blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Eylül, 2024 20:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-

Özel bireylerin hayatına dokunan proje: “Güçlü aile, güçlü özel birey”

Kastamonu’da özel bireylerin ve ailelerinin yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen "güçlü aile, güçlü özel birey" projesi, eğitim ve terapi çalışmalarıyla umut olmaya devam ediyor.
Kastamonu Valiliği ve Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği tarafından yürütülen "Güçlü Aile Güçlü Özel Birey" projesi kapsamında eğitimler devam ediyor. Projenin amacı, özel bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve ailelerinin kapasitelerini geliştirmek. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle yürütülen projede, aileler ve özel bireyler için düzenlenen eğitimlerin sonuçları düzenlenen toplantıda değerlendirildi.
Toplantıya, AK Parti Milletvekilleri Halil Uluay ile Serap Ekmekci, Gençlik ve Spor Bakanlığı Personel Disiplin Değerlendirme ve Takip Daire Başkanı Onur Şahbaz, Gençlik ve Spor İl Müdürü Reşat Asrak ve Taşköprü İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Şirin katıldı. Özel Bireyler ve Aileleri Dayanışma Derneği Başkanı Huriye Boyraz, proje kapsamında yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirme yaptı.
Boyraz, bu yıl Kastamonu’da üç projeyi aynı anda yürüttüklerini belirterek, özel bireylerin gelişimini destekleyen eğitimlerin büyük önem taşıdığını belirtti. Özellikle deprem hazırlık kurslarının, özel bireylerin hayatta karşılaşabilecekleri zorluklara karşı nasıl hazırlanmaları gerektiğini öğretmek açısından önemli olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, hipoterapi gibi yöntemlerle otizmli ve serebral palsili bireylerin denge gelişimlerinin desteklendiği, çocuklara mutfak becerileri kazandırılarak meslek edinmelerinin sağlandığı kaydedildi.
Projenin, özel bireylerin ve ailelerinin kişisel gelişimlerine katkı sağlamaya devam edeceği ve atlı terapi gibi terapilerin sürdürüleceği ifade edildi.
Bu kapsamda yapılan çalışmalarla, ailelerin bireysel ve mesleki gelişimlerinin desteklenmesi ve özel bireylere daha güçlü bir şekilde yardım edebilmelerinin sağlanması amaçlanıyor.

DEVENİN KİNİ BİTER BÖLÜCÜLERİN BİTMEZ
blank
Mustafa AKAY tarafından
26 Aralık, 2024 10:33 tarihinde yayınlandı
A+ A-

