Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Ekim, 2023 04:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 5dk
Yorum Sayısı: 0

Orman Bölge Müdürü Sönmezoğlu: “Operatör bulmakta ciddi sorun yaşıyoruz”

Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, bünyelerinde çalıştıracak operatör bulmakta zorluk çektiklerini ve orman sektöründe çalışması için yurt dışından dahi sertifikalı çalışanların değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Sanayicinin nitelikli işçi konusundaki sorununu kısmen biz de yaşıyoruz” dedi.
Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlenecek olan “Cumhuriyetin 100. Yılında Kastamonu Çalıştayı” öncesi son toplantı gerçekleştirildi. Orman Bölge Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıya Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, KUZKA Genel Sekreteri Serkan Genç, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile sektör temsilcileri katıldı.

“Ormanlarımızdan yıllık 3 milyon 250 bin metreküp orman servetinin alınması aslında ormancılığın tüm bileşenlerinin, tüm ormancılık sisteminin sağlıklı bir şekilde uygulanması için gerekli”
Kastamonu’nun en büyük gücünün ormanlar olduğunu belirten Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, “Türkiye’nin en verimli ormanlarına sahip ilinde yaşıyoruz. En fazla yıllık artımı olan bir ildeyiz. Türkiye’nin en kaliteli, en biyolojik çeşitliliği fazla, en sıra dışı doğal güzelliklerinin, yeryüzü şekillerinin bulunduğu bir ildeyiz. Kastamonu kadimden bu tarafa asli odun üretimi diye nitelendirdiğimiz ormanlarda kesilmesi gereken ağaçların kesilerek depolara taşınması veya işte büyük fabrikalara götürülmesi konusunda zaten ezelden beri öncü ve birinci olan bir yer. Bu konu Kastamonu’ya belli ölçeklerde sanayi tesisleri zaten kazandırmış. Burada orman emvali var. Orman emval ulaşma imkanı olan yerde sanayi tesisleri kuruldu. SFC, dünya markası olan, dünyada levha sektörünün bir numarası olan Kronospan’la ortaklık yapmış. Dünyanın en büyüğü olan iki levha fabrikası Kastamonu’da. Bu tesislerin buraya kurulmasının ana sebebi burada mevcut olan kıymetli ormanlar. Buradaki ormanlarda üretilecek orman emvali hızlı bir şekilde ulaşmak. Kastamonu çok uzun yıllar orman emvali üretimi konusunda 1 milyon seviyelerinde yer almış. 2000’li yıllarla birlikte bu rakamlar 1 milyon 600 binlere kadar çıkmış ve en nihayetinde 2019’dan itibaren artık istikrarlı bir şekilde 2 milyon 600 bin metreküpler seviyesine geldik. Ormanda gerekçesiz, sebepsiz, teknik bir izahı olmayan hiçbir ağaç, hiçbir fidan kesilmez. Mutlaka kalan orman kıymetinin daha iyi gelişmesi, biyolojik çeşitliliğin temini, orada yaşayan tüm canlıların ihtiyacının mahallede karşılanması gibi birçok gereksinimi karşılayacak şekilde kesim yaparız. Türkiye’nin ortalama değerlerini dikkate aldığımız zaman Kastamonu ormanlarında yıllık 3 milyon 250 bin metre küp orman servetinin alınması aslında ormancılığın tüm bileşenlerinin, tüm ormancılık sisteminin sağlıklı bir şekilde uygulanması için gerekli. Bu ne demektir? Kabaca 600-700 bin metreküp daha orman emvali üretimi yapılacak demektir. Tabii ki bunun getireceği bir ekonomik fiili durum olacak elbette. Sadece bu kadar dikili kabuklu gövde ağacındaki emvalin üretimi yöre insanımıza en azından 1,5 milyar liralık bir değer bırakacaktır” dedi.

