Ihlas Haber Ajansı tarafından
04 Aralık, 2023 00:48 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 1

Prof. Dr. Sünbül: “Sünnet yapılması HIV enfeksiyon riskini azaltıyor”

HIV’in önlenebilir bir hastalık olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, erkeklerde sünnet yapılmasının HIV enfeksiyon riskini azalttığını söyledi.
Liv Hospital Samsun Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, "1 Aralık Dünya AIDS Günü" dolayısıyla uyarılarda bulundu.

“2022 yılında HIV bulaşan hasta sayısı 1 milyon 300 bindir”
HIV günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sünbül, “Dünyada 2023 yılı itibariyle 40,4 milyon HIV hastasının olduğu tahmin edilmektedir. Dünyanın hemen her ülkesinde hastalık görülmektedir. Ancak Afrika ve Uzak Doğu Asya en sık görüldüğü coğrafyadır. Toplam hastaların yaklaşık üçte ikisi Afrika bölgesindedir. 2022 yılında 630 bin kişi HIV ile ilişkili hastalıklardan kaybedilmiştir. Geçen yıl HIV bulaşan hasta sayısı ise 1 milyon 300 bin kişidir. Bu hastaların yaklaşık beşte biri maalesef hasta olduğunu bilmemektedir. HIV bağışıklık sistemine saldırarak hastanın savunma kabiliyetini yok eder ve kişiyi enfeksiyonlara, bazı kanser tiplerine karşı savunmasız hale getirir. Hastalık yıllar içerisinde ilerleyerek AIDS aşamasına geçer. Hastaların HIV aşamasından AIDS kliniğine gelmesi yaklaşık 2-15 yıl sürmektedir. AIDS dönemi bazı kanserlerin, fırsatçı diye tanımlanan diğer enfeksiyonların tabloya eklendiği ileri aşamadır” dedi.

“Türkiye’de 32 bin kişi HIV’e sahiptir”
Ülkemizde ise 2021 yılı sonu itibariyle Sağlık Bakanlığı resmi verilerine göre 32 bin kişinin HIV ile yaşadığının raporlandığını belirten Prof. Dr. Sünbül, “Bunlardan 26 bini erkek bireylerdir. Hastalığından habersiz olduğu düşünülen kişilerle beraber ülkemizdeki HIV hasta sayısının 65-70 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir” diye konuştu.

“Hasta olan kişiler, hastalık ilerleyinceye kadar farkında olmayabilir”
HIV semptomları enfeksiyonun aşamasına göre değişiklik gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Sünbül, “Virüs vücuda girdikten sonraki ilk birkaç ayda kolayca diğer kişilere bulaşır. Etken alındıktan sonraki ilk birkaç hafta hastada ya hiçbir belirti vermez veya grip benzeri ateş, baş ağrısı, ciltte döküntü ve boğaz ağrısı gibi bulgular ortaya çıkar. Hasta olan kişilerin çoğu hastalık ilerleyinceye kadar farkında olmaz. İlerleyen dönemde enfeksiyon ilerler ve bağışıklık sistemi gittikçe zayıflar. Lenf bezlerinde şişme, kilo kaybı, ateş, ishal ve öksürük başlar. Tedavi edilmeyen hastalarda verem, menenjit, ciddi diğer enfeksiyonlar ve bazı kanser tipleri ortaya çıkar” şeklinde konuştu.

“AIDS cinsel ilişki ve kan ile bulaşabilir”
HIV, hasta kişinin kan, süt, semen başta olmak üzere vücut sıvıları ile bulaştığını vurgulayan Prof. Dr. Sünbül, “Gebelikte anneden bebeğe geçer. Hasta kişi cinsel partnerine bulaştırır. Ortak iğne kullanımı gelişmiş ülkelerde önemli bir bulaş kaynağıdır. Diğer yandan öpüşme, el sıkma, sarılma ve yiyecek paylaşımı ile hastalık bulaşmaz” dedi.