DEVENİN KİNİ BİTER BÖLÜCÜLERİN BİTMEZ

MUSTAFA AKAY

Türkiye'mizde, Cumhuriyet ve Atatürk Düşmanlığı 1923 yılından bu yana kesintisiz sürüyor. Günümüzde Atatürk'e direk düşmanlık yapanlar olduğu gibi, arkadan dolanarak yapanlar da bulunuyor.
Arkadan dolananlar, direk Atatürk'e laf atamayınca, umarı Cumhuriyet'e ve İnönü'ye gönderme yaparak düşmanlıklarını sergiliyorlar.
Kimler Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanı’dır baktığımızda karımıza ilginç durumlar çıkıyor.
Kısaca, özetlemek gerekirse, Atatürk ve Cumhuriyet'e bölücüler ve yobazlar düşman diyebiliriz. Peki, bunların ağababaları kimlerdir?
Bunu sormaya bile gerek yok. Sevr'i kabul ettiremeyenler, Lozan'ı kabul etmeyenler kimlerse onlar. Yani, o günün ve bugünün emperyalistleri.
ABD ve İngiltere.
Bu iki güç, Kurtuluş Savaşımız’da yenik düşmemiz için her türlü naneyi yemiş, Türkiye Tam Bağımsız ve Çağdaş bir ülke olunca da içten içe kemirmeye çalışmış iki ülke bu modern eşkıyalar.
Elbette o zamanlarda bunların destekledikleri iş birlikçiler vardır. Din kisvesi altında, mücadeleyi bölmek, zayıflatmak amacıyla, maddi-manevi beslenen iş birlikçiler zaman zaman isyanlar da çıkaran vatan hainleridir bunlar.
Kurtuluş Savaşı yıllarında milletin içine atılan tehlikeli tohumlar ne yazık ki, tamamen eritilemedi. Şimdi, onların uzantıları görev başındalar. Türkiye Cumhuriyeti’ni kötülemek için her türlü ortamda zehir saçmayı sürdürüyorlar.
Ne hikmetse, yobazlar ve bölücüler, Atatürk'ü, Cumhuriyeti kötüleyince, tatmin oluyorlar.
Sağcısı, solcusu, gericisi, bölücüsü Cumhuriyet’e saldırdıkça, koca çınar daha da gürbüzleşiyor, güçleniyor. Yapılan bu saldırılar sinek vızıltısı gibi geliyor insanlara.
Gericiler düşman dedik Cumhuriyet’e. Evet, Şeyh Saitler, Seyit Rızalar, İskilipli Atıf’lar ve yüzlercesi. Onların saçtıkları zehirler, Cumhuriyet'in özgür ortamında bugünlere kadar geldi. Şimdi, yeni yeni tarikatlar, cemiyetler, siyasi partiler ortaya çıktı. Şimdi onlar kinlerini kusup duruyorlar.
Cumhuriyet’e düşman olanlar arasında bir de bölücüler var. Cumhuriyet’in her türlü nimetinden yararlanıp, bir yerlere gelmiş nankörler var. Bunlar da bir türlü ulus devleti, üniter yapıyı kabullenemediler.
Sanki oligarşik bir yönetim varmış gibi, devenin kininden çok daha fazla bir kinle saldırıp duruyorlar. Bitmiyor kinleri nedense. Osmanlı gibi mutlak monarşi yönetiminden halk yönetimine geçen Cumhuriyet'i benimseyemediler. Sanki teokratik bir düzeni daha çok isterlermiş gibi.
Şimdi, bu aralar Bahçeliyle demlenen DEM'in milletvekili artist Sırrı Süleyman Yücel Cumhuriyet’e laf çakmış aklınca.
Güya, Cumhuriyet gelince Allah'ı yok saymış, kendisini çok kutsamış gibi zırvalarda bulunmuş.
Bu artist bozuntusu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kendisine ve kendisi gibi satılıklara sağladığı demokratik ortamın verdiği özgürlükle, okudular, sinemacı oldular, milletvekili oldular, belediye başkanı oldular. Hatta ve hatta bu soytarı gibi TBMM Başkan Vekili oldular. Nedense doymuyorlar. İsteklerinin ne olduğunu biliyoruz. İstekleri federatif bir yapıdır. O da olmayacak duaya amin demekten öte gitmeyecektir.
Cumhuriyet, demokrasi ilkesinin en yaygın ve akıllı uygulamasını sağlayan bir yönetim biçimi olarak, halkını kucaklıyor, tümünü kapsıyor. Düşünce özgürlüğünün en iyi uygulandığı bir yönetim biçimi olarak 100 yıl önce kabul edilmesi bir devrimdir. İlenicidir, insan haklarına saygılıdır, egemenliği milletin kendisine vermiştir. Yönetimi halk ve temsilcileri vasıtasıyla sağlar. Bu rejimde yönetimler seçimle gelir seçimle giderler. Hak, hukuk, adalet kavramlarının en iyi işlediği bir yönetim biçimidir.
Şimdi, artist Sırrı Süleyman Yücel, bunları eleştiriyor. Bunu da ilericilik adına yapıyor sözüm ona.
Atatürkçüler, uyanın, Cumhuriyetçiler silkelenin.
Sizler uyursanız, bu güzelim yönetim ayağımızın altından bir ipek hali gibi kayıverir.

Görüş Bildir

blank

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.