' sloganlarla soykırımcı İsrail'e tepki gösterdi.
Savaş ve zulme karşı seslerini yükselten çocuklar hem Filistin hem de Doğu Türkistan'da yaşam mücadelesi veren yaşıtlarına destek verdi.
Karabük Ticaret ve Sanayi Odası önünde sona eren yürüyüşe aileler ve vatandaşlarda destek verdi.
Grup adına konuşma yapan Emir Bayır, yalnızca kendi adına değil, sesi duyulmayan, adı bilinmeyen ve hayalleri ellerinden alınmış binlerce çocuk adına konuştuğunu belirterek başladığı konuşmasında, savaşların gölgesinde yaşamaya çalışan çocukların dramına dikkat çekti.
Bayır, dünyanın birçok bölgesinde çocukların korku içinde yaşadığını vurgulayarak, "Bazen evlerimiz yıkılıyor, bazen okula giderken bombalar patlıyor. Bazen de sadece yaşadığımız yer farklı diye öldürülüyoruz" ifadelerini kullandı. Filistin, Doğu Türkistan, Yemen, Sudan, Suriye, Arakan gibi mazlum coğrafyalarda çocukların acı çektiğini, kimi çocuğun annesini, kimisinin babasını kaybettiğini; bazılarının ise hiç oyuncağı olmadığını dile getiren Bayır, "Biz çocuklar sadece oyun oynamak istiyoruz. Saklambaç oynamak, bisiklete binmek, resim yapmak, gülmek istiyoruz. Biz ne savaş isteriz, ne nefret, ne de düşmanlık. Sadece yaşamak istiyoruz. Barış içinde, güvenle büyümek istiyoruz" dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.