Karabük Postası tarafından
06 Haziran, 2023 10:39 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Ordulu arıcılar ‘çiçek balı’ için yaylalara göç başlattı

Türkiye’de en fazla bal üretiminin yapıldığı Ordu’da arıcılar yüksek rakımlı yaylalara göç etmeye başladı. Çiçek balı hasadı için yola çıkan arıcılar, sonrasında ise kestane balı hasadı için farklı illere ve Ordu’ya gelecek. Yıllık 18 bin ton bal üretimi, 3 bin 500 kayıtlı arıcı ve 600 bin kovan sayısı ile Türkiye’deki bal üretiminin yüzde 15’lik kısmını karşılayan Ordu’da arıcılar yaylaların yolunu tuttu. Yağışlı havalar nedeniyle bölgede akasya çiçeğinden bal alamayan, Türkiye’nin çeşitli bölgelerine giden arıcılar, yaylalarda çiçek balı hasadından umutlu. “Ordu 110 ülkeden fazla bal üretimi yapıyor” Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, 18 bin ton bal üretimi ile Türkiye’de en fazla bal üretimi yapılan Ordu’nun, dünyada 110 ülkeden de daha fazla bal üretimi yaptığını söyledi. Ordulu arıcıların Akdeniz Bölgesi’nden başlayıp, Güneydoğu Bölgesi’ne kadar gittiğini ve yaylalarda çiçek balı hasadı yaptığını belirterek, “Şubat ayından itibaren arıcılarımız bakımlar başladı, bal üretimi için Doğu ve Güneydoğu illerine giden arıcılarımız oldu. O bölgelerde yağışlar nedeniyle fazla verim alınamadı. Artık mayıs ayı ortası itibarıyla arıcılarımız yüksek rakımlı yaylalara çıkmaya başladılar. Ordu 3 bin 500 kayıtlı arıcı ve 600 bin kovan ile artık yaylalara çıkmaya başladı ve Türkiye’nin yaklaşık 50 ilinde bundan sonra Ordulu arıcıları görmek mümkün” dedi. Ordulu arıcılar Türkiye’nin farklı illerinde bal hasadı yapacak Ordu’da arıcılık sektörünün fındıktan sonra en büyük geçim kaynağı olduğunu ifade eden Çiftçi, “İlimiz ekonomisi için çok önemli, biz de arıcılarımızın yaylalara çıkması ve yaşadıkları sorunlar için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu yıl şimdiye kadar akasya çiçeğinden bal alınması gerekiyordu ancak yağışlı havalar etkiledi. Bu nedenle arıcılarımız artık çiçek balı üretimi için yola çıkıyorlar. Sivas, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Kars, Hakkari, Van, Ağrı, Bingöl illerine gidecekler; sonrasında kestane balı üretimi için Sinop, Kastamonu’ya giden arıcılarımız olacak, Kayseri ve Konya illerine giden arıcılarımız olacak. Bu yaylalardan dönüşte de çam balı üretimi için bölgelere gidecekler. Çiftçi, arıcılara bol ve bereketli bir sezon diledi. (İHA)

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.