“Steril olmayan aletlerle dövme yaptıranlar risk altında”
Korunmasız cinsel ilişkide bulunanlar, uyuşturucu kullananlar, hastalık virüsünü taşıyan kişinin kan veya organının verildiği kişiler, steril olmayan aletlerle vücuduna dövme gibi uygulama yaptıranların risk altında olduklarını kaydeden Prof. Dr. Sünbül, “Sifiliz, bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlarda risk artmaktadır. Ayrıca kaza ile hasta kişiye kullanılan iğnenin batması sonucu sağlık çalışanlarına da hastalık bulaşabilmektedir” açıklamasında bulundu.

“HIV tanısı aynı gün sonuçlanan testlerle belli olabiliyor”
Günümüzde HIV tanısının aynı gün sonuçlanan testlerle konulabildiğini belirten Prof. Dr. Sünbül, şu bilgileri paylaştı:
“Bu ise erken tanı ve tedaviyi kolaylaştırmaktadır. Hastalık mikrobu alındıktan sonraki ilk 28 gün içerisinde antikor pozitif olur. Sık kullanılan tanı testleri vücutta gelişen antikorları saptar. İlk basamak testi pozitif çıkan hastanın doğrulama testi yapılmalıdır. Ayrıca HIV’in genetiğini (HIV RNA) tespit eden ve daha erken hastalık tanısını koymaya yarayan pahalı testlerde vardır. Ancak bu test daha çok tedavinin takibinde kullanılmaktadır.”

“HIV/AIDS hastalığında erken tanı önemlidir”
HIV/AIDS hastalığında erken tanı ve erken tedavinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sünbül, “Günümüzde hastalığın tedavisi için çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu tedaviler virüsün çoğalmasını durdurmakta, böylece hastanın bağışıklık sisteminin düzelmesine ve güçlenmesine yardım etmektedir. Sonuçta konak bağışıklık sistemi fırsatçı enfeksiyonlar ve kanserle mücadele kapasitesini yeniden kazanmaktadır. Önemli bir nokta ise virüse karşı etkili (antiretroviral) tedavi alan ve kanında virüs sayımı negatife dönen hastaların eşlerine hastalığı bulaştırmamalarıdır. Bu nedenle erken ve etkili tedavi, hem hastanın iyileşmesi hem de bulaşın önlenmesi açısından çok kritiktir. HIV hastası olan gebelere mümkün olan en kısa zamanda tedavi başlanmalıdır. Böylece annenin sağlığını korumak ve doğum sırasında veya anne sütü ile bebeğine HIV bulaştırmasını önlemek mümkündür” dedi.

“HIV önlenebilir bir hastalıktır”
HIV’in önlenebilir bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Sünbül, “Cinsel birliktelik sırasında kondom kullanmak, HIV ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar için test yaptırmak, damar içi ilaç kullanımı ve enjektör paylaşımının önlenmesi, erkeklerde sünnet yapılması HIV enfeksiyon riskini azaltmaktadır. Yapılan çok sayıda çalışmaya rağmen hastalık için henüz etkili bir aşı geliştirilememiştir” ifadelerini kullandı.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
09 Mart, 2025 04:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

3 bin 500 yıllık Hitit keteni, kadınlar tarafından tekstil endüstrisine kazandırılıyor

Çorum’daki Şapinuva Antik Kenti’ndeki arkeolojik hafriyatta bulunan yaklaşık 3 bin 500 yıllık keten kumaş modülünden esinlenen bayanlar, Hitit ketenini tekrar üreterek, dokumacılık sanayisine kazandırıyor.
Çorum İş Bayanları Derneği (İŞKAD) tarafından "Eski Dünyanın Yeni Masalı" sloganıyla hayata geçirilen proje çerçevesinde, 3 bin 500 yıllık Hitit keten kumaşı gün yüzüne çıkartılıyor. Çorum’daki hafriyat çalışmalarında gün yüzüne çıkartılan kumaş modülünden esinlenerek hayata geçirilen proje çerçevesinden hazırlanan ve "Hitit keteni" ismi verilen kumaş, dokuma sanayisine kazandırılacak. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından da desteklenen proje ile tarihi kökleri M.Ö. 1400 yılına dayanan Hitit keteninin aslına uygun bir halde tasarlanması, üretilmesi, işlenmesi, markalaşması, atölye/eğitim ortamlarında genç jenerasyonlara aktarılması ve yeni istihdam alanları oluşturulması hedefleniyor.