“Sanayicinin nitelikli işçi konusundaki sorununu kısmen biz de yaşıyoruz”
Çalışacak işçi sayısını artırmak gerektiğine dikkat çeken Sönmezoğlu, “Burada çalışacak işçilerin de sayısını artırmamız gerekiyor. Bu konuda bir sıkıntı yok. Kastamonu devlette işçi olarak çalışmayı seven bir yer. Onun için bu konuda sorun yok ama inanın geçtiğimiz yıllarda operatör alma noktasındaki taleplerimize gereken rağbeti göremedik. Yani sanayicinin nitelikli işçi konusundaki sorununu kısmen biz de yaşıyoruz. Mesela, Bozkurt ilçemizde ve Çatalzeytin ilçelerimizde birer tane aşçı almak istedik. Müracaat eden olmadı. Yani sanayi sektörünün, hizmet sektörünün operatöre ihtiyacı var. Bizim istif işimizi yapan istifçi esnafımız şimdi artan üretim karşısında daha fazla istif makinesi almak durumunda. Bunu alacak finansmanı temin ediyor veya biz ORKÖY kredisi veriyoruz. Fakat bunu kullanacak operatör bulmakta ciddi sorun yaşıyoruz. Yine kamyoncu esnafı işte birkaç milyon para veriyor, makine alıyor, kamyon alıyor. Bunu sürecek insan bulmakta zorlanıyor. Bir yerde bir ormancılık etkinliği yapılacaksa öncelikle o çevrede yaşayan insanların bu işte iş sahibi yapılması, bir nimet varsa bu nimeti öncelikle o mahaldeki insanların alması konusu mutlak bir yasal gerekliliktir. Yani A köyünde yaptığınız işi A köyünde yeteri kişi o işi yapabilecek, siz B köyüne vermezsiniz. A köyünde bir işçi eksiği varsa en yakındaki yerlerden yine işçi tedarik yaparsınız ama geldiğimiz noktada artık köylerimizde 60 yaş üzeri insanlar yaşıyor. Gençlerimiz maalesef bu sektörde çalışmak istemiyor. Bu konuda Genel Müdürlüğümüz içinde bulunduğumuz yılın dördüncü ayında bir kanun değişikliği yaparak, ormanda çalışanların kendilerini sigortalatması durumunda gidenlerini karşılama doğrultusunda bir yasal düzenleme yapıldı. Kendisini veya 18 yaşını doldurmuş evladını sigortalattığını ve herhangi bir borcu olmadığını bize belgelediğinde aldığı hak edişe yüzde 5 daha ilave ödeme yapma kararı aldık. Yani sigortalı çalışmayı biz de teşvik etmeye çalışıyoruz. Ancak önümüzdeki süreçte az önce ifade ettiğimiz 700 bin metreküp orman emvali üretimini artırdığımızda bunu gerçekleştirecek insan kaynağı konusunda ciddi sorun var. Bu konuda artık sadece köylülerin istihdamı şeklindeki anlayışın belki de bu işe ehil olan, bu konuda eğitimi almış, bu konuda tecrübe sahibi her kim olursa, şehirde yaşasın, köyde yaşasın belki yurt dışından Türkiye’ye gelmiş, bu konuda deneyimli, sertifikalı insanlar da dahil bizim işimizde de istihdam edebilmemiz gerekiyor. Bu şu an Kastamonu değil tüm Türkiye’nin en yaygın birinci sorunudur. İşçi konusu artık tüm Türkiye’nin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkmış vaziyette. Dolayısıyla bu konuyla ilgili de var olan kanun düzenlemelerin gözden geçirilmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Yani Kastamonu’da ormancılığı bir adım ileriye götürmek için mühendis, memur, teşkilat işçisinin yanı sıra ormanda yapılması gereken çalışmalara da daha fazla sayıda insan gücüne ihtiyacımız var. Bu insan kaynağı Kastamonu’da yeteri düzeyde maalesef yok. Var olan yerler var fakat o insanları bir başka mahalde mevcut düzen içerisinde çalıştırmak gerçekten çok zor. Çalıştırma noktasında irade ortaya koyan arkadaşlarımız gerçekten sorunla karşılaşıyorlar. Dolayısıyla bizim şöyle bir önerimiz var. Her mahalde köylü veya şehirli, orman sektöründe çalışmak için eğitim almış, sertifika almış, deneyim sahibi olmuş insanların kurumumuz envanterinde sıralanması gerek. Bir iş ortaya çıktığında bizim görevlimiz sırayla orada işin yapılacağı yere en yakın yerde yaşayanlardan başlayarak buradaki ormancılık sektöründe çalışan insanların çalıştığından çok daha uzun süre ormanda çalışabilmesine imkan sağlamamız gerekiyor. Bu da bir yerde göçü hızlandıran bir şey. Bu alanların ıslah edilmesi konusunda yine buradaki tüm katılımcılardan biz destek beklediğimizi, işlerimizi daha iyi, daha kaliteli bir şekilde yapabilmemiz için bu konuda da bizim güçlendirilmemizi sizlerden talep ediyoruz” diye konuştu.

“Sahip olduğumuz potansiyel, ne yazık ki ekonomik değere dönüşmüyor”
Kastamonu’nun sahip olduğu potansiyelin ne yazık ki ekonomik değere dönüşmediğini söyleyen Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük ise, “Yaklaşık 1 aydır devam eden süreçte Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı çerçevesinde Kastamonu için değer oluşturan özellikle ilin ekonomisine önemli katkılar sağlayan sektörlerle ilgili birtakım çalıştaylar silsilesi planlandı. Sayın Valimiz başkanlığında ilgili kurum ve kuruluşların temsilcileri ile yapılan toplantıda özellikle ormancılık alanında Kastamonu’da önemli bir alan olduğu, potansiyel olduğu gerek üretim gerekse sanayi kuruluşlarının lokomotif bir rol üstlendiği ve ilk aşamada bu doğrultuda başlanılması kanaati oluştu. Bu doğrultuda da bir dizi toplantılar gerçekleştirdik. Kastamonu ormancılığın başkenti. Hem bu sahip olduğu orman kaynakları açısından da böyle aynı zamanda orman ürünleri sanayi sektörü açısından da böyle. Diğer taraftan odun dışı orman ürünleri açısından da böyle. Yaptığımız toplantılarda açığa çıkan temel problemleri gördüğümüzde sahip olunan potansiyel meta, ne yazık ki ekonomik değere dönüşemiyor. Burada büyük kuruluşların faaliyet gösterdiğini düşünürsek yeni yatırımlara da ihtiyaç var. Bir tarafta hammadde tedarikinin garantiye alınmasını bekleyen bir sektör var, bir tarafta da bunu üretime kazandırmayı isteyen kamu kuruluşu var. Fakat önümüzde de sektörde çalışacak iş gücü yetersizliği gibi bir gerçekte var. Odaklanacağımız nokta bu. Mevcut sanayilerimiz var, potansiyelimizde var. Eğer biz potansiyeli ekonomiye dönüştürmek istiyorsak, bununla ilgili yeni sanayi alanların oluşturulmasını ve bu hususların yetkili makamlara taşınmasını sağlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Öte yandan “Cumhuriyetin 100. Yılında Kastamonu Çalıştayı”nın 29 Kasım’da gerçekleştirilmesi planlanıyor.

blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
10 Mart, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

İftar saatinde yaşadıkları heyelanı kıyamete benzettiler

Rize’nin Ardeşen ilçesinde meydana gelen heyelanın akabinde 18 meskenin tahliyesine neden olan heyelan anını anlatan köylüler, o anları kıyamete benzettiler.
Rize’nin Ardeşen ilçesine bağlı Aşağıdurak Köyü’nde Cuma akşam saatlerinde heyelan meydana geldi. Karın erimesiyle yumuşayan toprak zirveden koparak köyün içerisinden aktı. Balçığa bulanan köydeki 18 konut Afet ve Acil Durum Yönetimi Müdürlüğü (AFAD) tarafından önlem hedefli tahliye edildi. Heyelan nedeniyle suların kesik olduğu köyde vatandaşlar tarafından paklık çalışmaları devam ederken, Rize Vilayet Özel İdaresi’ne bağlı takımlar de bölgede çalışmalarını sürdürüyor.
Heyelanda meskeni ziyan gören ve heyelanın yaşandığı o anları anlatan İsmail Hakkı Bayrak, komşularının kendilerini uyardığını lisana getirerek "Tam iftar saatiydi, telefonumda öbür odada sessizdeydi. Hiç haberim olmadı. Üstten geliyor afet fakat hiç haberimiz yok. Komşular bağırdı bize ‘Evden çıkın’ diye lakin biz duymadık. Konutun art kısmına kadar geldiğinde eşim ne oluyor diye bir dışarıya baktı ki bize işaret ettiler ‘Evden çıkın’ diyerek. Biz de çabucak çıktık meskenden. Ardımızdan konutun kapısını doldurdu. Komşumuzun konutuna sığındık ve o gece konuk olduk" dedi.
Evlerinin tahliye edildiğini lakin köyde bulunan hayvanları için her gün ilçe merkezine gidip gelmek zorunda kaldığını kaydeden Bayrak "AFAD’dan geldiler ve burayı boşaltın dediler. Çalışma yapmak üzere tekrar geleceklerini söylediler. Şuanda oturma müsaadesi yok. Ardeşen merkezde kalıyoruz. Her gün inip geliyoruz. Ahırda hayvanımız var, merkezde bağlayacak yer yok. Ne yapacağız bizde bilemiyoruz" sözlerini kullandı.
Eşinin uyarısı üzerine balkona çıktıktan sonra gördükleri karşısında şoke olduğunu vurgulayan köy sakini Emine Ofluoğlu ise heyelan anlarını "Bir baktım ki kıyamet koptu geliyor" sözleriyle anlattı. Ofluoğlu "İftardan biraz evvel eşim balkona çıktı. ‘Çok gürültü var, rüzgar mı ne var?’ dedi. Bende onun üzerine balkona çıkıp denetim edeyim dedim. Sonra bir baktım ki kıyamet koptu geliyor. Ondan sonra çabucak yengeme bağırmaya başladım. Eşim telefonla arayınca duymadılar lakin sonra sesimizi duyarak dışarıya çıktılar. Üstten büyük bir ses geldi. Allah’tan o sıra çıkmıştılar meskenden. Allah kurtardı. Korkan komşularımın hepsi o gece benim konutuma geldi. Sabaha kadar dehşetten hiç uyuyamadık" diye konuştu.
Heyelanın akabinde köyde su kesintisi olduğuna dikkat çeken Ofluoğlu "Şimdi de suyumuz akmıyor. Depoya çıktım, köyde 1 damla suyumuz yok. Yerinde depo yapılmasını rica ediyorum yetkililerden. Bir yangın çıksa köyde su yok" açıklamasında bulundu.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.