Proje tanıtım sinemasıyla tanıtıldı
Proje, Çorum Müzesi’nde düzenlenen programda, hazırlanan tanıtım sineması ile tanıtıldı. Programa Çorum Valisi Ali Çalgan ile eşi Halide Çalgan, Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız, Belediye Lideri Dr. Halil İbrahim Aşgın, Çorum İş Kadınları Derneği Başkanı Semrin Kaleli, Hitit keten kumaşının bulunduğu, devrin hafriyat lideri Prof. Dr. Aygül Süel ve davetliler katıldı.

"Bunları insanlığa tanıtmamız lazım"
Programda konuşan Vali Ali Çalgan, Çorumlu iş bayanlarının hayata geçirdikleri projeyle, kentin ve ülkenin tanıtımına büyük katkı sağladıklarını vurgulayarak, "Bu tarihi tanıtmak yalnızca Hitit medeniyetine değil, bugün yaşayanlara da borcumuz. Bunları insanlığa tanıtmamız lazım. Bu manada çok değerli bir proje yaptılar. Emeği geçen başta dernek liderimiz olmak üzere Çorumlu iş bayanlarımızı kutluyorum" dedi.
Çorum’un çok kıymetli bir tarihe geçmişe sahip olduğunu tabir eden Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız da, "Hititler’in başşehrinde yaşıyoruz. 7 bin 500 yıllık tarihimiz var. Fakat maalesef bu tarihi anlatamıyoruz. Çorumludan çok Çorum’u savunan Semrin Kaleli ve takımına teşekkür ediyorum. Emekleri geçenlere şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.

"Büyük bir coşku ve aşkla kentimizi tanıtmaya devam"
Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın ise 8 Mart Dünya Bayanlar Günü’nü kutlayarak, "Bu stant için derneğimizin tüm üyelerine teşekkür ediyorum. İçişleri Bakanlığımız da bu projeyi destekledi. İçişleri Bakanımız ve Bakanlığımıza da teşekkürlerimizi sunuyorum. Durmak yok, büyük bir coşku ve aşkla kentimizi tanıtmaya devam diyorum formunda konuştu.
Dönemin hafriyat başkanlığını yürüten Dr. Mustafa Süel anısına Prof. Dr. Aygül Süel’e plaket takdim eden Çorum İş Kadınları Derneği Başkanı Semrin Kaleli, "Hititler yaşadığı sürece, anıldığı sürece, yaşayacak. Bu yüzden, Şapinova kentimizin kaşifi Aygül Süel ve Mustafa Süel onun anısına bu sinemamızı adadık" sözlerini kullandı.

"Olağanüstü koşullarda, baht yapıtı havasız kalarak bulunmuş yapıtın bir parçası"
Dönemin hafriyat lideri Prof. Dr. Aygül Süel de emeği geçenlere teşekkür ederek, "Biz Anadolu bayanı olarak çok şanslıyız. Neolotik’ten, doğurganlığı olan bayandan başlayarak biz çok şanslıyız. Bayan her vakit destekçidir. Bu bahis için de çok teşekkür ediyorum. Bu gecenin de benim için başka bir manası var. Hafriyat meşakkatli bir iş. Bu buluntu harikulâde, bugüne gelemeyen organik bir husus. Fevkalâde kurallarda, baht yapıtı havasız kalarak bulunmuş yapıtın bir modülü. Doğal bunun için ben en başta canla başla çalışan hafriyat takımıma teşekkür etmek isterim. Mustafa hocayı ayrıyeten anmak istiyorum onun emeği çok farklıydı" dedi.
Program, hatıra fotoğrafı çekilmesi ile sona erdi.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.